Bizim gözbebeğimizdi ya, başkaları da sevince pek bir mutlu olurduk. Daha çok turist gelsin isterdik.
Meğer bizim mütevazi ilçemiz baştan çıkarılacakmış da o zamanlar haberimiz yokmuş.
Sıcaklarla birlikte akına uğrayan ve kimlik değiştiren ilçe, artık huzur vermiyor, huzur kaçırıyor. Karadaki, denizdeki trafiği ile saç yoldurtuyor. Dağı taşı bina doldu. Bu yüzden havası da değişti. Şehir sıcağından farkı kalmadı.
Restoranından dondurmacısına fiyatları uçtu. Bu yıl popüler bir mekanda ıstakozlu pizza 500 liradan satılıyormuş. Hoş, alıcısı da bolmuş... Hatta sıraya giriyorlarmış!
Temmuz ayı bitmek üzere, adımımı atmadım. Tıklım tıkış plajları, sokakları düşündükçe, deniz özlemimi içime gömüyorum.
Yazlığı olup da, yaz aylarında ilçeyi terk eden edene... Bizim olana yabancı kaldık.
Onu yeme, bunu yeme!
Tövbeler olsun, “ölelim de kurtulalım” demek geliyor insanın içinden..
Gün geçmiyor ki bir gıda maddesiyle ilgili ürkütücü açıklamalar yapılmasın. En son biber de girdi listeye. Yeşili, kırmızısı, dolmalığı...
İhraç edilmek üzere hazırlanan, ancak ilaç kalıntıları tespit edildiği için kapıdan geri çevrilen ürünler, iç piyasaya verilmiş.
Uzmanından duydum; 'Her üç biberden biri ilaçlı, yemeyin diyordu”.... Tıpkı kamu spotundaki gibi soruyorum, “Onu yeme, bunu yeme, iyi de biz ne yiyeceğiz abi”...
Rezilliğin daniskası
Kısa bir süre önce oyuncu Berk Oktay'ın sosyal medya hesabı hacklenmiş, anadan üryan video ve görüntüleri paylaşılmıştı. Oktay suç duyurusunda bulunmuştu. Oyuncunun avukatı dün şu açıklamayı yaptı; “Siber şube, fotoğrafların yayıldığı bilgisayarların IP numaralarını tespit etti. Numaralar Berk Bey'in boşanmak üzere olduğu eşi Merve Şarapçıoğlu, annesi ve çalıştığı işyerinin bilgisayarına ait çıktı. Sonucun böyle çıkacağını hayal edemezdik.”
Rezilliğin daniskası bir durum. Çirkinleşmeden boşanamayanlara bir örnek daha...