Tam 99 yıl evvel bugündü. Yer; Çankaya Köşkü’ydü.



Gazi Mustafa Kemal Paşa, yol arkadaşlarına söylüyordu;
“Efendiler! Yarın Cumhuriyeti ilan edeceğiz.”
1921 Anayasası’nın bazı maddelerini de değiştiren kanun tasarısı da gündemindeydi.
İsmet Paşa’yla da bunu görüştü o gece.

**


Dört yıl sonra. 1927.
Büyük Önder, mecliste okuduğu NUTUK’ta o günü anlatıyor;
“28 Ekim günü geç saatlerde, toplantı halinde bulunan Parti (Cumhuriyet Halk Partisi) Yönetim Kurulu tarafından davet edildim.
Parti Yönetim Kurulu Başkanı Fethi Bey’di.
Fethi Bey, parti adına Yönetim Kurulu’nca bir (Bakanlar Kurulu) aday listesi hazırlandığını ve bu konuda Parti Genel Başkanı olarak benim de görüşümün alınması uygun görüldüğü için toplantılarına davet ettiklerini bildirdi.
Hazırlanan listeye göz gezdirdim.
Bence uygun olduğunu, ancak, bu listede adları bulunan kimselerin de görüşlerinin alınması, kabul edip etmeyeceklerinin sorulması gerektiğini söyledim.
Bu teklifim uygun görüldü. Söz gelişi, Dışişleri Bakanlığı için söz konusu edilen Yusuf Kemal Bey’i davet ettik. Yusuf Kemal Bey, bu listeye giremeyeceğini bildirdi.
Bundan ve buna benzer bazı durumlardan anladım ki, Parti Yönetim Kurulu da kabul edilebilir kesin bir aday listesi hazırlayamamaktadır. Yönetim Kurulu üyelerine, gereken kimselerle daha sıkı temas kurarak kesin bir liste tespit etmelerini tavsiye ettikten sonra yanlarından ayrıldım.
Gece olmuştu Çankaya’ya gitmek üzere Meclis binasından ayrılırken, koridorlarda beni beklemekte olan Kemâlettin Sami ve Hâlit Paşa’lara rastladım.
Ali Fuat Paşa Ankara’dan hareket ederken bunların Ankara’ya geldiklerini o günkü gazetede ‘Bir uğurlama ve bir karşılama’ başlığı altında okumuştum.
Daha kendileriyle görüşmemiştim.
Benimle konuşmak üzere geç vakte kadar orada beklediklerini anlayınca, akşam yemeğine gelmelerini, Millî Savunma Bakanı Kâzım Paşa vasıtasıyla kendilerine bildirdim.
İsmet Paşa ile Kâzım Paşa’ya ve Fethi Bey’e de Çankaya’ya benimle birlikte gelmelerini söyledim.
Çankaya’ya gittiğim zaman, orada, beni görmek üzere gelmiş bulunan Rize Milletvekili Fuat, Afyonkarahisar Milletvekili Ruşen Eşref Bey’lerle karşılaştım. Onları da yemeğe alıkoydum.
Yemek sırasında: “Yarın Cumhuriyet ilân edeceğiz” dedim. Orada bulunan arkadaşlar, derhal düşünceme katıldılar. Yemeği bıraktık.
O dakikadan itibaren, nasıl hareket edileceği konusunda kısa bir program yaparak arkadaşları görevlendirdim
(…)
O gece birlikte olduğumuz arkadaşlar erkenden ayrıldılar.
Yalnız İsmet Paşa Çankaya’da misafirdi. Onunla yalnız kaldıktan sonra, bir kanun tasarısı müsveddesi hazırladık.
Bu müsveddede 20 Ocak 1921 tarihli Teşkilât-ı Esasiye Kanunu’nun (Anayasa) devlet şeklini tespit eden maddelerini şu şekilde değiştirmiştim: Birinci maddenin sonuna 'Türkiye Devleti’nin hükûmet şekli Cumhuriyettir' cümlesini ekledim.
Üçüncü maddeyi şu yolda değiştirdim:
Türkiye Devleti Büyük Millet Meclisi tarafından idare olunur. Meclis, hükûmetin ayrıldığı idare kollarını Bakanlar vasıtasıyla yönetir."
Böyle bir müjde görülmemiştir!..

**

“Atatürk’ü anlamak dünü bilmek, bugünü yaşayabilmek, yarını görebilmektir.
Kafamızı bilimle, yüreğimizi umutla ve yurt sevgisiyle, benliğimizi özgürlük ve bağımsızlık heyecanı ile doldurmak, iyiye güzele, doğruya bağlanmak, çağı yıllar önce yakalayan Mustafa Kemal’in çağdaşlık anlayışına varabilmektir.”
Cumhuriyet, özgürlüktür! Cumhuriyet, bağımsızlıktır! Cumhuriyet,adalettir! Cumhuriyet, eşitliktir! Cumhuriyet, umuttur! Cumhuriyet, gelecektir!
Bu sevgi; Cumhuriyet bitmez!..

**

"Sana borçluyuz ta derinden
Çünkü yurdumuzu sen kurtardın
Hasta, yorgun düşmüştük
Yaralarımızı iyice sardın

Yiğittin, inanç doluydun, yapıcıydın
Sanatkardın, denizler kadar engin
Kimsenin görmediğini görürdü
Sevgiyle bakan gözlerin

Dedin ki: Bu millet, bu büyük millet
Yüzyıllar boyu geri kalmış
Bu yurt, bu güzel yurt, bizim yurdumuz
Her yanından yaralar almış

Dedin ki: Bir güzel savaşmalı
Kurmak için yeniden
Bilgiyle, inançla, coşkunlukla
'Öğün, çalış, güven'

Sana borçluyuz ta derinden
Işığısın bu yurdun
Dilimizi, ulusallığımızı öğrettin bize
Çünkü Cumhuriyetimizi sen kurdun

Hürriyeti sen yaydın içimize
Halkçıyız dedin halk içinden
İnançta hür yetiştirdin bizi
Borçluyuz sana ta derinden

Devrimlerle yüceltti, çok yüceltti
Bu milleti temiz ellerin
Sana borçluyuz ta derinden
En büyüğü Mustafa Kemallerin
(Cahit Külebi)