Karşı devrim gemi azıya aldı, müthiş bir özgüvenle saldırıyor.
Çok yönlü sorunların, sıkıntıların, baskıların sancısının çekildiği ülkemizde, ekonomi çıkmaza sürüklenmiş, emek ve alın teri ile birlikte ahlak ve manevi değerler dışlanmıştır.
Enflasyon canavarı, her gün emeği ile geçinen dar gelirli insanların ekmeğinden çalmıştır.
Yargıdan beklenen adalet dağıtımı, mafya denilen karanlık yeraltı güçlerinin eline geçmeye başlamıştır. Yolsuzluklar ve karanlık ilişkiler ile devlet içinde çeteler olduğu gerçeği görülmeye başlanmıştır.
Ekonomiden güvenlik konusuna kadar yanlış politikalar ile içinden çıkılmaz bir bunalım yumağı haline gelen ülkemizde laiklik ve hukuk devleti anlayışı ağır biçimde zedelenmiştir.
Köktendinci akımlar, laik demokratik cumhuriyeti yıkma söylemlerini aşarak, “şeriat” amaçlı planlarını yürütmeye başlamışlardır.
AKP’nin bugüne değin gündeme getirdiklerinin ve yaptıkları işlerin hiçbirinin rastlantısal olmadığını, laik demokratik cumhuriyete karşı aldıkları tavrın görüntüden gerçeğe dönüşmeye başladığını açıkça görmekteyiz. “Atatürkçü”lerin yüzüne tükürmeye kalkan bakanlar, ‘Ben Hizbullahçıyım’ diyebilecek milletvekilleri ile Türk toplumunu kamplara bölmeye ve Türk toplumunun laik olmadığı karanlık tabloyu yaratmaya çalışan, yobazların, bu tavır ve davranışlarını siyasi partilerimiz ile birlikte tüm demokratik kitle ve siyasi toplum örgütlerinin karşı durması ve geçit vermemesi gerekmektedir.
Uygarlık, gerçek anlamını, şüphesiz, çoğulcu demokratik özgürlükçü, laik ve insan haklarına dayalı toplumsal ortamlarda bulacaktır.
Atatürk’ün kurduğu laik ve demokratik Türkiye Cumhuriyeti’ne sahip çıkmamız gerekiyor. Türkiye’yi seven, insanı seven, Atatürk’ünü seven, çağdaş, demokrat partilerimiz üzerlerine düşen görev ve sorumlulukları yerine getirmek zorundadır.
Gün Türkiye’yi ortaçağ karanlıklarına sürüklemek isteyenlere karşı birleşme günüdür.
Gün, Atatürk ilkelerini ve devrimlerini, laik demokratik Türkiye Cumhuriyetini koruma günüdür.
Tanığı olduğumuz bir dönemin sanığı olmamamız gerekiyor. Acılı bir yurdun çocukları olmamamız gerekiyor. Yarın ağlamamak için, susmamalı bugün… Yalnız korkudur, korkunun yeri…
Üç beş yobaza karşı milyonlarca solmayacak yüreğin, milyonlarca gülü vardır, bu canım Türkiye topraklarında yaşayanların…
Tarihe, ülkemize, ulusumuza ve Mustafa Kemalimiz’e karşı vebalimiz var.
Gökyüzü şahittir, bu ülkeyi kurda kuşa yedirmeyiz.
Çünkü “Elleri var özgürlüğün”
Gel yurdumun insanı görün artık,
Özgürlüğün kapısında dal gibi
Ardında gökyüzü kardeşçe mavi.
Gökyüzü şahittir güneş doğacaktır.