İklim en basit ve kısa tabiriyle bir yerde, uzun süre boyunca gözlemlenen meteorolojik olayların ortalaması anlamına gelir.
Yani bir yerdeki hava sıcaklıklarından neme, hava basıncından rüzgârlara, yağış miktarından şekline kadar tüm atmosfer koşullarının ortalaması, iklimdir.
İklim bir yerdeki ekosistemi ve doğal yaşamı, tarım ürünlerini, su kaynaklarını, deniz seviyesini, okyanus akıntılarını ve sıcaklığını etkiler. Aynı zamanda yaşam şeklimizde; yani kültürümüz, sağlık koşullarımız, beslenme şeklimiz, yerleşim ve altyapımız, enerji ihtiyacımız, ekonomimiz iklime göre şekillenir.
İklimin değişmesi demek, iklime bağlı olan her şeyin de değişmesi demektir.
*
İklim değişikliği ile ilgili ne kadar yazsak, çizsek, konuşsak, tartışsak az. İklim değişikliği ve ona bağlı küresel sıcaklık artışları gezegenimizin karşı karşıya olduğu en büyük tehdit haline geldi.
Fosil yakıt kullanımı, ormansızlaşma, sanayi süreçleri ve bazı tarım uygulamaları gibi insan kaynaklı aktivitelerin sonucu olarak atmosfere salınan sera gazlarının birikmesi iklim değişikliğini tetikliyor. İklim değişikliği bugünün konusu değil aslında. 100 yılı aşkın süredir, biz insanlar ikliminin değişmesinde büyük rol oynuyoruz. Ve artık iklim değişikliğini gayet net bir şekilde hissedebiliyoruz.
*
ABD’de merkezli Climate Central’ın geçtiğimiz hafta yayımladığı rapora göre, Temmuz ayında insan kaynaklı iklim değişikliği küresel çapta alışılmadık derecede yüksek sıcaklıklara yol açtı.
İklim Değişikliği Endeksi (CSI) kullanılarak yapılan analiz, toplam 200 ülkeden 4 bin 700 şehri kapsıyor. Küresel nüfusun yüzde 81’ine denk gelen 6,5 milyardan fazla insan, Temmuz’da en az bir gün CSI 3 veya daha yüksek seviyede aşırı sıcaklıklara maruz kaldı.
CSI 3 seviyesi ne demek? İnsan kaynaklı iklim değişikliğinin sıcaklıkları en az üç kat daha yüksek hale getirmesi demek.
Yine aynı rapora göre en az 2 milyar insan Temmuz ayının her gününde iklim değişikliği etkisini CSI 3 veya daha yüksek seviyede hissetti. Bir gün değil her gün! 2 milyar insan sıcaklıkları normalden en az 3 kat daha yüksek hissetti. 10 Temmuz’da ise CSI 3 seviyesindeki sıcaklığa maruz kalan insan sayısı 3,5 milyara yükseldi.
Meksika, ABD’nin güneyi, güney Avrupa, Orta Amerika, Kuzey Afrika, Ortadoğu, Güney ve Güneydoğu Asya aşırı sıcaklıkları yaşayan bölgelerin başında geldi.
*
Kömür, petrol, doğalgaz gibi yüksek oranda karbon içeren fosil yakıtlar tüketilmeye devam ettikçe iklim değişikliği ve küresel sıcaklıklar hız kesmeden artacak. Peki bu işin sonu nereye gidiyor?
İnsan yaşamını tehdit edecek seviyeye çıkan sıcaklık artışları.
Kutuplardaki buzulların erimesi, okyanus sıcaklığının artması, deniz seviyelerinde yükselme.
Kasırga, sel, kuraklık gibi aşırı hava olaylarının hem sıklığının hem şiddetinin artması.
Ekosistemlerde geri döndürülemez değişiklik; bitki ve hayvan türlerinin göç etmesi veya yok olması.
Karbondioksitin okyanuslar tarafından emilmesi sonucunda okyanusların asitlenmesi.
Tarım, balıkçılık ve su kaynakları başta olmak üzere ekonomik sektörlerde kriz ve daha fazlası…
Çok geç olmadan bu tabloya dur demek ise hala elimizde!
****
Sıcaklıkların etkisi barajlara da yansıdı
İZSU sitesinde paylaşılan resmi bilgilere göre 10 Ağustos 2023 itibarıyla İzmir’de barajların Aktif Doluluk Oranı şöyle sıralandı: Tahtalı %35.53, Balçova %33.91, Gördes %7.28, Ürkmez %35.82, Güzelhisar %66.47, Alaçatı Kutlu Aktaş %37.74.
Nisan ayında yüzde 60’a yakın doluluk oranındaki Kutlu Aktaş Barajı’nın neredeyse yarı yarıya azalması, tatil nüfusundaki patlamanın barajlara olan etkisini de ortaya koydu.
