“Aristoteles konuşmaya; ‘Dostlarım! Dünya’da dost yoktur’ diye başlardı; bizi bilmediği için”
diyordu rahmetli Şadan Gökovalı Hocam anımsadığım bir yazısında…
Ben de söyler, yazar dururum; “Binlerce bilim dalının öğretildiği Oxford’da insan soyuna öğretilemeyen tek şey; dostluktur!”
Tüm bu sözlere karşın dostlar vardır, gün gün, ay ay, yıl yıl birlikte yaşamış, sevinci ve kahrı paylaşmış, kötü günlerde de iyi günlerde de yan yana omuz omuza olmuşsunuzdur.
Ama, “hadi anlat dostunu” dendiğinde uzun bir duraksama yaşarsınız.
Anlatacak, yazacak o kadar çok olay ve konu vardır ki; hangi birinden başlamak gerektiğinde zorlanırsınız.
****
Kemal Rafet Gücoğlu böyle dostlardandır…
Bin yıllık dostluk tarihimizde sevinçler de vardır kahırlar da ayrı yollarda yürümek de vardır aynı yürek kulvarında yaşamak da.
Çok genç yaşta tiyatroda yüklendiği önemli apoletleriyle, önemli bir dost kimliğiyle ama hep önce insan kişiliğiyle önde gelen olmuştur Kemal Rafet Gücoğlu.
Atatürk Liselidir, GSF’de tiyatro eğitimi almıştır.
Bornova Belediye Tiyatrosu’nu kurandır da.
****
Hayatın çok kimseye reva gördüğü çileleri de yaşamış, zirvelere de kurulmuştur. O çelebi ve insan yanı her zaman bu zigzaglara karşı direnmiş, mesleğinin kahırlarını da güzel yanlarını da aynı olgunlukta yaşamasını bilmiştir.
Kini, nefreti gönlünde yük görendir o.
O bizlere 65 yıllık birikimlerini sundu.
Duygu ve düşüncelerini yürekten sundu.
Sevgisinde asla cimrilik yapmadı.
Bizim de şimdi Rafet Hoca’ya,
“sevdamızı alaca/kıl bir heybe gibi” sunarak hastalığını yenmesi için dualar, şiirler okumamız gerekiyor…
Hadi kalk ayağa be Rafet Hoca, hadi...