Son birkaç yılda giderek artan Atatürk düşmanlığı, ordu içinde teğmenler arasında çıktığı anlaşılan Tarikatçı-Atatürkçü kavgasıyla ilginç bir boyuta ulaştı. Aslında, ordu içinde FETÖ benzeri bir tarikat örgütlenmesinin varlığından uzun süredir söz ediliyordu. Ama sanırım, birden fazla tarikatın ordu içine girmiş olabileceğini ve bunun, “Namazı hangi tarikatın adamı kıldıracak!” boyutunda bir çatışma yaratabileceğini kimse beklemiyordu.

Bu olay kadar, sonrasındaki gelişmeler de can sıkıcı.

Eski Genelkurmay Başkanı olan Milli Savunma Bakanı’nın, Atatürk’ün fotoğrafından söz ederken Atatürk’ü ağzına almaması ve sadece ‘fotoğraf’ diyerek geçiştirmesi önemli bulunmayabilir…

Ama Atatürkçü teğmenler ile tarikatçı oldukları iddia edilenlerin kavgasındaki kavgayı anlatan Genelkurmay yetkililerinin ‘tarafsız’ olduklarını söylemeleri, bu kavgayı basit bir disiplin suçu kabul etmek ve Atatürk’e karşı tarikatları desteklemekten başka bir şey değildir!

İlginç bir ayrıntı da Tuzla Piyade Okulu’nda darp edildiğini iddia ederek hastaneye başvuran teğmenin izlediği yol! Kendisine ‘Darp izi yoktur!’ raporu verilince savcılığa şikayette bulunmuş! Başlattığı bu hukuk yolculuğu sırasında ona kimlerin eşlik edeceği ya da kimlerin onun elinden tutacağı ilgiyle izlenmelidir…

DİYANET ve BEŞ LİRADAKİ ATATÜRK

Atatürk’ü içlerine sindiremeyenlerin başında Diyanet görevlilerinin olduğunu ve Atatürk’ün anılması gereken her durumda Diyanet İşleri Başkanı’nın nasıl kaçtığını anlatmaya gerek yok. Böylesine sapkınlıkların olduğu yerde, madeni beş liralıkların üzerine ‘öcü’ gibi bir Atatürk kabartmasının konulmasına da şaşırmamak gerekir.

Bütün bunları bir kenara koyarak, bir arkadaşımın dile getirdiği başka bir iddiadan söz etmek istiyorum. Bilirsiniz, kışlalarında eğitim yapan askerler hem birlik olma psikoloji gelişsin hem de yurtseverlik duyguları içselleşsin diye Cumhuriyet, vatan ve kahramanlık sloganlarıyla koşar, kimi zaman da eğlensinler diye “Yaylalar, yaylalar” benzeri şarkılar söylerler.

Galiba Temmuz ayıydı. Bir arkadaşım bana;

- Yeğenim Menteş Askeri Kampı’nda eğitim görüyor. Orada talim gören askeri öğrencilere, “İntikam, intikam, Allahu Ekber!” sloganları eşliğinde eğitim veriliyormuş, dedi.

O zaman ciddiye almadığım bu konuyu, Tuzla Piyade Okulu’nda kavgaya varan Atatürkçü- tarikatçı kavgasını okuyunca yeniden düşündüm.

Eğer bu iddia doğruysa (ki, arkadaşım yalan söylemiş olamaz!) bu askeri öğrenciler acaba kimden intikam almak için yetiştiriliyor? Acaba SADAT veya tarikatlar mı, onları intikam duyguları ile koşullandırıyor?