Türkiye’de üst üste yaşadığımız iki seçimin yorgunluğu bitmeden CHP’nin “Erken Seçim” isteğini dile getirmesi biraz şaşırtıcı olsa gerek. Yerel seçimin tartışmasız galibi CHP’nin genel başkanı Özgür Özel, öncelikle bu başarıyı nasıl kalıcı hale getirebileceğini tartışmalı bence. Bu noktada erken seçim isteği CHP’nin özgüven patlaması olarak yorumlanabilir.
İstanbul ve Ankara’da Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ın kendini kanıtlamış olması CHP’nin bir sonraki seçim için en büyük silahı olacak. İzmir’de ise CHP içinden birbiri ardına hançerlenen Dr. Cemil Tugay’ın ise bundan sonraki süreci elbet zor olacak.
Cemil Başkan, attığı ilk adımlar ve hamlelerle “Vatandaşın yanında olacağı” hissini bana verdi. Halk Ekmek işletmelerinin ürettiği ekmeği 5 liraya düşüren Tugay, seçim sözlerinden birisi olan su fiyatlarında da indirime gideceğini unutmadı. Tugay’ın eylem planı içindeki emeklilerle ilgili destek paketlerini de bekletmeyeceğini düşünüyorum.
Maaş handikapı
İzmir’de CHP’li başkandan CHP’li başkana geçen birçok belediyede ödenemeyen maaşlar önemli bir sorun olarak başkanların önüne geldi. Seçimden birkaç gün önce işe alınan personelin “İyi niyet” taşımayan duyguları yansıtmadığını da biliyoruz.
Siyaset bu nedenle kötü niyetli aktörleri elbette bir kenara koyacaktır. Kendi partisini zor durumda bırakanlara CHP yönetiminin nasıl bir tavır göstereceği ise henüz bilinmiyor. Partide en büyük sorulardan birisi “Parti seçim kaybetsin ben yerimi korurum” anlayışındaki kişilere uygulanacak tavırdır.
CHP bu nedenle halkın ekonomik ve sosyal sorunlarını öne çıkarıp erken seçim isteyebilir. Ama bu çok aceleci bir tavır olacaktır. Ekonomideki parametrelerin kolay düzelmeyeceğini biliyoruz. Ama CHP’nin kalıcı bir başarı sağlaması yerel yönetimlerde halkına hizmet ettiğini göstermesiyle mümkündür. Bunu yaparken, dürüstlük ve inandırıcılık kavramlarının da içi boşaltılmadan uygulanması şarttır.