“Herkes biliyor geminin su aldığını.

Herkes biliyor kaptanın yalan söylediğini.
Ve herkes biliyor zarların hileli olduğunu.”
Ne güzel söylemiş yıllar önce ünlü Kanadalı şair, yazar, oyuncu, besteci ve yorumcu Leonard Cohen. Kim bilir hangi gözlemler sonucu ve hangi koşullarda yazmış bu her dönem geçerli dizeleri...

 Leonard Cohen bir de sonuna ekleseydi; “Buna rağmen bu çöküşü herkes seyrediyor.”
Peki ya bizim güzel ülkemizde herkes biliyor mu geminin su aldığını? Farkında mı zarların hileli olduğunu? Yokluk, yoksulluk, sefalet sarmalındaki halkın her gün değişen gündem sonucu kafası karma-karışık.
Yeni gündem Anayasa değişikliği. Fitili Devlet Bahçeli ateşledi: “'Erdoğan bir kez daha seçilmeli. Bu kapsamda anayasal düzenleme yapmak gereklidir. Erdoğan, Türkiye için güvencedir, tek seçenektir.”

Yeterince açık değil mi? İktidarın eti ne, budu ne? Yukarıdan aşağıya topla, soldan sağa topla, Anayasa'yı değiştirecek üçte iki çoğunluğu yok. Bırakın üçte iki çoğunluğu referanduma götürecek 360'ı bile bulamıyor. O zaman DEM Parti’den yardım almalı. Ellerini sıkmak, terörist başını Meclis'e davet etmek, umut hakkı saçmalığı yeterli olur mu acaba? DEM 'in bu eli tutup tutmayacağını, iktidarın tek derdinin sistemi devam ettirmek için Erdoğan'ı bir kez daha seçtirmek olduğunu anlayabilecek mi acaba?
DEM'i izliyoruz da ana muhalefet partisinde havalar nasıl dersiniz? Bir taraftan kayyum atamaları, diğer taraftan Erdoğan'ın salvo atışları ana muhalefet partisinin, iktidardan hiçbir beklentisinin kalmadığını görmesini gerektirmiyor mu? Muhalefet partilerinin iktidara uzattıkları elin, kolu ile birlikte geri alınmayacağını anlamaları zamanı değil mi?
 

***

İktidar bir taşla iki kuş vurmak istemekte; Bir yandan Erdoğan'ın bir kez daha seçilmesini sağlayacak Anayasa değişikliğini gündemde tutmakta, diğer yandan da halkın en önemli gündemi yokluk ve yoksulluğu unutturmakta çaba harcıyor. Çabalar boşuna. Kamuoyu şirketlerinin yaptığı bütün saha incelemelerinde ilk soruyu ''Türkiye'nin gündemdeki en önemli sorunu nedir?” sorusu oluşturmakta. Sorunun yanıtı yıllardır değişmiyor: “Enflasyon ve hayat pahalılığı, yokluk, yoksulluk ve geçinememe.”
Rakamlar ortada: İşsizlik, faiz oranı, milli gelir gibi ekonomik göstergelerin esas alınarak hesaplandığı Dünya Sefalet Endeksi’nde Türkiye 156 ülke arasında 21. sırada yer almakta.

İktidarın gündemi değiştirme çabalarına muhalefetin 'Dur' deme zamanı çoktan gelmiş. Halkın isteği değişim. Çabalar 'erken seçimden' yana olmalı, iktidar buna zorlanmalı. Özellikle ana muhalefet partisinin, yalaka medyanın ve iktidarın körüklediği iç sorunlarını gidererek, halkı yalanda yaşamaktan çekip çıkarması, 'Geminin su aldığını' anlatması zamanıdır.
 

***

Çekoslavakya eski Devlet Başkanı Vaclan Havel ülkesinde gerçeği görmüş, şöyle demiş: “Totaliter eğilimli rejimlerde insanlar yalanda yaşatılmak istenir, akıllar tutsak alınır, insanlar tek tip düşünceye zorlanır...”