Hadi siyaseti ayıralım, ama gencecik çocukların bayramı tutuklu geçirmesi de ne oluyor? Valla ne oluyoruz cevabını her gün televizyonlara çıkıp her konuda ahkam kesenler açıklayacak. Yönetime gelmişsen eğer, derdi olanın derdine çare bulacaksın, yoksa o koltuklara oturmayacaksın...
Öğrenciler üzerinde araştırma yapılmış en önemli özellikleri bir partinin borazanı olmamaları. Her partiden var, hepsinin ortak noktası Atatürk... En büyük kaygıları da gelecek... Ön görülemez bir gelecek onları kaygılandırıyor...
Yani toplum olarak gelecek kaygımız var ve endişeliyiz...
Peki geçmişle ilgili bağımız nasıl?
İşte onu hiç sormayın, o daha fena...
Didim'deki Apollon Tapınağı İonia mimarisini günümüze kadar ulaştıran dünyadaki üç tapınaktan biri... UNESCO Dünya mirası geçici listesinde de yer alıyor. Ayrıca turizme de büyük katkısı var. Didim'e gelen her üç turistten biri bu tapınağa uğruyor. Yerel esnaf için de büyük şans... Buraya kadar her şey güzel.
Kültür ve Turizm Bakanlığı tapınak için çevre düzenlemesi kararı almış ve çalışmalara başlanmış.
Üç aydır tapınak kapalı. Esnaftan ciddi şikayet var. Diyorlar ki; “Hiçbir açıklama yapılmadan burası kapatıldı, gelen turistler geri dönüyor, bizler de çok mağdur olduk.”
Diğer yandan da yapılan restorasyonun tapınağın, tarihsel ve mimari önemini göz ardı edilerek gerçekleştirildiğini düşünen arkeologlardan da tepki var. Onlar böyle bir restorasyonun uzman arkeolog ve sanat tarihçileri ile birlikte yapılması gerektiğini öne sürüyor.
Restorasyon ekibinde gerçek uzmanlar yoksa eyvah...
Tarihin üzerine beton dökülüyorsa eğer, o heykelleri bir daha eski haline, orijinal haline getirmek çok zor, hatta imkansız...
Tamam restorasyon, çevre düzenlemesi yapılabilir, belki de artık mecburiyet oluşmuştur. Neden bu çalışmalar kapalı kapılar ardında, habersizce, hatta gizlice yapılıyor? Peki bilimin ışığında, açık, şeffaf yapılamaz mı?
Her konuda ben yaptım oldu mantığı mı olacak?
Geleceğe güven vermeyenlerden tarihe saygı bekliyoruz.
Bizim ki de umut işte...