Dedi ki; “Kellesini alın”
Sebep?
“… Payitaht ve Diriliş dizileri gibi Cumhurbaşkanımız tarafından örtülü desteklenen….”
E, iyi oldu bunu söylediğin, eee;
“Haçlı Siyonist ittifakı besleyen, asitli gazlı içecekler, ahlaki çöküntülere sebep olan, Orkit gibi kadın iç çamaşırı reklamlarına, Müslüman bir kadının gece giyemeyeceği kıyafetlerle ekranlara çıkarılmasına göz yumanların derhal kellesi alınmalı…”
Vay arkadaş biz hangi dünyadayız…
Bunları söyleyen Akit Gazetesi yazarı Prof. Dr. Ahmet Maranki…
O sırada televizyonda teknoloji programı izliyordum…
Seni sesinden tanıyan arabadan mı söz edeyim,
Seni takip eden akıllı bavuldan mı? Akıllı ev sistemlerinden mi yapay zekadan mı?
Sene 2018, Las Vegas’ta bu çağın insan beynini yakacak bir teknoloji fuarı.
Dünya uçmuş, profesörler, mühendisler, yazılımcılar yepyeni bir dünya kurmuş.
Bizim profesör “Gazlı içeceğin, siyonizmi” nde takılı…
Dünya teknolojiyle bilimle uçmuş uçmuş.
Bizim profesör, Anadolu kadınının pediyle uğraşıyor.
Kadın pedi reklamı ahlaki çöküntüye yol açacakmış…
Yazıklar olsun diyeceğim de, benim küfürüm pahalı…
Öyle herkese edemem…
….
Önce bir kızdım hakikaten…
Sonra bir bakındım ki hocanın dünyası böyle.
Kendini “Kozmik bilimci” diye tanımlıyor.
Nevada’da 51. Bölge'de uyduların yaydığı enerji sayesinde;
Irak’ta 400 bin devrim muhafızının, cepheleri bırakıp evlerine döndüğünü,
Aynı yöntemin Bosna Savaşı'nda uygulandığını,
İnsanların etrafında görünmez vazifeli canlılar olduğunu söylüyor.
Bunu dinimizde söyler de, görünmez yaratıkların adedini vermesi beyin yakan cinsten.
“Yüz milyon katrilyon canlılı, 10 üzeri 16 milyon kalınlığında canlılar demeti var”
(İlk kez böyle bir rakam duyuyorum, cehaletimi bağışlayın)
Hoca Las Vegas’taki geri zekalı bilim adamlarıyla (!) adeta yarış içinde sayın seyirciler;
Devam ediyor…
“Bu canlılar düşüncene göre değişiyor…
Erkek, nikahlı eşine dokunduğu zaman renkler normal seyrediyor.
Ama kendine yabancı bir kadın dokununca kapkara oluyor.
Düşünceye göre çevremizdeki renklerde değişmeler oluyor.
Sağ elle aldığımız elmanın rengi bile değişik…”
…..
Rabbim…
Ben vazgeçtim buralardan…
Sana gelsem…
Ya da “Akıl fikir otu” bahşetsen kullarına…
Amin…
***
Olmaz mı?
İzmir’i seller götürdü.
İzmir kefali kordonda “İki bira bir midye” yapıp geri döndü.
Sazı alan bastı teline.
Yine Aziz Abi hedefte idi.
Sosyal medya fırtınası, Kordon’dakinden fazla oldu.
Bence dozu fazla oldu.
Başkan ne yapsın, yılların yorgunluğu.
Artı bildiğin tufan, afet…
Hatta Aziz Başkan “Yapacak bir şey yok” dedi.
Hah orda külah değişimi başladı abi…
“Yapılacak bir şey yok” ise DEÜ Deniz Bilimleri Fakültesi ile İZSU 2011'de ne protokolü imzaladı?
Misal 2014 te İZSU “İklim Değişikliğinin Kıyı Kentlerine Etkileri Uluslararası Sempozyumu'nu niye yaptık ki?...
İZSU İzmir limanı işleticisi TCDD ile, DEÜ ile üstelik bu konuda neyin iş birliğini yapıyor?
Doğrusu şu;
Gerçekten bir tufan oldu da…
“Yapılacak şey bir yok” olmadı.
Sentetik insanların bile yapıldığı teknolojik dünyada
“Yok” ne demek?
Olmaz mı?
Yoksa işin uzmanı hocaları bir dinlesek mi?
***
Don’t panic
Mahmut Özgener’in İzto adaylığı ortalığı sarstı.
Mustafa Tüzün, Nevzat Artkıy, Mert Pala ve Jack Eskinazi
İstifa etti…
Demek ki ufukta kara göründü…
Evinizin gazetecisi der ki;
“Don’t panic”…
İzmir Ticaret Odası kimsenin babasının malı değil…
Taban ne derse o olur…
Ne demiş ozan;
Dont’t panic başkan!...
Önemli sözler yüksek sesle söylenmez…
***
Yürü be mandalinci
İlla bir hikayen, bir dramın olacak.
Ne arabesk toplumuz be birader…
Mandalinci Veysel de bi sosyal medya patlangacı.
Tarzım olmasa da sesi farklı.
Mandalina tezgahında, bir gezgin TV'cinin mikrofonuna şarkı söyledi.
TV yayın hayatında o kadar izlenmemiştir.
Sosyal medyada patladı Veysel…
Ege’nin çocuğu organizatör Polat Yağcı kaçırmamış golü.
Hemen bi klip mandalinciye…
Klibin sonunda “İzmir mandalin” diye bağırıyor Veysel…
Boş ver şarkıyı, sesi…
Hikayen olacak gardaş..
Hikayen…
(Kardeşe de gardaş diyecen madde 1)
Sor kendine necisin?
…
Yürü be mandalinci Veysel…
Bu aküye daha çok marş basar bu memleket…
***
DELİ ZİYA : “Lavuk DJ full çakıyorsa yalnız değilim ben bu yolda…”
