Şunun şurasında beş gün kaldı tahta (!) oturmasına. Yancıları müthiş bir şölen hazırlıyorlar taht merasimi için. Başta Amazon'un sahibi Bezos, Instagram'ın sahibi Zuckenberg ve elbette kendini Kral Naibi olarak gören Elon Musk... Cülus töreni için milyon dolarları yatırdılar. Koltuğa oturacak kişi ABD'nin yeni Başkanı Donald Trump. Yandaşlar 200 milyon dolarlık bir bütçe sağlamışlar koltuk töreni için. ''Amerika böyle bir devir töreni görmedi. Ülkeyi sallayacağız '' diyorlar.

Amerika'yı sallamaları bir şey değil de Trump daha koltuğa oturmadan alemi sallamaya başladı. Topa önce yumuşak girdi. Meksika Körfezi'nin adının Amerika Körfezi olarak değiştirilmesini önerdi. Sonra el yükseltti; Gemi geçiş ücretlerini bahane ederek Panama Kanalı''na çökmek istediğini açıkladı. Kanal aşkı , Süveyş Kanalı'nı atıl kılma hayaliyle sürdü. Durmadı ,Kanada'nın 51 Eyalet olarak değerlendirilebileceğini söyledi. Açıklamaya itiraz eden eski Kanada Başbakanı Treadu'ya yanıtı bel altından Elon Musk verdi; ''Kızım ! Artık Kanada Valisi değilsin. O yüzden ne dediğinin hükmü yok. ''

Trump'un istekleri bitmedi. Stratejik önemdeki Grönland'ı Danimarka'dan satın almak istediğini belirtti. Nadir element rezervlerine sahip olan Gronland'da Rusya ve Çin'i yakından izleme olanağına sahip olmak yeni başkanın ağzının sulanmasına yetmişti anlaşılan.

Elbette başka amaçları da olacak yeni Amerikan Başkanının. Bakın son dönemde Florida'daki malikanesinde kimler ziyaret etmiş Trump'ı; Mussolini hayranı İtalya Başbakanı Melloni, Macaristan Başbakanı Viktor Orban, Arjantin'in çılgın lideri Javies Miller... Ortak paydaları belli hepsinin. Neler konuşmuş olabilirler ? Neoliberal kapitalizmin, neoliberal faşizmde nasıl ete-kemiğe bürünebileceğini mi acaba ? Ya da 2018'deki ilk döneminde Avrupa'da ırkçı sağ partileri iktidara getirme projesinin kaldığı yerden yeniden başlatılması amacını mı yoksa? Trump'un Ortadoğu politikası da soru işaretleriyle dolu. Netanyahu'nun ABD desteğinde yarattığı Gazze cehennemi güncelliğini sürdürürken, Suriye'de sahneye sürülen cihatçı kuklalar Trump'un DEAŞ hassasiyetiyle izah edilebilir mi? İsrail'in (neredeyse Şam'a girecek) işgaline çıt çıkarmayan yeni Suriye yönetiminin tamamen ABD desteğiyle hareket ettiği yadsınabilir mi? Ya biz...? Trump'ın geçtiğimiz günlerde basın toplantısında Erdoğan'a güzellemesine tanık olduk; ''Cumhurbaşkanı Erdoğan benim arkadaşım. Benim saygı duyduğum biri. O'nun da bana saygı duyduğunu düşünüyorum. '' Çok güzel ,mutlu olduk. Ancak hemen öncesinde söylediği sözleri duymasaydık;

'Türkiye ve Kürtler doğal düşmanlar. Erdoğan'dan Suriye'de Kürtlerin peşinden gitmemesini istedim. O da gitmedi.''

Bu ne şimdi? Bu sözler Emekli Amiral Türker Ertürk'ün değerlendirmesiyle Türkiye'yi tehdit edici ve köşeye sıkıştırıcı bir stratejinin ürünü mü yoksa?

Suriye'nin kuzeyinde, Fırat'ın doğusunda Amerikan silahlarıyla donatılan PKK destekli YPG 'yi Kobani'den atmak için bir yerlerden onay almamız mı gerekecek acaba? Üstelik de Trump 'un Barış Pınarı harekatının başladığı gün 9 Ekim 2019'da Erdoğan'a yazdığı skandal mektubun ,kendisine ait Manhattan'daki otelin barında duvarda asılı olduğu iddiaları konuşulurken.