İzmir'in ilk kulüpleri Karşıyaka ve Altay...
KSK 1912; Altay 1914 kuruldu...
Ve yılların rekabeti bir asrı aşarak, bugünlere geldi...
İşte o asırlık takımlar...
Pazar günü Atatürk Stadı'nda 7 yıl aradan sonra derbi mücadelesinde bir kez daha karşılaşacaklar...
Ve bu maç farklı konumlarda bulunan iki İzmirli için de önemli...
Çünkü Karşıyaka kazanırsa, yaşanan zorlu süreç ve sıkıntılı ortamda moral ve puan depolamış olacak!..
Altay için ise üç puan "şampiyonluk yarışına devam" anlamına geliyor...
Bu nedenledir ki, maç gününe dek heyecan da doruğa ulaşacak...

***

Altay yönünden baktığımızda...
Bu takım bir alt ligden şampiyon olarak geldiğinden, sezona farklı bir başlangıç yaparak heyecan yarattı...
Küskün eski taraftar kitlesi tribünlere döndü, adeta "barış" sağlandı!..
Başkan Özgür Ekmekçioğlu'nun ekonomik alanda sağladığı rahatlık, teknik yönetimden futbolculara, kulüp içindeki tüm bireyleri aynı oranda etkiledi desek, yanılmış olmayız...
Ayrıca...
Altay'ın sezona büyük bütçelerle girmiş Urfaspor ile berabere kaldı, Zonguldak Kömür, Nazilli'ye fark atarak, arından da Sakaryaspor ve Bandırmaspor gibi iddialı rakiplerini yenerek şampiyonluk yarışı içinde kalışı taraftar ve camiada da olumlu etkiler yarattı...
Ancak, iddialı takımlar karşısında alınan başarılı sonuçların, ligin alt sıralarındaki takımlar karşısında yinelenmemesi, "takım içerisinde sorun var" izlenimi yarattı...
Ve doğal olarak "Altay'ın handikapı kendisi" yorumu çıktı ortaya!..
Eğer doğruysa, sorunların başında kadro "şişkinliği" var... Sıralama takım içinde gruplaşma, bazı lider oyuncuların taraftarla didişmesi, spor direktörü Özden Töraydın-Cüneyt Biçer ve yine Biçer ile İbrahim Akın anlaşmazlıkları vs. diye sürüyor...
Salt derbi mücadelesini değil...
Altay'ın bundan sonraki evrede etkili olmasını engelleyecek gibi görünen sorunların üstesinden gelmek yine yönetime ve kuşkusuz başkan Özgür Ekmekçioğlu'nun vereceği radikal kararlara bağlı...
Taraftarın tam da tribüne döndüğü, camianın hareketlendiği bir ortamda akılcı önlemler alınmazsa bu çıkış yerini durgunluğa bırakır ki, geriye dönüşü de zordur!..
Derbi mücadelesine böylesi handikapla gelse bile Altay'ın büyük maçları daha rahat oynadığı gerçeğini de vurgulayalım...

***

Karşıyaka tarihinin en kötü sürecini yaşıyor...
Ekonomik sıkıntı ve sorumsuzca davranışlarla ödenmeyen transfer paraları nedeniyle puanları silinen...
Transfer yasaklısı ve kapısında her gün icra memurlarının dolaştığı bir kulüp konumuna sokulan...
Yeni puan silmeler olmasın diye borçların yönetim yerine eski yöneticiler ve taraftarların kampanyalarıyla ödenen yeşil-kırmızılılarda, taraftarın moral motivasyonuyla futbolcular derbiye hazırlanıyor... Ve bu futbolcular transfer alacaklarından kuruş ödenmemesine karşın canla-başla "kırk yıllık Karşıyakalı" gibi bir onur mücadelesi veriyorlar...
Yönetim, derbiyi unutmuş "nasıl kurtulurum" der gibi Karşıyaka'yı yeni bir maceranın içine sokmaya hazırlanırken, dünden bugüne nasıl bir sonuç ya da yol haritası çıkacağını hep birlikte göreceğiz...
Ne olursa olsun, bir komisyon kurulup inceleme yapmasının, tekrar genel kurula gelerek görüşme sonuçlarını aktarmasının da bir süreç işi olduğunu unutmamak gerek...
Yani uzun soluklu bir işin başlangıcında Karşıyaka!..
Onlara derbide bir "var olma" mücadelesi düşüyor...
Taraftar-futbolcu bütünleşmesi alacakları sonucu etkileyecek...

***

Böyle durumlarda derbiler zorlu geçer...
Tribündeki heyecan sahaya nasıl yansır bilinmez...
Dileğimiz bir asırı aşan tatlı rekabetin, aynı biçimde sürmesidir...
İzmir adına olumlu izler bırakan bir futbol olsun!..