Sonuç ortada.
Kimse kimseyi kandırmadı.
Halk, anasının ak sütü gibi oyunu gitti verdi.
Sandığına sahip çıktı, tatilini kesip sandığına koştu.
Seçim bitti sayımı bekledi, yetmedi sandığını takip etti.
Sabahın ilk ışıklarına kadar da uyumadan izledi.
***
Şimdi oturup halka kızmak zamanı değil.
Halkın tercihi en doğru olandır.
Patates, soğan, altın, dolar, euro, fındık, şeker fabrikaları görünen o ki seçim sonuçlarına etki etmedi.
Sonuç, sandığa yansıyandır.
Sandıklara baktığımda görünen odur ki, sahillerin ve Trakya’nın bir bölümünün dışında herkes hayatından memnundur.
Özellikle orta Anadolu’da CHP’ye en az iki katı fark atan iktidar elbette sevinecektir.
***
Gözden kaçan ise şudur:
Türkiye dünden itibaren artık kuvvetler ayrılığına değil, kuvvetler birliğine göre yönetilen bir ülkedir.
Osmanlı’da bile sadrazam eliyle yürütülen Başbakanlık, bakanlar kurulu artık yoktur.
Türkiye, artık tek bir adamın dudağından çıkacak kararlarla yönetilecektir.
Ve o kuralları denetleyecek, eleştirecek, tartışacak hiçbir makam kalmamıştır.
***
Böyle bir yönetim şeklinin demokrasi olup olmadığı tartışmasına girmek bile gereksiz.
Çünkü tek kişinin alacağı kararlarda hata oranının yüksek olması, hele hele bu kararların denetlenemeyecek olması Türkiye’nin önündeki en büyük açmazdır.
Bu açmazın sonuçlarını kısa sürede göreceğimizden de kuşkunuz olmasın.
***
Sonuçların kesinleşip açıklanmasının ardından toplanacak meclis, bundan sonra sadece ve sadece iktidarın taleplerini yasal bir konuma oturtmaktan başka hiçbir iş yapmayacaktır.
Bakmayın siz şatafatlı sözlere.
Yeni düzende milletin vekili yoktur artık.
Var olan iktidarın hukuki dayanağıdır artık meclis.
AKP-MHP’nin çıkaracağı ilk iki yasayı da tahmin etmeniz o kadar zor olmasa gerek.
Biri af, diğeri ise bedelli askerliktir.
Artık tek adam neyi nasıl isterse meclis ona göre karar verecek, sonra da bir kenarda izleyecektir.
***
Seçimin kazananları ve kaybedenleri bütün Türkiye’dir.
Artık iktidar ne kadar isterse o kadar özgürüz.
Artık iktidar ne kadar isterse o kadar fakiriz, zenginiz, işsiziz.
Artık iktidar ne kadar isterse o kadar savaştayız…
***
Bütün bunlara rağmen elimiz kolumuz bağlı mı duracağız.
Elbette hayır…
Türkiye’nin daha demokratik, daha çağdaş, daha huzurlu ve daha zengin bir ülke olması isteğimizden hiç vazgeçmeyeceğiz.
Elbette kolay olmayacak ama düştüğümüz yerden kalkabilmektir asıl önemli olan.
***
Bundan sonrası sadece iktidar için değil, muhalefet için de turnusol kâğıdıdır.
Bir seçimin bitmesi, bir başka seçimin de başlaması demektir aynı zamanda.
Türk halkı, iktidara verdiği açık desteği göstermesinin yanında başka mesajlar da vermiştir.
Kürt kardeşlerimize de “Sizin dışlanmanıza izin vermiyoruz. Onca kara propagandaya rağmen sizi demokratik hayatın içinde görmek istiyoruz” demiştir.
Halkın mesajı en doğrusudur.
Zaman yılgınlık zamanı değil, halkın mesajını doğru okuyup geleceği şekillendirme zamanıdır.
O kadar da varız yani.
Enseyi karartmayın…