2024’ün son yazısını yazmadan önce geride kalan yıl boyunca hangi konuları kaleme almışım diye şöyle bir inceledim. Birçok farklı konuda yazmışım ama üzerinde en çok durduğum konu “sokak hayvanlarının yaşam hakları” olmuş.
Yazılarımı listeleyip baktığımda özellikle “Katliam Yasası”na gelene kadar olayların nasıl adım adım geliştiğini ve sonrasındaki süreci daha net görebildim.
*
19 Ocak 2024 tarihli yazımda siyasilerin sokak hayvanlarının toplanarak barınağa kapatılmaları yönünde verdikleri demeçlerin sıklığının artmasına dikkat çekmiş ve hatta bazı siyasetçilerin sokak hayvanları için “itlaf edelim” önerisini getirmelerine tepki göstermişim.
24 Mayıs 2024 tarihli yazımın başlığı ise “Uyutmak derken?” olmuş. AKP’nin Hayvanları Koruma Kanunu’nda yeni bir değişiklik yapmaya hazırlandığı ve yasa teklifinde sokak köpeklerinin toplatılmasının; sahiplendirilemezlerse de uyutulmasının öngörüldüğü haberleri basına sızmış.
Sonrasında zaten ortalık toz duman oldu. Mayıs sonunda yasa teklifi Meclis’e geldi.
Yasa taslağının meclise gelmesiyle birlikte zaten bir süredir sosyal medyada gündemde olan “sokak köpekleri öldürülsün mü öldürülmesin mi?” tartışmaları iyiden iyiye alevlendi.
14 Haziran 2024 tarihli yazımda sosyal medyada örgütlenen ve ağzından nefret söyleminden başka şey çıkmayan bir grubun “Köpekler çocuklar için tehlikeli. Tek çözüm toplanıp öldürülmeleri, zaten Avrupa’da da böyle” algısıyla yeni yasa teklifine suni destek yarattıklarına dikkat çekmişim.
Hayvan hakları savunucuları o tarihte her ne kadar bilimsel, akla uygun ve vicdani çözüm yollarını söylese de, kimsenin dinlemeyeceği başından belliymiş. Aslında sokak canları için karar ta yılın başında, basında ufak tefek sesler ilk çıkmaya başladığında verilmiş!
Nitekim tüm itirazlara, çağrılara, bilimsel çözüm önerilerine rağmen 275 AKP ve MHP’li milletvekilinin oylarıyla 30 Temmuz sabahı yasa Meclis’ten geçti.
Sayısız uzman, sanatçı, STK’lar ve hayvansever vatandaşlar aylardır yasanın geri çekilmesi için mücadele veriyor. Ben ve benim gibi birçok meslektaşım yeni yasanın hayvana şiddetin dozunu artıracağını, utanç duyacağımız olaylara neden olacağını, popülasyonun bu şekilde kontrol altına alınamayacağını, hayvana-çocuğa-kadına şiddetin birbiriyle bağlantılı olduğunu yazıp çiziyoruz.
Ama gözlerini yumup kulaklarını tıkayanlara dert anlatmak nerdeyse imkansız!
*
Sonuç itibarıyla Katliam Yasası’yla ilgili yönetmelik 13 Aralık 2024’te Resmi Gazete’de yayınlandı. Üstelik yeni yönetmelik yasadan bile beter ifadeler içeriyor. Ve barınaklarda yasa henüz bir öneriyken başlayan kanlı olaylar hızını kesmeden devam ediyor.
Hayvanseverler olarak bizler maalesef yeni yıla üzgün ve endişeli giriyoruz. Eski yılları mumla arar olduk! Hayvanları öldürmeden, hayvan severleri incitmeden, vicdani bir çözümde buluşmak bu kadar mı zordu?
*
KISA HABER
Mamak’tan kurtarılan
canlara destek sürüyor
Ankara Mamak’ta adı “hayvan kaliamları” ile anılan belediyeye ait bakımevinden HAYTAP tarafından çıkarılan ve tedavileri tamamlanan köpekler İzmir'de bulunan Şopengazi yaşam alanına sevk edilmişti.
