“Yedi gün üst üste akaryakıta zam geliyor, bu bir dünya rekoru.”
O zamlar, sadece zam olarak kalmıyor.
- Halk perişan hale geliyor, çünkü o zam bütün fiyatları etkiliyor.
- Dört yüze yakın benzin istasyonu kapanma tehlikesiyle karşı karşıya kalıyor.
- Nakliye olağanüstü pahalı hale geliyor, TIR'lar mal taşımaktan vazgeçer duruma geliyor.
- Bu durum büyük kentleri gıda krizi tehlikesine sürüklüyor.
- Otobüs firmaları biletlerine zam yapıyor, bu sefer onlar yolcu bulmakta zorlanıyor.
- Dolar dün öğle saatlerinde 14.76 irayı görüyor, akaryakıtta yeni zammın habercisi olarak.
- Doların 14.63 lirayı görmesiyle birlikte, dolardaki artışı frenlemek için getirilen kur korumalı mevduatın Hazineye yükü 33 milyar liraya yükseliyor.
Ekonomi çöküyor, ülke yangın yerine dönmüş...
Yönetenler olup biteni sadece zam yaparak izliyor.
Sonuç: Tabi ki anketlere yansıyor. Yöneylem Araştırma’nın 27 ilde gerçekleştirdiği anket sonuçlarına göre, vatandaşın yüzde 53’ü erken seçim istiyor; seçmenin yüzde 60’ı ise, “Parlamenter sisteme geri dönülmeli” diyor.
“Önümüzdeki Cumhurbaşkanlığı seçiminde aday olması durumunda Erdoğan'a oy verir misiniz?” sorusuna “Asla oy vermem” diyenlerin oranı yüzde 54 oldu.
Yöneylem Araştırma 3-6 Mart tarihleri arasında yaptığı 'Türkiye'nin Siyaset Paneli' araştırmasının sonuçlarını paylaştı. 27 ilde yapılan ankette seçmenlere “Bu pazar milletvekili seçimi olsa kime oy verirdiniz?”, “Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın oy potansiyeli” ve “Türkiye'nin en büyük sorunu nedir?” gibi sorular soruldu.
YÜZDE 54 'ASLA OY VERMEM' DEDİ
Araştırmanın ilk ayağında katılımcılara “Önümüzdeki Cumhurbaşkanlığı seçiminde aday olması durumunda Erdoğan'a oy verir misiniz” sorusu yöneltildi. Yüzde 54 “Asla oy vermem” dedi. “Kesinlikle oy veririm” diyenler ise yüzde 34 olarak belirlendi. “Oy kullanmam” diyen katılımcılar ise yüzde 1.9'luk dilimde kaldı. Kararsızlar yüzde 10.1 olarak kayıtlara geçti.
AKP YÜZDE 32, CHP YÜZDE 30
Ankete göre bu pazar milletvekilliği seçimi olsa partilerin oy oranı kararsızlar dağıtıldıktan sonra ise şöyle: AKP yüzde 32. CHP yüzde 30, HDP yüzde 9.8, MHP yüzde 6.9, İYİ Parti yüzde 12.9, Saadet yüzde 1.0, Gelecek Partisi yüzde 0.4, Deva Partisi ise yüzde 2.8.
HANGİ İTTİFAKA OY VERİRSİNİZ?
“Hangi İttifaka oy verirsiniz?” sorusuna verilen cevapta Millet İttifakı 4 puan önde. Vatandaşların yüzde 38.1'i Millet İttifakı derken, yüzde 34.2 Cumhur İttifakı'na oy vereceğini açıkladı. İttifaklar dışında partilerden birine oy vereceklerin oranı ise yüzde 16.
ACİL SORUN KRİZ VE PAHALILIK
Yöneylem'in anketine göre “Türkiye'nin acilen çözülmesi gereken sorunu” ekonomik kriz. Vatandaşların yüzde 66.1'i ülkenin ilk sorununu ekonomik kriz olarak cevaplandırırken, yüzde 29.1 ikinci sıraya “enflasyon hayat pahalılığı ve geçim sıkıntısını” koydu. Elektrik/doğalgaz gibi faturaları acilen çözülmesi gereken sorunlar arasında görenler ise yüzde 53.
--
Savaşın görünür yanı görünmeyen yanı
Rusya-Almanya arasında Kuzey Akımı 2 boru hattı inşası bitti, hizmete alınması seviyesine gelmişti. Bu boru hattının hizmete alınması demek Alman sanayisinin ucuz enerji kaynağına, Rusya'nın da bol ve güvenli maddi imkana kavuşması demekti. Yani Almanya ve Rusya açısından kazan - kazan durumu vardı. Böyle bir gelişme Avrupa - Rusya arasında ticaret ve turizmin gelişme ortamını doğuracaktı. Her iki tarafında kazançlı olacağı bu pozisyon ABD'yi rahatsız etti.
