Geleneksel kuşak 1925-1945 doğumlulardan oluşuyor…
Adından da belli…Geleneksel, sessiz vakur…
1946-64 doğumlular arasındakilerin kuşağı
“bebek Patlaması Kuşağı”…
Böyle söylenmesinin sebebi, 2.dünya savaşından sonra,
Dünyada yaşanan yüksek üreme…
1965-1979 yılları arasında doğanlar X kuşağı…
Gelişen teknolojiye uyum sağlamaya çalışanlar…
Misal, internetle ucundan tanışıp, içinde durmaya çalışanlar…
Bu uyum çabalarına rağmen kendilerini dışlanmış hissedenler…
Böyle tanımlıyor işin ustaları…
Sonrası Y kuşağı…
1980 ile 2001 yılları arasında doğanlar…
Digital kuşak da deniyor bu kuşağa…
Bunlar, daha esnek çalışma isteğinde…
Sürekli geri bildirim istiyor,
İşyerinde kendine ait saatlerin çok olmasını tercih ediyor.
Var bir de Z kuşağı….
2000-2002 doğumlular bunlar…
Gelecek kuşağı…
Her yirmi yılda bir kuşak değişiyor.
İstekler, yönelim, bakış ve edinilmiş kültür…
Dünyanın aydın ve medeni bölümü, bunu analizetmiş,
Kurallarını buna göre koymuş…
Kuşaklar arasındaki farkı kapatmak mümkün olmasa da,
Parlementolarda temsili sağlayan vekiller,
Komisyonlar, yerel yönetimler orta yolu bulmaya çalışıyor…
Hepsi,
İşgal ettikleri koltukların geçici olduğunu biliyor.
Taş üstüne taş koymak için çabalıyor, emaneti iyi taşımaya gayret ediyor…
….
Bizdeki şansa bak ki ;
Böyle bir kuşak sıralamasında garip bir döneme şahitlik ediyoruz…
İktidar kavgası,
Erk mücadelesi,
Para, para, para…
Hırsız avı, cadı avı…
….
Yüz yılın en büyük sorunu X’ten başlayıp,
Y kuşağını abluka altına alan “uyuşturucu”…
Misal, “Komisyon kuralım, mücadele edelim” deniyor,
Sadece muhalefet olsun diye,”hayır” deniyor…
Misal ;
Muhalefet partisi lideri ülkesinin bir evladının cenazesine gidiyor,
Ölümden dönüyor…
Saldırıyı yapanlar ödüllenmiş gibi evlerinde oturuyor…
Hırsızlıktan işinden atılan adamın elleri öpülüyor…
Çünkü politikalar böyle…
Ez, döv, patlat kafasını…
“Mahallenin kabadayısı ne isterse o olur” hesabı…
Sapık mı ararsın, tacizci mi ?
Ne biçim bir dönemi şahitlik edip öleceğiz?
“Bazen puro sadece purodur” diyor Froude…
Aynen öyle, yetiştirdiğin toplum böyle…
Altında taktik, plan, program arama…
Yazık ; en az 50 yıl kayıp…
Bizde bir farklılık var…
Onlarda X-Y-Z kuşağı…
Biz de
Zavallılaşmış, güç uşağı kuşağı…
XXX
TRAFİK TRAFİK TRAFİK
Gayet belli…
Sayın Soyer ‘in acilen trafik sorununa el atması gerekiyor…
Alsancak Gar kavşağı,
Buca Şirinyer,
Karabağlar/Gaziemir Esbaş
Sirgeli kavşağı Sabah gazetesi önü
Menemen kavşağı
Karşıyaka iskele önü
Çankaya…
Çiğli…
Bu noktalardaki sorun kentin her yanını kilitliyor.
Şehircilik uzmanı olmaya gerek yok.
Bu dönemin en büyük kazancı, trafiği ciddiye almak olmalıdır.
Bunu bekliyoruz…
XXX
MAĞDURİYER YARATMAMAK
Bazı belediye Başkanları, kabalıklarını sürdürüyor…
Kabalıkları kendilerini ilgilendirir…
Koltuğa oturur oturmaz, işten adam çıkarıyorlar.
Bunu da marifet sayıyorlar.
İyi yönetici en kötü personeli çalışmaya yönlendirendir.
Hele hele CHPli bir belediye başkanının,
Genel başkanın açık talimatına rağmen buna devam etmesi,
Kendi egolarını tatmin etmekten başka bir şey değil.
Başkanlık makamları “İntikam tiyatrosu sahnesi” değil ki…
Tabiî ki her seçilmiş başkan kendi ekibiyle çalışacaktır.
Yer değişiklikleri olacaktır…
Ama bunu kabaca yapmaları kabak tadı verdi.
İsmen, tek tek açıklamaya başlayacağım…
Koltuklar da, makamlar da , belediye binaları da
Babanızın malı değil…
Çalışanlar da malabanız değil…
Altı üstü, 5 yıllık bir emanetin başındasınız…
Gereksiz mağduriyet yaratmamak lazım…
XXX
NE KIZGINLIKTIR ?
Göztepe, Başakşehir’i deplasmanda yendi…
Futbol güzel şey…
Sürpriz oldu, mutlu oldu İzmirli taraftarlar…
Gayet normal değil mi ?
Hayır değil, bir gariplik var…
Sosyal medya, yıkıldı…
Başakşehir’in kuruluşu ve beslendiği kanallara karşı olanlar,
Göztepe’nin galibiyetini bayram havasında kutladı.
Hatta bir tanesi şöyle dedi ;
“Karşıyaka’da restorandayım, Başakşehir’in mağlubiyeti kutlanıyor…”
Vay arkadaş,
Bu ne kızgınlıkmış ?
Yılların Karşıyaka-Göztepe çekişmesi bile askıya alındı 90 dakika…
XXX
Deli ziya ; “YSK abdestsiz oy kullananları da tespit ediyor muydu ?”