HAYTAP tarafından sosyal medya üzerinden yapılan paylaşıma göre, patili dostlar için Şopengazi Bakımevi’ne 105 bin TL değerinde 22 adet büyük kulübenin transferi de tamamlandı. Ayrıca Şopengazi yaşam alanının şartlarını iyileştirmek için 60 bin TL'lik harcama gerçekleştirildi. HAYTAP ayrıca bu dostların yeni yuvalarına kavuşabilmesi için sahiplendirme çağrısı da yaptı. Yuva olmak isteyenler [email protected] adresinden iletişime geçebilir.
*
Deney kurbanı maymunlar için adalet savaşı
Amerika Birleşik Devletleri’nde bir tesiste yaşanan skandal bir kez daha hayvan deneylerinin korkunç yüzünü ortaya çıkardı. ABD Tarım Bakanlığı geçen ay 43 maymunun kaçtığı hayvan deney tesisi Alpha Genesis Incorporated (AGI) ile ilgili iddiaları araştırmak üzere soruşturma başlattı. PETA'nın yaptığı şikayet üzerine başlatılan soruşturmada 270 sayfalık kanıt yer alıyor. Belgelerde AGI'de maymunların çektiği acı, psikolojik ıstırap ve sefaletten bahsedilirken aynı zamanda hayvanlara bakım verecek nitelikli personel eksikliği de vurgulanıyor.
Sızan belgeler, 2021 ile 2023 yılları arasında AGI merkezlerinde tutulan çok sayıda primatın önlenebilir travmatik yaralanmalara ve ölümlere maruz kaldığını gösterirken; AGI "istismar ve ihmal" ve Hayvan Refahı Yasası'nı ihlal etmekle suçlanıyor.
Olay, tesislerde görevli bir veteriner hekimin AGI'nin Güney Carolina'daki Yemassee ve Hampton primat merkezlerinde ihmal, yetersizlik ve hayvan refahını göz ardı ettiğini gösteren e-postalar, veteriner raporları ve fotoğrafları PETA’ya iletmesiyle ortaya çıktı. Kayıtlar, güvenli olmayan ekipman, yetersiz bakım ve tedavi edilmeyen sağlık koşulları nedeniyle en az 82 maymunun uzuvlarını kaybettiğini, yaralandığını veya travma nedeniyle öldüğünü ortaya koyuyor.
*
Akdeniz’de ormanlar için ele ele verdiler
Dünyanın en büyük ikinci biyolojik çeşitlilik sıcak noktası olan Akdeniz Havzası’nda orman türlerinin yüzde 16'sı kısmen uzun süreli kuraklık, aşırı sıcak hava dalgaları ve kontrol edilemeyen yangınlar nedeniyle yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Birleşmiş Milletler Akdeniz Ormanlarını Yeniden Canlandırma Girişimi 2017’den bu yana Akdeniz’de özel bir çalışma yürütüyor.
BM Çevre Programı (UNEP) bugüne kadar yapılan çalışmalarla ilgili şu bilgileri paylaştı:
“Yangınlar Akdeniz ormanları için büyük bir tehdit oluşturuyor ancak Akdeniz Ormanlarını Yeniden Canlandırma girişimi külleri hayata dönüştürüyor. Girişim, toplulukları da harekete geçirerek ve yenilikçi teknikler kullanarak, 2017'den bu yana bölge genelinde 2 milyon hektar alanı restore etti ve 2030 yılına kadar 8 milyon hektar alan daha restore edilecek. Lübnan, Fas, Tunus ve Türkiye'ye odaklanan girişim, daha iyi orman yönetimi yoluyla yangınların önlenmesi için çaba gösteriyor.
Gönüllüler yangın riskleri konusunda eğitilirken, yerel ormancılıkla geçinen topluluklar da koruma çalışmalarına dahil ediliyor. Yeniden ağaçlandırma sırasında ormanların, otlakların ve çalılıkların gelişebilmesini sağlamak için ısıya dayanıklı, biyolojik çeşitliliğe sahip bitki türleri seçiliyor.”
*
KULAĞIMIZA KÜPE OLSUN
“Hayvanlara karşı acımasız olan, iyi bir insan olamaz.”
- Arthur Schopenhauer