1800'lü yıllardı. Amerika'da Birleşik Devletler ordusu kızılderileri kendi vatanlarında yok etmeye kararlıydı.

Kuzeyde mitralyöz ile bunu başarıyorlardı ama güneyde işleri çok zordu.
Kızılderililer kasabalara, askeri birliklere baskın yapıyor, sonra da Meksika ve Californiya çöllerinin  içlerine kaçıyordu.
Birleşik Devletler ordusunun atları çöl iklimine dayanamıyordu.
Bu nedenle çöllere silah ve cephane taşınamıyordu.
Kızılderilerin vur kaç taktikleri Amerikan ordusuna ciddi kayıplar verdiriyordu.
Generaller, senatörler Waşington'da toplantı üstüne toplantı yaptı.
Ne yapmalı, ne etmeli, çölün içine silah ve cephane taşıyacak bir araç bulunmalıydı.
Sonunda çare bulundu.

Tarih 1855 idi.
Aylardan Ekim.
İstanbul Boğazına Amerikan donanmasına ait  bir nakliye gemisi girdi.
Haliç açıklarında demirledi.
Geminin kaptanı Amiral David Dixon Porter'dı.
Mr. Porter hemen Sadrazam Mehmet Emin Bey ile görüştü..
Meksika ve Californiya çöllerine kaçan kızılderilileri öldürmek için 35 deveye ihtiyaçları olduğunu söyledi.
Sadrazam Emin bey, konuyu Sultan Abdülmecit'e açtı.
Abdülmecit isteği geri çevirmedi.
35 devenin haricinde iki çift deveyi de Birleşik Devletler Ordusuna hediye etti.
Padişahın jesti bununla da bitmedi.
Amerikan Ordusuna deveyi öğretecek üç de personel verdi.
Biri Hacı Ali, biri İlyas bey, diğeri de Rum asıllı Yorgo.
Üçü de Osmanlı ordusunda deve eğitmeniydi.
Hacı Ali Suriyeli Osmanlı vatandaşı idi.
Asıl adı Philip Tedro'ydu.
Müslüman olunca Hacı Ali ismini aldı.
Osmanlı Ordusunun en iyi deve eğitimcisiydi.
Kendisi İzmir'deydi..
Amerikan gemisi İzmir'e uğrayıp, onu da aldı.
Hacı Ali Amerika'ya varır varmaz, Birleşik devletlere bir deve birliği  kurdu.
Bu birlikte üst düzey görev aldı.
Develerle çöllerin içine kadar girip, kızılderili avladılar.
Hacı Ali kızılderilere saldırırken "Allahu Ekber" diye bağırıyordu.
Develerin taşıdığı mitralyöz ve cephanelik kızılderililerin sonu oldu.
Amerika Osmanlı'nın verdiği develer sonucu savaşı kazandı.

Hacı Ali savaşta o kadar başarılı olmuştu ki, Amerikalılar onu bırakmadı..
1880 yılında Amerikan vatandaşı oldu.
Adını Hi Jolly yaptılar.
30 yıl Amerikan Ordusuna hizmet etti.
Gertrudis Serna adında Meksikalı bir kızla evlenip iki çocuk yaptı.
1902 yılında ölünce Amerikalılar ona Arizona'da bir anıt mezar dikti.
Anıt mezar mini bir piramitten ve üstünde bir deve heykelin oluştu.
Bugün Arizona'da Quartzsite'de her yıl Ocak Ayında Hacı Ali (Hi Jolly) adına festival düzenleniyor.
Geçit töreni, deve yarışları ve konserler yapılıyor.
Suriyeli Hacı Ali'nin hizmet ettiği Amerikan ordusu, bugün Suriye'de onun torunlarını öldürüyor.
Hacı Ali bugünleri görebilse, acaba Amerikan ordusuna bu hizmetleri verir miydi?
Belki de anıt mezarında ters dönüyordur.
Kim bilir!

Amerika'ya Hacı Ali ile birlikte giden Rum asıllı Yorgo,  George ismini aldı.
1906 yılında Los Angeles'da öldü.
Diğer deve bakıcı İlyas bey de bir meksikalı kızla evlendi.
Bir oğlu oldu.
Adına Ellias koydular..
Ellias Meksika devlet başkanlığına kadar yükseldi.
Bugün Camel sigarası üzerindeki deve resmi, Osmanlı'nın Amerikan Ordusuna verdiği 3 deve eğitmeni anısına konulmuştur.
Devenin ön sol bacağındaki insan figürünün de Hacı Ali'yi temsil ettiği söylenir.