Böyle buyurmuş Diyanet İşleri Başkanlığı ; ''Asgari ücretli ve emekliye fitre verilebilir.''
Ülkede açlık sınırı 22 bin 131 lira.En düşük emekli aylığı 14 bin 469 lira. Asgari ücret ise 22 bin 104 Lira. Ülkeyi getirdikleri durumu görüyor musunuz? Açlık sınırının altında debelenen milyonlar. Fitre dedikleri de 180 lira. İki günlük çay simit parası. Bundan 5-10 yıl önce bu ülkede emekliler fitre veriyordu. Şimdi 180 liraya muhtaç hale getirildi. Nasıl becerdiler bu mucizeyi(!) ?
Ramazan kolileri var marketlerde.400 Liradan başlıyor.800 - 1000 liraya kadar çıkıyor. Geçen yıla göre yüzde 55 fiyat artışı var. O bile gerçek değil. Ürünlerin içeriğini değiştirmişler.Kiminin gramajı azalmış, kiminin kalitesi düşürülmüş,kiminde ürün sayısını azaltmışlar. Ekonomide yeni bir terimle tanıştırdılar bizleri; 'Shrinkflasyon'. Ürünlerin niteliklerini düşürerek ucuz göstermek anlamında.
Son 10 yılda ramazan kolilerinin fiyatı yüzde 1163 oranında artmış.2015'de en düşük koli fiyatı olan 32 lira bugün 400 lirayı aşmış durumda. Nasıl aşmasın ki son on yılın gıda fiyatları artışı yüzde 1264...
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş (Lüks ve israfın sergilendiği, ihtiyaç sahiplerinin unutulduğu iftar sofraları kurmayalım) diyor, ardından İslam Ülkeleri büyükelçilerine verdiği iftar yemeğinde yok yok. Başkan 180 liraya iki öğün doyulur diyor, lüks mekanlarda iftar menüleri 6 bin liraya kadar çıkabiliyor. Bir yetkili çıkıp açıklasa 180 liraya iki öğün yiyenler kimler? 6 bin liralık iftarı kimler götürüyor?
Örneğin Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ...Yine kitabın ortasından konuşmuş; ''Yakında alım gücü tavan yapacak.'' Tamam da alım gücü tavan yapanlar zaten var. Asgari ücretlinin, emeklinin alım gücü ise yerlerde sürünüyor. Kimse tavan beklemiyor, ucuz et kuyruklarından, askıda ekmek uygulamasından kurtulmak çabasında milyonlar.
Aylardır emeklileri oyalıyorlar bayram ikramiyesiyle. Yapacakları bin lira zam. Bir kilo et parası. Allıyorlar, pulluyorlar hiç sıkılmadan ''Emekliyi ezdirmiyoruz'' diyorlar.
Allayıp, pulladıkları bir de büyüme rakamları var. 2024'de ekonomi yüzde 3.2 büyümüş. Kişi başı milli gelir de 15 bin 437 dolar olmuş. Sevsinler milli gelirinizi. Bakın çevrenize kaç kişinin yıllık geliri 15 bin dolar? Büyüyen kim? Büyüyenler inşaat sektörü ve yandaş müteahhitler. Tüketim harcamaları da büyümede etken. Ancak şu var ki tüketim harcamalarının neredeyse tamamı kredi kartları, krediler ve taksitli satışlar.
Makyajlı rakamları bitmiyor. Şubat enflasyonunu 2.27, yıllık enflasyonu da yüzde 39.05 olarak açıkladılar. Bu sefer değişik bir cinlik yaptılar; Sağlık katılım payına önce zam yapıp , sonra da düşürerek rakamları küçülttüler. Rakamlarla oynama gerçekleri değiştirmiyor. Uzun vadeli yatırımcı bilinen nedenlerle gelmiyor. Kısa vadeli yatırımcı ise en ufak bir yanlışta parayı kapıp kaçma telaşında. İhracat gelirleri, turizm gelirleri yetersiz. Dış Ticaret açığı 82 milyar doları geçmiş. DİSK'in raporuna göre geniş tanımlı işsiz sayısı 11 buçuk milyon.
Vatandaşın gündemi belli; İnsan gibi yaşamak, evine ekmek götürebilmek. Ne açılım politikaları, ne cumhurbaşkanlığı seçimleri, ne kayyum atama saçmalıkları, ne Suriye'deki iç savaş, ne yeni parti kurma çabaları, ne de Meclis'teki kayıkçı kavgaları halkın gündeminde değil. Zamanı geldiğinde gerçek gündemini sandıkta açıklayacak...