Çünkü Avrupa-Rusya arasındaki güvenin tesis edilmesi, karşılıklı ticaret ve turizmin gelişmesi Avrupa'nın özellikle de ekonomisi çok yüksek oranda fazla veren Almanya'nın ABD'ye ihtiyacını azaltıyordu.
Bu gelişmeler ileri aşamada her iki ülkenin kendi paraları ile ticaret yapması ve doların rezerv para olma durumunu sarsacaktı. Ne yapıp edip Kuzey Akım 2 boru hattı engellenmeliydi. Bunun için zavallı Ukrayna ABD tarafından kurban seçildi. Sanki Ukrayna NATO'ya alınacakmış gibi bir söylemle Rusya tahrik edildi. Putin de bu tuzağa düştü. Ukrayna'nın yanıp yıkılması ABD - İngiltere'nin umurunda değil. Onlar şimdi zaferinin tadını çıkarıyor.
KİMLER NE KAZANDI, KİMLER NE KAYBETTİ?
1- Avrupa hiç olmadığı şekilde (İskandinavya dahil) ABD'ye yaklaştı. ABD yeniden Avrupa'nın koruyucusu rolüne soyundu. Koruma karşılığı haraç toplayan kabadayı gibi ortalıklarda dolanıyor. Herkese pahalı silahlarını pazarlama imkanı buldu.
2- ABD'nin Avrupa'daki esas rakibi ve gizli düşmanı Almanya ABD karşısında üçüncü yenilgisini aldı. Alman sanayi ucuz ve güvenli enerji kaynağından oldu.
3- Avrupa Ordusu hayali bir başka bahara kaldı. NATO daha uzun bir süre Avrupa'da varlığını devam ettirecek...
4- Bu operasyonla dolar rezerv para olma durumunu biraz daha sağlama aldı.
5- Her alanda yaptırımla karşı karşıya kalan Rus ekonomisi savaş öncesinden daha güçsüz bir hale geldi.
6- Rusya, aynı kültürden gelen komşusu bir devletin ve halkın çok uzun yıllar sürecek düşmanlığını kazandı.
7- Başlangıçta tamamen haklı pozisyonda olan Rusya, sınırlı bir tedip harekatı yerine istila harekatına girişmesi nedeniyle, kendi hinterlandı olan Kafkasya ve Orta Asya'da derin kuşkulara neden oldu.
8- Özellikle Putin'in bazı ulusların gerçekte olmadığı, Lenin sosyalizminin bir eseri olduğu biçimindeki yaklaşımı; Rusya'nın meşru savunma ötesinde Çarlık hevesleri ve yayılmacı bir politika izlediği kanısını verdi.
9- Hiç kuşkusuz en büyük kayıp ABD emperyalizminin kurban seçtiği Ukrayna'nındır. Ülke işgale uğramış, yanmış, yıkılmış, çoluk çocuk demeden insanlar öldürülmüş, kaynaklar yok edilmiştir.
10- Türkiye başlangıçta yaptığı hatalar nedeniyle zaman zaman bocalayan bir tutum içinde kaldı. Sonra savaşın dışında kalma ve Montrö Antlaşmasını uygulama kararını vererek hatayı kısmen telafi etti. Ancak enerji, ticaret ve turizm alanlarında oldukça önemli paya sahip iki ülkenin savaş halinde büyük kayba uğradı, ekonomik kriz daha da ağırlaştı.
Kısaca daha şimdiden Almanya başta olmak üzere Avrupa, Rusya, Ukrayna ve Türkiye bu savaşta kaybedenler.
ABD ve İngiltere kazananlar tarafında yer aldı.
--
Sosyal deney sonuçları
Türkiye, Japonya, İngiltere, Mısır, Kanada, Güney Kore, Çin, İran, Fransa, Almanya, Norveç, İsviçre' de 5 öğrenci bu ülkelerin başkentlerinde en işlek caddelerine kamera yerleştirip, cüzdanlara çekim yapılan ülkenin en büyük kağıt parası; 50-20-10 dolar ve cüzdan sahibine ait iletişim bilgileri yazılıp sokak veya caddeye bırakılıyor. Her ülkeden 30 defa deneme yapılıyor. Cüzdanların ne kadarı geri dönüyor? Sonuçları mı?
Japonya: 28 kişi
Güney Kore: 28 kişi
Norveç: 27 kişi
İsviçre: 27 kişi
Kanada: 25 kişi
Almanya: 20 kişi
İngiltere: 18 kişi
Fransa: 13 kişi
Çin: 13 kişi
Türkiye: 2 kişi
İran: 1 kişi
Mısır: 0 kişi
Sosyal deney dört somut sonuca işaret ediyor:
- Coğrafya kaderdir.
- Dinin öne çıktığı toplumlar refah ve huzur bulamaz.
- Seçmen kendine benzeyeni seçer.
- İnsanlar seçimlerinden sorumludur.