Geçen sene ile kıyaslandığında da durum pek iç açıcı değil! Bir Önceki Yıla Ait Su Durumu neredeyse tüm barajlarda ciddi bir azalma yaşandığını gösterdi. Geçen yıl Tahtalı Barajı %51.23; Ürkmez %60.61, Güzelhisar %71.98, Alaçatı Kutlu Aktaş ise %62.80 seviyesindeydi.
********* ***** ****
DÜNYADAN BİHABER
Oyuncu hayvanlar grevde, bakıcıları krizde!
Amerika Birleşik Devletleri film endüstrisi, tarihinin en büyük grevlerinden birine sahne oluyor. Stüdyoların Yapay Zeka ve bilgisayarları insanlara tercih etmeye başlaması ve bunun mesleki tehlike yaratarak yazar ve aktörlerin iş ve kazançlarını etkilemesi grevin odak noktası haline geldi. Mayıs başında dizi ve film yazarlarının yapım şirketleriyle daha iyi ve eşit kazanç için yürüttükleri müzakereler başarısızlıkla sonuçlandı ve grev kararı verildi. Amerikan Yazarlar Birliği’nin (WGA) grevine kısa bir süre sonra aktörler de katıldı. Haziran’dan bu yana SAG-AFTRA (Amerikan Televizyon ve Radyo Sanatçıları Federasyonu) da WGA’nın yanında grevde yer alıyor. Hollywood’u deyim yerindeyse krizin eşiğine getiren grevde henüz anlaşma sağlanamadı. Ancak grev sadece insanları kapsamakla kalmadı ekranlarda gördüğümüz hayvanlar da greve katıldı.
The Washington Post’un haberine göre Hollywood'un patili oyuncuları kendilerini bir açmazın içinde buldu. Sanatsal olarak, hayvan aktörler SAG-AFTRA üyesi sayılıyor. Ancak hayvanların eğitmenleri, bakıcıları, şoförleri Teamsters sendikasına üyeler. Yani film ve dizi endüstrisinin durması sonucu hayvanların zorunlu grevi nedeniyle şimdi birçok farklı iş dalından insan da işsiz kalmış durumda. Üstelik hayvan eğitmenleri ve bakıcılar SAG-AFTRA üyesi olmadıkları için grevden kaynaklanan sözleşme kapsamında koruma da alamıyor. Eğitmen ve bakıcılar, grev yüzünden bedel ödemelerine rağmen, anlaşma sağlandığında da bunun kendilerine hiçbir fayda sağlamayacağını söylüyor.
****************
BİZİM GEZEGEN
G20, iklim krizi konusunda anlaşmaya varamadı
Küresel ısınma ve iklim krizi dünyanın en önemli çevresel sorunu olmaya devam ederken G20 ülkelerinin Çevre Bakanlarının katılımıyla Hindistan’da gerçekleştirilen toplantıdan yine sonuç çıkmadı. Toplantıda 2025 yılına kadar küresel emisyonların azaltılması başta olmak üzere küresel iklim krizi ile ilgili diğer önemli konular üzerinde anlaşma sağlanamadığı bildirildi.
Fransa Ekolojik Geçiş Bakanı Christophe Bechu toplantıdan sonra AFP'ye “Çok hayal kırıklığına uğradım. Yenilenebilir enerjilerin büyük ölçüde artırılması konusunda bir anlaşmaya varamadık, özellikle kömür olmak üzere fosil yakıtların aşamalı olarak kaldırılması veya azaltılması konusunda bir anlaşmaya varamadık. Sıcaklık kayıtları, felaketler, dev yangınlar ve 2025 yılına kadar emisyonların azaltılması konusunda bir anlaşmaya varamadık” açıklamasını yaparken; Çin, Suudi Arabistan ve Rusya ile iklim meseleleri konusundaki görüşmelerin "karmaşık" olduğunu da sözlerine ekledi.
Chennai toplantısından kısa süre önce de, küresel GSYİH ve CO2 emisyonlarının yüzde 80'inden fazlasını temsil eden bloğun enerji bakanları fosil yakıtları bırakmak için bir yol haritası üzerinde anlaşamamıştı. Bu yılki COP28 iklim müzakerelerinin başkanı Adnan Amin konferansta bulunan herkesin dünyanın karşı karşıya olduğu "krizin ciddiyetini" anladığını ancak, fosil yakıtlarla ilgili daha sıkı taahhütlerde bulunulmadan önce ulusal çıkarlarla ilgili sorunların çözülmesi gerektiğinin açık olduğunu söyledi.
********
KULAĞIMIZA KÜPE OLSUN
Sevgili kediler, iyi ki varsınız
“Bir kediyle geçirilmiş zaman asla vakit kaybı değildir.”
-Sigmund Freud
8 Ağustos Dünya Kedi Günü’nde sosyal medyada her zamankinden de çok kedi paylaşımı yapıldı. Birbirinden güzel kedi fotoğrafları, videolar ve harika sözlerle insanlar gezegenin en gizemli ve sevilen canlılarından birinin varlığını kutladı. Onlarla geçirdiğimiz her an değerli. Sevgili kediler, iyi ki varsınız.