Çocukken dünyayı değiştirebileceğimizi düşünürüz. Büyüdüğümüzde ise kendimizi değiştirirsek dünyanın değişeceğine inanırız. Aslında her ikisi de mümkün olabilir. Bu senin neyi ne kadar çok istediğinle orantılıdır. Son günlerde izlediğim iki filmin ardından serbest çağrışım yaptım. Karşıma şu kelimeler çıktı: Cesaret, doğruluk, inanç, yetenek, bilgi, gerçek ve yavan...

Filmlerden ilki olan 6 Underground beni çocukken kurduğum hayallere taşıdı. Kötü adamları yenen, beyni kadar kaslarını da geliştirmiş olan milyarder bir bilim adamının dünyayı daha iyi bir yer yapmak için sergilediği kurgusal ve yavan bir performans.

İkinci film Skandal ise doğrunun arkasından giden, erkek egemen dünyadaki tüm haksızlıklara, tacizlere karşı korkusuzca direnen kadınların gerçek hayattan alınan hikayeleri.

***

6 Underground, Netflix'in yeni filmi. Kendilerini ölü olarak gösterip, suçluların peşine düşen 6 kişilik grubun hikayesini konu ediyor. Armageddon ve 2007'de başlayan uzun soluklu Transformers serisinin ünlü yönetmeni Michael Bay'in kamera arkasına geçtiği aksiyon filminin başrolünü Ryan Reynolds üstlenmiş. Film, yaklaşık 150 milyon dolarlık iddialı bütçesiyle müthiş bir aksiyon seyri sunuyor. Ocean’s Eleven (2001), Mission: Impossible (1996) gibi örneklere benzese de amaç başta yazdığım gibi bu 6 kişinin 'dünyayı değiştirme' çabası.

Filmi izlediğinizde çok para harcandığını görebilseniz de pek çok sahnenin ders niteliğinde olduğunu fark etseniz de güzel fikirlerle benzenmiş aksiyonlar yaratılmış olduğunu düşünseniz de ne yazık ki yaratması gereken duyguyu tam olarak veremiyor. "Onu da yapalım, bunu da yapalım" derken film ekibi yemeğin tuzunu unutmuş gibi duruyor.

Filmde, ismini ve geçmişini saklayan, teknoloji düşkünü fakat iyiliksever milyarder One, “Turgistan” isimli ülkenin başındaki diktatöre darbe yapmak için bir plan geliştiriyor. Tabi, ben de filmi izleyen pek çok kişi gibi böyle bir ülke var mı diye merak ettim. Gördüm ki kurgu bir ülke yaratılmış olsa da bu isim tesadüfen seçilmemiş. Geçmişte var olan bir ülkeden alıntı yapılmış. Ne ilginçtir ki filmin içinde Osmanlı Padişahlarına da bir gönderme yapılıyor. Ve bir ayrıntı da ülkenin bayrağında yer alan hilal...

Yani elimizde “Turgistan” adında bir ülke, onu yöneten savurgan bir diktatör, içinde insanların yaşamak zorunda olduğu kampların yer aldığı topraklar ve bir de bayraktaki hilal var... One, diktatörün yerine kardeşini geçirmek gibi ulvi bir görev belirler.

Başlangıçta, Floransa’nın dar sokaklarında 20 dakikalık bol hasarlı bir kaçma-kovalama sahnesi izlerken, numaralarla hitap edilen üyeleri tanımaya başlıyoruz. Katedraller arasında, müzelerin içinde geçen bu bölüm, özellikle bu alanda şimdiye kadar çekilmiş en iyi sahnelerden bazılarını barındırsa da ortaya öylece bırakılmış gibiler. Amerikan siyasetine ve küresel ilişkilere yapılan dokundurmalar da tatmin etmiyor.

***

Skandal, ortaya çıkması ile büyük olay yaratan, Fox News'in kurucusu ve CEO'su olan Roger Ailes'in taciz skandalının perde arkasında yaşananları konu ediyor. 2016 yılında ilk olarak televizyon yorumcusu Gretchen Carlson, ardından Megyn Kelly ve daha birçok kadın, Roger Ailes’in tacizine maruz kaldığını açıklamıştı. Filmde, taciz olayının su yüzüne çıkması ile yaşananlar ve tacizde bulunan medya patronunun perde arkasındaki öyküsü gözler önüne seriliyor. Charlize Theron'un Fox'tan NBC'e geçiş yapan haber sunucusu Megyn Kelly'i, Nicole Kidman'ın televizyon yorumcusu Gretchen Carlson'ı ve Margot Robbie'nin kurgusal Fox News yapımcısı Kayla Pospisil'i canlandırdığı biyografik yapımda, kadın çalışanlarına yıllarca uyguladığı cinsel tacizlerin ortaya çıkmasıyla birlikte kovulan Fox News CEO'su Roger Ailes'a ise John Lithgow hayat veriyor. Kadro gördüğünüz gibi müthiş ama hikaye daha iyi işlenebilirdi.

Yeni yıl, doğruluktan ayrılmadığımız, cesur kararlar alabildiğimiz, yeteneklerimizi konuşturabildiğimiz, kendimize inandığımız ve iyilik saffında daha güçlendiğimiz bir yıl olsun.