MHP’den ayrıldıktan sonra merkez sağ siyasetini bir araya getirme hayali kuranların tutunduğu bir dal oldu İYİ Parti.
AK Parti’nin MHP ile (Daha Doğrusu Devlet Bahçeli) kurduğu ittifak sonrasında İYİ Parti geçen yerel seçimlerde çok önemli bir rol üstlendi. CHP’nin özellikle İstanbul ve Ankara’da belediye başkanlıklarını almasında rol oynadı.
Bu birliktelik ülkede iktidarı değiştirir diye düşünenler, son genel seçim ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri ile derin bir hayal kırıklığı yaşadılar. Son seçimlerin hemen öncesinde 6 partinin kurduğu ittifakın dağılmasına neden olabilecek adımlar atan İYİ Parti önemli bir darbe yedi. Anketlerde yükselir gibi görünen İYİ Parti düşünülenin çok altında bir oyla seçimi kapattı.
Kavga erken başladı
Genel seçimler öncesinde İYİ Parti’nin içinde bulunduğu psikolojik ortamı iyi analiz etmek gerekiyor. Örneğin İzmir örgütü oylarının anketlerde yüzde 22-25 aralığında olduğunu söylüyorlardı. Bu yükseliş duygusu partide önemli bir şımarıklığın da yolunu açtı.
Partide lokomotif olan Meral Akşener ile yakaladıkları havayı kendi aralarında parti içi iktidar kavgalarıyla bozdular. Bununla birlikte toplumdaki güveni de sarstılar.
İzmir’de Müsavat Dervişoğlu ile Aytun Çıray kavgası ile sonuçlanan ilk kongresinde ortaya çıkan il başkanını eleştirdiğimde bazı çevreleri çokça rahatsız etmiştim.
Zaman sanıyorum beni haklı çıkardı. İl Başkanı Sinan Bezircilioğlu bir cenaze töreni gittiğim caminin avlusunda beni eleştirmek yerine azarladı desem yalan olmaz. Şimdi ile aynı havayı yakalamak bir yana kimsenin gündeminde değiller.
Ayrılan ayrılana
Mart seçimleri öncesinde geldik zurnanın zırt dediği yere. İYİ Parti yerel seçime kendi adayları ile gideceğini ilan etti. Bu karara önce Ankara İYİ Parti örgütü karşı çıktı. Çünkü; kendilerine çok yakın gördükleri Mansur Yavaş’ın yeniden seçimi kazanması konusunda bir kararlılıklarını gözlemledim.
Bu aşamada partinin önemli isimleri Aytun Çıray, Bahadır Erdem, Durmuş Yılmaz, Cahit Kale ve İdris Nebi Hatipoğlu gibi isimler de istifalarını verdi. Bu istifaların yerel seçimlerde CHP ile ittifak yapmama kararı ile ilişkisi olduğunu da düşünüyorum.
İzmir’de erken adaylık açıklaması
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerinde ise partinin önemsenen ismi Milletvekili Ümit Özlale’nin adaylığı ilan edildi. Bu adımın “Prim” yapacağı düşünüldü.
Özlale hiç vakit kaybetmeden başladı İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’i eleştirmeye.
Özlale’nin altı boş eleştirilerinin dozu AK Parti’yi de aşmaya başladı. CHP’den İYİ Parti’ye belirli bir seçmen grubunun milletvekili seçimlerinde yönelmemesini bile okuyamadı İYİ Partililer.
Yurt dışında iyi eğitim almış olmak bir kusur değil ama siyaseti bilmeden adım atmak bana göre önemli bir handikap. Sonuç olarak Özlale, Norveç veya Danimarka’da aday olmayacak. İzmir adayı olacaksa buradaki seçmeni iyi analiz etmesi gerekli. Bunun için ise çok iyi bir ekonomi eğitiminden ziyade halkını tanıması daha doğru olur.
Daha önce İYİ Parti’nin İzmir yerel seçimlerine kendi kimlikleri ile girmesi halinde kendilerinde bulunan Tire Belediye Başkanlığı’nı da kaybedebileceğini yazmıştım.
Yineliyorum, bu görüşüm değişmedi. Üstelik bu seçimlere yalnız girmeleri ile alacakları oy oranlarıyla partideki üyelerini yeniden MHP’ye kaptırmaları da söz konusu olabilir.