Birkaç metre önümde yürüyordu. Ellerini arkaya bağlamış bir yandan da tesbihini çekmeye devam ediyordu.  Kalın gözlükleriyle dikkatli dikkatli etrafı süzüyordu. Sonra birden yere tükürdü. Önce etrafına bakındı gören var mı diye... Sonra ayağıyla tükürüğünün üzerinden geçti. Sonra da hiçbir şey olmamış gibi raflara baka baka yürümesine devam etti. Tükürdüğü yer büyük bir marketin içiydi.

Önce arkasından yetişip tepki göstermeyi düşündüm. Sonra da anlayacağından emin olmadığım için vazgeçtim...

Konuşabilmeyi çok isterdim,

Adaletli bir gelir dağlımı ne anlama gelir?  Hukukun üstünlüğü ne işe yara? Kuvvetler ayrılığı neden olmalı? Demokrasi neden gerekli? Hiçbirinin cevabını alamayacağımı biliyordum ama sormak isterdim işte...

Çünkü oy kullanma hakları da var, marketin içine tükürme hakları da...

AKP bu kitleyi uzun yıllar iyi kullandı. Siyah dendiğinde alkışlandı, beyaz dendiğinde de alkışlandı. Ne söylendiği umurlarında bile olmadı bu kitlenin.

Şimdi iş biraz değişmiş görünüyor. Çünkü işin ucu ekonomiye dayandı. Mevcut politikalar yüzünden işinden gücünden olanlar, evine ekmek götüremez duruma gelenler artınca güzel laflar da işe yaramaz oldu.

Sert politika ile sonuç alınacak gibi de görünmüyor.

Nitekim AKP içinden de bu politikalara karşı duranlar oldu. AKP kurucularından 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, "Vaktiyle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve şahsıma yapılan haksızlıkları kamu vicdanının nasıl kabul etmediğini hatırlayalım. 

Benzer yanlışlıklar halkın iradesiyle belediye başkanı seçilmiş olan Ekrem İmamoğlu’na da yapılmamalı." açıklaması yaptı. Genellikle ölü taklidi yapan Gül bile dayanamamış demek ki.

Eski AKP İzmir Milletvekili Hüseyin Kocabıyık da “Sayın Recep Tayyip Erdoğan… Geleceğin yer burası mıydı? Biz bunlar için mi mücadele ettik? Bunun için mi mahkemelerde süründük yıllarca? Sen aslında kendine darbe yaptın haberin yok!" diye twit attı.

Sonra da doğal olarak disiplin kuruluna sevk edildi...

Yani ortada bir gerçek var ve görmek isteyen görüyor.