Zamanın su gibi akıp geçtiği gerçeğini perçinleyecek haftadayız. Profesyonel liglerimizin en büyüğü Süper Lig; bu yılki adıyla Lefter Küçükandonyadis sezonu bu hafta sonu oynanacak maçlar ile sona eriyor. Bölgesel amatör lig, 3., 2. ve 1. Ligler birkaç yükselme maçı haricinde geçtiğimiz haftalarda kepenklerini indirmişlerdi. Türkiye Futbol Federasyonunun, sezonlara isim verme geleneğinin, büyük oyuncu Lefter’in ardından, Metin Oktay’la devam etmesi gerektiğini dillendirmek isterim. Demokrasiye olan inancı ve devrimci ruhu ile Metin Oktay’ın adının 2019–2020 sezonunda futbolumuza uğur ve şans getireceğini düşünüyorum. Özellikle de ülkemizin Metin Oktay ruhuna ihtiyacı olduğu şu günlerde… Önümüzdeki haftalarda seçimli genel kurula gidecek olan Türkiye Futbol Federasyonunun, yeni başkan ve yeni yönetiminin de bu hususa dikkat edeceğine, açıkçası, inanmak istiyorum. Yok, eğer birilerinin güdümlü füzesi olacaklarsa, o başka…
Gelelim son maçlara… Süper Ligin son haftasının, İzmir’imiz için ayrı bir önemi var. İzmir’i Süper Ligde temsil etme şansını geçtiğimiz hafta Altınordu takımı şanssız bir şekilde kaybetmişti. O kocaman şansı Karadeniz’in kara sularında, Giresun’un çimlerinde bırakarak yuvaya dönmüştü. İlimizin, Süper Ligdeki tek temsilcisi olan Göztepe’nin de, 2019–2020 sezonunda hangi ligde oynayacağına karar verme maçı bu son haftada… Göztepe, Bornova Aziz Kocaoğlu stadında Ankaragücü takımını ağırlayacak ve önümüzdeki sezon hangi lige devam edeceğine kendisi karar verecek. Tabi dış güçlere takılmaz ise… Hani, son oynadığı Bursa maçında video hakem sistemine (VAR) takılmıştı ya… Attığı ilk golden bahsediyorum… VAR tarafından iptal edilerek verilmeyen golden! Video hakem uygulamasının liglerimizde uygulandığı ilk maçtan itibaren neredeyse tamamına yakınının pozisyonlarını televizyondan, bilgisayardan, cep telefonu uygulamalarından defalarca izledim. Bu son maçtaki gibi bir VAR kamera açısını daha önce hiçbir maçta, hiçbir görüntüde görmemiştim. Sanki “minareye kılıf uydurma” yakıştırmasını yapabileceğim bir kamera açısıydı o! Sanki “golü nasıl ve neler uydurarak iptal etsek” açısıydı o!
Ne kadar çok benzer yaşamlar son zamanlarda… 31 Mart seçimleri ile atılan gol! Hakem orta noktayı gösterecek ama bekledi bir müddet… Sonra mazbatayı, yani golü verdi. Kısa bir müddet sonra VAR yani benzetme bu ya; Yüksek Seçim Kurulu devreye girdi; “hocam kontrol edelim, ofsayt var” dedi. Hoppala, gol iptal. Görüntü de, maşallah iki yüz elli sayfa… Maça devam. Allahtan seçim gibi maçı tekrar ettirmediler.
Neredeyse aynısı değil mi? Çünkü bugün futbolu yöneten zihniyet ile canım ülkemi yönetir gözüken, bence bunu bile beceremeyen zihniyet aynı!
Umuyorum Göztepe bu maçta saçma sapan kamera açılarına işi bırakmayacak ve gereken cevabı, gereken şekilde, gereken yerlere verecektir.
Dipnot; “Niyeti kötü olanın attığı ok kendine döner”. Hz. Ali