Biliyorum “bıkkınlık” noktasına kadar geldi.
Ama istedikleri de tam bu.
Bıkın, sıkılın, umutsuzluğa kapılın.
Yok öyle yağma...

***

Haftalardır demedikleri söz, atmadıkları iftira, kaşımadıkları nokta kalmadı.
Mağdur olabilmek için çalmadıkları kapı, kırmadıkları pot, denemedikleri pozisyon yok.
Olmuyor maalesef...
Bir türlü istedikleri gibi olmuyor.

***

Yapmak istediklerini anlatmak bir yana, anlatamayacaklarını bildikleri için sürekli “yaramaz çocuk” olup kapıyı, pencereyi taşlıyorlar.
Sonra da “camımızı kırdılar” diye şikayet ediyorlar.
Bu iyiye işaret...

***

Toplumu öylesine kamplaştırıp, öylesine kutuplaştırdılar ki, aynı evde iki kardeş birbirinin sözünü dinlemiyor.
Aslında insanlar dinlemiyor artık karşındakini.
Herkes sadece “benim” fikrim diyor.
Bu iktidarın 15 yılda “başarabildiği” en büyük yatırım budur.

***

15 yıldır her daim oynadıkları mağdur rolü, artık toplumda karşılığını bulmuyor.
Her seçim öncesi yaptıkları “ittifaklar” altı ayı geçmeden darmadağın olduğu için, yeni ittifak da kuramıyorlar.
Kimseler güvenmiyor.
Kimseler inanmıyor...

***

Adamın biri, yirmibeş yıllık evliliği boyunca kendisine hep “canım, cicim, yakışıklım” diyen karısını mutlu edebilmek için ona bir iyilik yapmaya karar vermiş.
Düşünmüş, taşınmış.
Sonunda, karısını hacca yollamaya karar vermiş.
Onca yıllık birikimleri ile bütün hazırlıkları yapmış ve sonunda karısını hacca yollamış.

***

Hac dönüşü adamı düşünceli bir hal almış.
Çünkü karısı hac dönüşü bambaşka birisi olmuş, artık kendisine güzel sıfatlar kullanmaz olmuş.
Bir, iki, beş on ay geçmiş.
Sonunda dayanamayıp karısının karşısına dikilmiş.
Ben seni 25 yıl bana güzel sözler söylediğin için ödüllendirdim. Hacca gittin geldin, bütün o tatlı sözlerden bir teki bile çıkmadı ağzından” demiş.
Kadın biraz duraksadıktan sonra, “Kusura bakma ben hacı oldum. Artık yalan söyleyemem” diye yanıtlamış...

***

Öyle görünüyor ki, bizler de yıllar sonra aynı noktaya geldik.
Köprü, yol, hastane, okul yaptık diye sürekli “alkışlamak zorunda bırakıldığımız” iktidarın, hepimizi hacı yaptığı günlere geldik.
Bundan sonra yalan söylememiz doğru değil.

***

Bundan sonra dünyanın en pahalı yollarını, köprülerini, kimse geçmese bile para ödenecek oto yolları, tırpanlanan emekçi haklarını, insan hakları ihlallerini, demokrasiden uzaklaşmayı, yolsuzlukları tek tek söylemek zorundayız.
Kendimiz için olmasa bile, çocuklarımız, torunlarımız için söylemeliyiz.
Hacı olduk.
Hala farkında değil misiniz?