İzmir’de sanatla iç içe zamanlar başladı. 7'nci İzmir Uluslararası Edebiyat Festivali açılışı 15 Eylül’de Agora Arkeolojik Kazı Alanı’nda düzenlenen törenle başladı. Festivalin onur konuğu Öykü ve Roman Yazarı İnci Aral oldu. Aral ile haftasonu Ahmet Piriştina Kent Arşivi ve Müzesi’nde gerçekleştirdiği, moderatörlüğünü genç Yazar Mevsim Yenice üstlendiği söyleşi öncesi kısa bir sohbet etme ve edebiyatta en güncel sorunlar üzerine bilgi alma imkanım oldu. Edebiyatta da en güncel sorunun ekonomik krizden kaynaklı olduğundan bahseden Aral, güncel olarak şu anki ekonomik tabloda kağıt fabrikasının kapanması nedeniyle dışarıdan kağıt ithal edilmesi ve bu nedenle yayın piyasasının büyük zorluklar çektiğini belirtti. Yazarların ve okurların bu sorundan olumsuz etkilendiğini söyleyen Aral, hem kitap fiyatlarının çok pahalandığını hem de ülkedeki zengin kitap basımının artık yapılamadığını belirtti. Çok acı… 1990’lı yıllarda edebiyatta parlak bir dönem geçirdiklerini söyleyen İnci Aral, çok sayıda yayın evinin ekonomik zorluklar yüzünden kapandığını da ekledi.
'PERSPEKTİF KAYGISI VAR'
İnci Aral, Türkiye yayın piyasasında hem üretim hem de tüketim açısından şu anda büyük zorluklar olduğuna işaret etti ve şunları ekledi: “Şu andaki konjönktürde ortamdaki kısıtlılık nedeniyle böyle parlak yazarlar da çıkamıyor. Bu da ayrı bir sorun… Gençler eskisi kadar okuyamıyorlar, hayati kaygıları var. üniversite mezunları işsiz, gençlerin bir perspektif kaygıları var. Bu nedenle iyi yazarlar da bir duraklama sürecinde…”
'HAREKETE GEÇİLMELİ'
İnci Aral’la kısa sohbetimizde kendisine, 6 yıldır Almanya’da sürgünde yaşayan yazar Aslı Erdoğan’ın T24’ten Candan Yıldız’a söyledikleri hakkındaki düşüncelerini, kadın yazar olarak ülkemizde edebiyat camiasının Erdoğan’a destek konusunda duyarsız kalıp kalmadığı sorusunu yönelttim. Aral, edebiyat camiası olarak Aslı Erdoğan’a destek olunması gerektiğini söyleyerek şöyle devam etti: “Aslı Erdoğan’ın içerisinde bulunduğu çok zor bir süreçtir. Kendisi gitmek zorunda kaldı, kalıp mücadele de edebilirdi ama o gücü bulamadığı kanaatindeyim. Üzücü tabi ki… Kendi ülkenizi terk etmek kolay bir karar değil. O kararı verince dönememe ihtimalini de göze almak gerekiyor. Ancak edebiyatçılar olarak bir araya gelip kamuoyu oluşturarak, yazar Aslı Erdoğan’a ülkesine dönme koşullarını, fırsatını yaratacak bir eylemde bulunmak gereklidir. Bu konuda tüm edebiyat camiasına çağrıda bulunuyorum Erdoğan’a yardım etmemiz bu süreçte destek olmamız gereklidir.”
KAR VE AYI VİZYONDA
Eylülde vizyona girenlerde yerli sinemadan Yönetmen Selcen Ergun’un ilk uzun metrajı, Kar ve Ayı filmi izleyicilerle buluştu. Dünya prömiyerini 47. Toronto Uluslararası Film Festivali’nde, Türkiye’de ise 59. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde yapan Kar ve Ayı, Toronta’da 66. San Francisco Uluslararası Film Festivali’nde Yeni Yönetmenler Ödülü, Antalya’da ise En İyi İlk Film ve Oyuncu Merve Dizdar’da En İyi Kadın Oyuncu Ödülleri almış. 93 dakika süren film baştan sona ‘kar’ile kaplı... Artvin Şavşat’ta çekilmiş… Kentten kırsala atanan bir hemşire memurun hikayesi… Kentten gelenin de kırsaldakinin de ‘kırsal’a sıkışmışlığına vurgu yapıyor. Kadın olmanın zorluğu, bitmeyen kış, küresel ısınma vurgusu, kış uykusu biten ayılara düşmanlık, hayvan hakları… Meselesi olan mesaj veren bir film, evet yeni bir şey söylemiyor ama ne kadar söylense de bir türlü ilerleyemediğimiz, düzelmeyen, kanamaya devam eden yaraları hatırlatıyor filmi olmasıyla önemli.