Dünya basını söz birliği etmişçesine gösterişten uzak bir kadının başarısından söz ediyor. Neler yapmamış ki?... Mesela görev aldığı 16 yıl içersinde Almanya'nın kişi başına 28 bin euro olan milli gelirini 48 bine yükseltmiş. İşsizliği yarı yarıya azaltmış. Enflasyonu ise yüzde 2.2'den 0.3'e geriletmiş. Pandemi döneminde 130 milyon euro nakit, bir trilyon euro yardım yapılmasını sağlamış. Her biri imrenilecek bir başarı. Her biri için sayfalarca methiye düzülebilir. Bu başarıyı Doğu Almanya'da dünyaya gelen ve birleşen Almanya'nın başına geçen bir kadın sağlamış. Ve o kadın yola şu cümlelerle çıkmış; "Berlin'deki duvar yıkıldığında bu bana inanılmaz fırsatlar ve yeni bir başlangıç sunmuştu. Ben de şimdi bu ülkenin tüm vatandaşlarına benzer fırsatları sunarak ülkeme borcumu ödemek istiyorum."
Evet imrendiğimiz kişi Angela Merkel... O'nun için durdurulamayan yükseliş ve istikrarın gücü tanımlaması yapılıyor. Belki daha fazlasını da hak etmiştir. Hayatını ve siyasetteki başarılarını dikkatlice okudum. Beni en çok etkileyen yukarıda saydıklarımın dışında kendisinin bugünlere gelmesini sağlayan Helmut Kohl'a gösterdiği tavır oldu. Olay şu; 1998'de Hristiyan Demokratlar seçimi kaybeder ve Kohl iktidardan düşer. Kohl'ün kısa bir süre sonra 'bağış' adı altında gizli bir hesaba aktarılan parti fonlarını kendisi ve çevresindekiler için kullandığı ortaya çıkar. Parti tabanında tepkiler büyür ancak hiç kimse Kohl'e karşı bayrak açma cesareti gösteremez. Tam tersine parti içerisinde skandalın üstü örtülmek istenir. Bir kişi hariç... O Angela Merkel'dir. Ve Frankfurter Allgemeine gazetesinde Kohl'ün içinde bulunduğu durumu tasvip etmediğini belirten bir başyazı kaleme alır ve resmen Kohl'ü istifaya çağırır... Siyasi kariyerine başlamasını sağlayan ve kendisini bakan yapan kişinin yanlışını gördüğünde eleştirmekten çekinmez... Alman halkı da doğru davranışı ödüllendirmekten kaçınmaz...
Bizde de eleştiriler yok değil. Mesela bizde genelde şöyle oluyor. Partinin içindeyken, bir koltuğa oturmuşken her şeye susuluyor. Partiden atıldıktan sonra avaz avaz bağrılarak yolsuzluk yapıldığı iddia ediliyor. Buna da duruş deniliyor.
Şair burda ne demek istedi? Artık size bırakıyorum.