Sayın Cumhurbaşkanı kalkmış diyor ki: "Referanduma gidelim."

Hay Allah, durduk yerde nereden çıktı bu referanduma gitme meselesi?

"Türban konusunu halka soralım. Bakalım bu halk ne diyecek?" diyor, Sayın Cumhurbaşkanı. Şimdi soruyorum bu iktidara: Kardeşim, türban artık Türkiye'nin gündeminde değil, çünkü türban sorunu çözüme kavuşmuştur. Memleketin bütün dertlerini, sorunlarını çözdünüz de, ikide bir türban ve başörtüsü sorunmuş gibi pişirip pişirip ortaya sürmenizin amacı ne?

***

Milletin bu kadar derdi varken konuşulacak o kadar çok şey var ki. Mesela bu ülkede önce adaleti konuşalım, hukuku konuşalım. Bu ülkede açlığı, yoksulluğu konuşalım. Bu ülkede basın özgürlüğünü konuşalım. İşsizliği, gelir dağılımındaki adaletsizlikleri konuşalım. Gelin bu ülkede yolsuzlukları konuşalım. Millet, ekonomik olarak diz çökmüş, borç içinde yüzüyor. Vatandaşın pazara, çarşıya gidecek takati kalmamış. Hiper enflasyon ortalığı kasıp kavuruyor. El âlemin parası altın, bizim paramız pul olmuş. Akaryakıt fiyatları, elektrik fiyatları can yakıyor. Köylü traktörüne mazot koyamaz olmuş, tarlasına tohum ve gübre atamaz olmuş. Ürün fiyatları kontrol edilemez olmuş. Vatandaş, bugün aldığı bir ürünü yarın aynı fiyata alamaz olmuş. Böyle bir ekonomi anlayışı olur mu hiç? Her konuda dünya ülkelerinin yaşam standartlarının gerisinde yaşıyor milletimiz. Sabah kalkıyoruz zam, akşam yatıp sabah kalkıyoruz yine zam... Ya kardeşim, siz zamdan başka bir şey bilmiyor musunuz? Ekonomiyi zam üzerine mi kurdunuz?

***

Bakın, tekel ürünlerinin fiyatları öyle astronomik ki sorma gitsin. Vatandaş, yüksek fiyat nedeniyle tekel içeceklerine erişemeyince, memlekette kaçak içki hortladı. Birçok vatandaşımız ne yazık ki kaçak içki yüzünden hayatını kaybetti. İnsanlar et, süt, peynir fiyatlarına erişemez olmuş. Marketlerde peynir fiyatları et ile yarışır noktaya gelmiş. Bütün bu sorunlar milleti canından bezdirir olmuş. Yazık değil mi bu millete? Siz kalkıp referandumdan söz ediyorsunuz. Türban konusunda referanduma gidelim diyorsunuz.

***

Evet. Bence de bir referanduma gidilmeli. Vatandaşa sorulmalı. Bakın, sevgili dostum Kars CHP İl Başkanı Taner Toraman şöyle diyor: "Ülkemizin önemli sorunlarını halkımıza soracaksak, yapmamız gereken referandum bellidir.

*Ülkeye sokulan Suriyeliler ve diğer yabancı mülteciler, konusunda ne düşünüyorsunuz?

* Açlık sınırının altında yaşamaya devam etmek istiyor musunuz?

* Sizi bütün dünya ölçeklerinde dibe indiren bu yönetim biçiminden, bu sistemden memnun musunuz?

* Topraklarımızın, madenlerimizin ve fabrikalarımızın yabancılara satılmasını istiyor musunuz?

* Tarımda ekilecek milyonlarca hektar arazimizde neden kendimize yetecek kadar üretim yapamıyoruz?

* Gençlerin işsizlik ve istihdam sorunlarını neden çözemiyorsunuz?

* Hayatı boyunca köprülerden geçmeyen ve aracı bile olmayan vatandaş, neden vergileriyle köprülere garanti parası ödüyor?

* Daha bunun gibi nice sorular, yapılacak referandumda halka sorulmalı.

Aslında biliyoruz ki iktidar, bu soruları içeren bir referandumu yapmak istemez. Yaparsa boyunun ölçüsünü alır. Öyleyse olması gerekeni söyleyeyim. Halka gitmek olması gereken en doğru referandum. Adil bir seçimdir, en iyi referandum."

Son sözüm: Bakın tarih baba ne diyor; "Eğer bir ülkede yoksulların aşı giderek azalmış, mazlumların gözyaşları giderek çoğalmış ve muktedirler de Karun kadar zengin olmuşlarsa o ülkede hukuk ve ahlak iflas etmiş, vicdanlar çürümüş, adalet yok olmuş, yani zulüm iktidar olmuş demektir."