--
İlginç...
Dünya savaş tarihleri...
- Birinci Dünya savaşı
28/7/1914
28+7+19+14= 68
*
- İkinci Dünya savaşı
1/9/1939
1+9+19+39= 68
*
- Üçüncü Dünya savaşı
24/02/2022
24+02+20+22= 68
*
Bu mutabakata göre 3.dünya savaşına girmiş bulunuyoruz ... Hakkınızı helal edin.
--
Seçim kanunu teklifi
Milletvekili Seçimi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, AKP ve MHP milletvekilleri tarafından açıklandı. Teklif, TBMM Başkanlığı'na gönderildi. Seçmen kütüğü ve il seçim kurullarına dair değişikliklerin de bulunduğu teklif, 15 maddeden oluşuyor.
TEKLİF NEYİ İÇERİYOR?
Kanun teklifinde öne çıkan değişiklikler; seçim barajının düşürülmesi, seçim yasakları muafiyeti ve ittifak içindeki partilerin milletvekili dağılımı hesaplanması oldu. Teklifte yer alan değişiklikler kısaca şöyle sıralanıyor: Hâlâ yüzde 10 olan seçim barajının yüzde 7'ye düşürülmesi, siyasi partilerin seçime girebilmeleri için parlamentoda grubunun bulunması koşulunun kaldırılması ve şehirlerin yarısından fazlasında örgütlenmiş olmaları, ittifakın aldığı oyun toplamının barajı geçmesi hâlinde, seçim çevrelerinde milletvekili hesabı ve dağılımının, ittifak içinde yer alan her bir partinin o seçim çevresinde almış olduğu oy sayısı dikkate alınarak yapılması, il seçim kurulunun birinci sınıf hâkimler arasından kura ile belirlenmesi ve benzer düzenlemenin ilçe seçim kurulları için de yapılması, sandık kuruluna üye bildirme hakkı olan siyasi partinin bir başka parti üyesini sandık üyesi olarak gösterememesi, adresinin kapanmış olması nedeniyle sistemde gözükmeyenlerin son seçmen olduğu yerde devam etmesi, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne paralel olarak Seçim Kanunu'ndaki 'Başbakan' ibarelerinin kaldırılması.
DÜZENLEMELER NE ANLAMA GELİYOR?
Kanun teklifinin gelecek haftalarda yasalaşması beklenirken, Anayasa'ya göre bu değişikliklerin uygulanması için yürürlük tarihinden itibaren bir yıl geçmesi gerekiyor. MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız teklif için, "Erken seçim tartışmalarına son verilmiştir" değerlendirmesinde bulundu. Yine de TBMM değişikliklerin uygulanmaması koşuluyla herhangi bir tarihte seçim kararı alınabilinecek. Seçim barajının yüzde 7'ye düşürülmesi 'beklenen bir hamle' olarak nitelendiriliyor. Bu hamlenin az sayıda seçmeni bulunan partiler için olumlu bir gelişme olacağı değerlendirilirken bir yandan ittifakları da artıracağı öngörülüyor. Teklifteki, "en önemli düzenleme" olarak yorumlanan ittifakların milletvekili dağılımlarında yapılan değişikliğinse yukarıdakinin aksine kısıtlı sayıda seçmeni bulunan partilerin meclise girmesini engelleyeceği öngörülüyor. Hâlihazırda ittifaka katılan partiler, ittifak içinde yer alan bir parti ülke barajı geçtiğinde barajı geçmiş sayılıyor ve partilerin çıkaracağı milletvekili sayıları da ittifak içinde aldıkları oya göre belirleniyor. Yapılan düzenlemeyle her parti, her seçim çevresinde aldığı oyla milletvekili hesaplamasına göre milletvekili çıkarıyor.
GERÇEK GÜNDEMİ SAPTIRMA
İYİ Parti'li Musavvat Dervişoğlu, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin şu değerlendirmeyi yaptı: “Teklif, kamuoyuyla paylaşıldığından itibaren de çeşitli tartışmalar yaşanıyor. Anlaşılan önerilen kanun teklifinin, değişiklikleri yönüyle kamuoyunda tartışılmasını arzuluyorlar. Her derde deva televizyon yorumcuları ve köşe yazarları diledikleri tartışmaları yapsınlar. Biz yapay tartışmalarla meşgul olmayacak ve Türkiye'nin gerçek gündemini konuşmaya devam edeceğiz. Türkiye bu cingözlüklere ziyadesiyle alışkındır. Defalarca söyledim; kanun yapma gücü ve yetkisini iktidarlarını sürdürmeye yönelik bir silaha dönüştürmeye kalkışanların, siyasi akıbetleri herkesin malumudur. Buradan tekrar uyarıyorum; elinizdeki gücü bir silah olarak görmekten vazgeçin. Unutmayın ki, hiçbir silah sahibine sadık değildir, gün gelir sahibini vurur…”