Birkaç gün önce Ziraat Türkiye kupası final maçı oynandı ve Galatasaray futbol takımı, Ege temsilcisi, son Türkiye Kupasının sahibi Akhisar’ı mağlup ederek kupaya uzandı. Maç içerisinde veya sonrasında olanlar ile kimin gerçekten kupayı hak ettiğini bugün yazmayacağım. Yok, video hakem sistemiymiş, yok penaltıymış, değilmiş… Akhisar seremoniye çıksın mıymış? Çıkmasın mıymış? Yok, efendim, sarı kartmış, kırmızı kartmış… Bunları da tartışmayacağım.
Gelin, hep beraber bakış açılarımızı değiştirelim ve bahsini ettiğim Galatasaray-Akhisar maçına farklı açıdan yaklaşalım; Süper Ligin bitimine iki hafta kalmışken, görüyoruz ki, Galatasaray takımı büyük ihtimalle ülkemizi Avrupa’da, Şampiyonlar Liginde temsil edecek. Eğer finali Akhisar takımı alsaydı önümüzdeki sezon Avrupa Liginde ülkemizi Akhisar takımı temsil edecek idi. Buraya kadar her şey normal gözüküyor. Hatırlatayım, finalistin, kupayı alamasa da Avrupa’ya gidebilmesi kuralı 2015–2016 sezonundan geçerli olacak şekilde Uefa tarafından kaldırıldı. Daha öncesinde kupa finalisti Kayseri Erciyes takımı da 2007-2008 sezonunda ligden düşmüştü ama yine de Avrupa’ya gitmişti. Tahmin edebileceğiniz gibi başarılı olamamıştı.
İyi de Akhisar takımı süper Ligden düştü. Seneye Spor Toto 1.Ligde mücadele edecek. 1. Ligde oynuyor olması Avrupa’ya gitmesine engel mi? Elbette ki hayır, resmi olarak tabii ki engel değil! Ancak, Süper Ligden bir alt Lige düşünce, ister istemez gücünüz de düşecek… Öncelikle kaliteli, daha doğrusu belli bir çizginin üzerindeki futbolcular Süper Lig kariyerlerini bırakmak istemeyeceklerdir. Bu nedenle de kendilerine çoktan takım aramaya başlamışlardır bile… Para da azalacak! Maç başı federasyon gelirleri ile yayıncı kuruluş ve reklam gelirlerinde de ciddi bir düşüş yaşayacaklar. Seyirci azalacak. Promosyon satışları düşecek. İster istemez güç kaybına uğrayacaklar. Belediye takımı olmaları hususuna hiç değinmiyorum!
Kaldı ki, geçen sezon Türkiye Kupasını kazandıkları için, bu sezon başında Uefa Avrupa Ligine direkt katıldılar ve sadece bir puan toplayabildiler. Süper Lig şartlarında bir takım oluşturdukları halde…
Kulüp takımlarımızın Avrupa’da başarılı olmalarını istemiyor muyuz? Tabii ki istiyoruz. Her şeyden önemlisi, aldıkları her puan, her başarılı sonuç, ülke puanımızı doğrudan etkiliyor.
Akhisar kupayı alsaydı önümüzdeki sezon Avrupa Liginde temsilcimizdi! Ama ne kadar ve nereye kadar temsil ederdi, bilemiyorum! Peki, ne yapılsın? Bir takım ligden düştü diye Avrupa’da ülkemizi temsil etmesin mi? İlk akla gelen çözüm buymuş gibi görünse de… Benim federasyona başka bir önerim var; statüyü değiştirsinler. Avrupa kupalarına direkt ya da dolaylı yoldan katılmayı hak eden kulüp, sezon sonu ligden düşmüşse, o ligden düşürülmez… Lig sıralamasında, alt lige düşecek sayıda takımın bir üstünde yer alır. Bu da Türkiye kupasına ayrı bir heyecan katar.
Dönüyoruz başa…
Yazımın başındaki tüm tartışmaların içerisinde, Galatasaray’ın kupaya uzanmasında belki de bu detay gizlidir. Kim bilir? Acaba liglerimizde benzer bir statü olsaydı, Türkiye Kupası Akhisar’ın olabilir miydi?
Dipnot; “Geç kalmak iyi kararların kaderinde vardır.” Oscar Wilde.