A Milli futbol takımımızın, ülke gündemini işgal edeceği ve hatta her şeyin üzerinde olacağı günler geldi, çattı. Son
haftalarda oynadığımız hazırlık maçlarından da, yıl içerisinde birkaç ay ara ile oynadığımız grup elemesi maçlarından
da çok çok farklı olacak bunun heyecanı… En son, benzerini 2016 yılında yaşadığımız, tansiyon yükselten heyecan
fırtınası için; salgın rötarını da sayarsak, tam beş yıldır bekliyoruz. Ve 11 Haziran 2021 Cuma günü, yerel saatimiz ile
22.00’de, 2020 Avrupa Futbol Şampiyonası Finallerinin açılış müsabakasında İtalya ile oynayacağız.
Ancak ben, bu yazımda sizleri, yine milli bir duygu olan, Avrupa’daki kulüp takımlarımızın maçlarımıza götürmek
istiyorum. Kısa bir hatırlatma ile başlayacak ve konuyu getirmek istediğim yere getireceğim;
Yıl 1969, ülkemizdeki kulüp takımlarından Avrupa kupalarında ilk kez, yarı final oynama başarısı gösteren kulüp
Göztepe…
Benzer başarı için ülkemiz futbol severleri, tamı tamına yirmi yıl beklemek zorunda kalacaklardı. Yıl 1989, bu kez
Galatasaray takımı Şampiyon Kulüpler Kupasında yarı final oynama başarısını gösterecekti.
Futboldaki ilk kupalar, yine Galatasaray ile 2000 yılında kazanılacak, ancak bu yılın ardından yarı final oynama başarısı
için futbolseverler yine beklemek zorunda kalacaklardı. Bekleme süresi bu defa on üç yıl olacaktı.
Yıl 2013, Fenerbahçe futbol takımı, Avrupa Liginde yarı final oynayacak ve hatta şanssız bir oyun ile finali
ıskalayacaktı.
Bir de Avrupa’da İntertoto Kupası adı verilen ve kazananlarının Uefa Kupasının alt basamaklarından başlamasına
müsaade edilen bir kupa vardı ki, temsilcilerimiz Kayserispor’un, Bursaspor’un ve Sivasspor’un bu kupadaki başarılı
performanslarını da hatırlatmasam olmaz.
Dikkat ettiyseniz yarı final ve üzerindeki başarılarımız sayfalar dolusu değil futbolda… Ve hatta futboldaki ilk Avrupa
Kupamıza sahip olmak için 2000 senesini beklemiş olmamız ve o yıldan sonra bir daha final bile oynayamamış
olmamız ne kadar üzücü ve ne kadar da tatminsiz bir durum değil mi?
Futbolda değil belki ama bambaşka bir spor dalında, basketbolda, ülkemiz, bir Avrupa kupasına 2000 yılından önce
sahip olma başarısı gösterdi. Ve hatta Avrupa Şampiyonluğundan önce final oynama başarısı da aynı ekibe ait;
Anadolu Efes Basketbol Takımı…
Eskiler çok daha iyi anımsarlar; eski adıyla Efes Pilsen olan bu takım, benim de liseli yıllarımın sonunda ve üniversiteli
yıllarımın başında hem içeride hem de dışarıda, parkede fırtına gibi esiyor, Türk basketboluna yeni yeni isimler
kazandırmanın yanında, geleceğini de örüyordu.
Şu isim değişikliği hadisesine bir paragraf değinmezsem olmaz; alkollü bir içecek markası olan kulübün adı, 2010
yılında çıkarılan -ki, bence siyasal İslam’ın adımlarından olan bir yasa ile değiştirtilmiş, bugünkü şeklini almıştır.
Alkollü içecek isim sponsoru olan, Avrupa’daki onlarca ekip, yarışmalarına devam etmekte ve taraftarlarına ya da
gönül verenlerine alkolik bir tavır da aşılamamaktadır. Çekyalı ekip Victoria Plzen ilk aklıma gelen bu anlamda…
Efes Pilsen yani yeni adıyla Anadolu Efes’e devam edelim;
Geçtiğimiz hafta Avrupa’nın bir numaralı kupası olan Euroleague’i ülkemize, Fenerbahçe’nin ardından tekrar getiren
ekip, aslında ilk defa Avrupa Şampiyonu olmuyordu. 1993 yılında Avrupa’nın iki numaralı kupası olan Saporta
Kupasında final oynamış ve hakemlerin yanlı tutumları nedeniyle 50-48 gibi bir skorla maçı kaybetmişti. Çalışmalarına
koç Aydın Örs ile devam eden Efes, 1996 yılında Avrupa Koraç Kupasında final oynamış ve kupayı da ülkemize ilk kez
getiren ekip olmuştu. Efes’in 1992 yılından itibaren efsaneleşen kadrosundan sayabildiğim, Tamer Oyguç, Peter
Naumoski, Larry Richard, Ufuk Sarıca, Mirsad Türkcan, Conrad Mcrea, Murat Evliyaoğlu aklıma hızlıca gelen ilk
isimler…
Bu arada geçen hafta Avrupa Şampiyonu olan Anadolu Efes takımının koçu Ergin Ataman, ülkemize ilk kez final
oynatan ve ilk kez bir Avrupa Kupasını getiren Efes Pilsen takımının koçu Aydın Örs’ün de öğrencisidir.
Başka bir istatistik daha;
Futbolda, Avrupa kupalarında toplam oynadığımız final maçı sadece iki tanedir, her iki finali de Galatasaray oynamış
ve kazanmıştır. Ancak erkek basketbolunda Türk ekipleri toplamda on beş final oynamış ve bunların altısında kupayı
ülkemize getirmişlerdir. Farklı sezonlarda kazanılan bu altı kupanın ikisini Anadolu Efes, diğerlerini ise Fenerbahçe,
Galatasaray, Beşiktaş ve Darüşşafaka birer kez almak suretiyle basketbol severleri gururlandırmışlardır. Türk erkek
basketbol takımları ayrıca dokuz kez de yarı finalden dönmüştür.
Kadın basketbol takımlarımız da dört farklı zamanda Avrupa Kupası kaldırmış ve hatta 2017 yılında Eurocup adlı
Avrupa kupasında, yarı finale kalabilecek dört ekip de ülkemiz takımlarından oluşmuştur. Bu görkemli başarının darısı
ülkemiz erkek ve kadın futbol takımlarının başına…
Ancak zaman, Milli takım zamanı ve haydi Milli takım göster gücünü…
Dipnot; “Her güç sabır ile zaman birleştirilerek yapılır.” Honoré de Balzac.