Şair Ahmet Günbaş’ın “Foça’da Aşkla (*) romanını nicedir edinmek istiyordum. Yakın Kitabevi’ndeki imza gününde İzmir dışındaydım. Dumansız buluşmalarımıza da bir süredir katılamadığım içi edinemedim. Sonunda “şiir gibi yaşanılmışlığın tanıklığı” ile, sıcak bir merhabayla ulaştı roman bana da.
Ahmet Günbaş’la soyadı uyaklığımız, kimi kez karışıklığa yola açar; ama sıkıntı yaratmaz, tersine mutlu kılar beni. İki şairin dostluğu, duygudaşlığıdır bu. Yirmi yıla varan dostluğumuz daha da donanır, katlanır, çoğalır.
Bir “vefa” adamıdır Günbaş. İnsanca değerlere, toplumsal duyarlıklara açıktır yüreği. Şiir hep önceliğidir; nerede adı geçse, anılsa kuşkusuz şairliği öne çıkar.
Günbaş, şiir kitaplarının yanında gençlik ve çocuk romanları, deneme, kitap tanıtım, öykü, antoloji alanında da çok sayıda kitaba imza atmıştır. Sanırım 30 kitap yayımlamıştır bugüne dek. Verimli, üretken, başarılı bir yazın adamıdır o.
Çarpıklığa, sömürüye, yalana, dönekliğe, çıkarcı davranışlara karşıdır. Gezdiği, gördüğü kentlerden izlere şiirlerinde, romanlarında, öykülerinde rastlamak olasıdır. Geçmişin güzelim doğal alanlarını, yapılarını, kimliğini unutmaz; yıkılan, yok edilen bu güzellikleri kırgın ve kızgın bir dille taşır yapıtlarına.
Ali Rıza Ertan kitaplarda yaşamını sürdürüyorsa, Ender Sarıyatı’nın şiiri “Genç Ölümlü Şairler” kitabıyla anılıyor ve anlatılıyorsa kuşkusuz bu Ahmet Günbaş’ın vefası, değerbilirliği, emeği ile var olmuştur.
İzmir’de bir dönemin ünlü yazın dergisi Dönemeç’e Hüseyin Yurttaş, Ali Rıza Ertan, M. Kadri Sümer, Halim Yazıcı’yla harç koyanlardan, emek verenlerden, yaşatanlardan biri de Ahmet Günbaş’tır.
“Foça’da Aşkla” gerçekle, kurgunun, yaşanmışlıkla, anıların izinden giderek, benim de tanıdığım, Foça’da hazırladığı şiir akşamlarından birine konuk olduğum, evinde kitapları ve dostlarıyla buluştuğum şair Özcan Yalım anısına oluşturulmuş bir belge roman.
Roman; emekli gazeteci Olcay Durmaz’ın, karısı Nilgün Hanım ve oğlu Barış ile yazı geçirmek için Foça’da bir ev kiralamasıyla başlıyor. Olcay Durmaz orada eski dostu Şinasi ile buluşuyor. Aile daha ilk akşamdan Özcan Yalım ile tanışıyor. Ailenin tek çocuğu Barış, Özcan Yalım’ın ışığına tutuluyor ve bir ateşböceği gibi onun çevresinde dolanıyor.
Ancak işin içtenlikli, ilginç yanı bildik şairlerin romanda gerçek adlarıyla ve dizeleriyle yer alması. Özellikle Hüseyin Yurttaş ve Kozbeyli köyü başı çekiyor. Ahmet Yeşilyurt, Hülya Deniz Ünal, Mahzun Doğan, Hidayet Karakuş, Halim Yazıcı,Ahmet Uysal, Bülent Güldal, Mehmet Sadık Kırımlı, Serap Erdoğan, Ataman Avdan, Fergun Özelli, Yusuf Alper, Dinçer Sezgin de romanın kişileri oluvermişler.
Bu adları sevgiyle anarken, 120. sayfada bir anda kendimi romanın sayfalarında buluverdim! Bir güzel şaşkınlık!...
“Şiirle çiçeklenen günlerde Oğuz Tümbaş da araya giren güzel bir görüntüydü kuşkusuz. Güzelden de öte, ‘ah kimselerin vakti yok durup ince şeyleri anlamaya’ diyen Gülten Akın’ın yakınmasını hafifleten bir incelik ustasıydı o. Üstüne üstlük TRT’de çalıştığı yıllarda duvarını şiirlerle donattığı bir ‘İnce Oda’sı vardı. Çocukluğunu sırtından indirmeyen Gaziantep ağzıyla tatlandırılmış dizeleri oldukça ilgi görmüş, kimi sözcüklerin anlamı enine boyuna deşilmişti. Sözgelimi ‘Küşüm Çınlaması’nda, saygıyla susmak anlamına gelen ‘küşüm’ sözcüğü pek sevilmişti izleyicilerce. Kentleşmenin getirdiği yabancılaşma ve yalnızlık sorununu, ‘Elma ağaçlarına gidelim/ Umutlu çocuklar olalım’ yönelimiyle aşmaya çalışıyordu şair.”
(*) Foça’da Aşkla, Ahmet Günbaş, gençlik romanı, Duvar Y. Ekim 2017, 138 sayfa