Yerel seçimler öncesinde gazetemize ziyarete gelen CHP’li aday adaylarının ardı arkası kesilmemişti.

Benim de bir dönem görev yaptığı Urla’da Lal Denizli de dahil olmak üzere 50 dolayında başvuru olmuştu. Öylesine bir kargaşa vardı ki, bazı aday adaylarının başvuruları CHP ilçe başkanlıklarında kayıtlı bile değildi.

Urla aday adaylarının içindeki Lal Denizli için “Kendisi Çeşmeli bir aileden geliyor ne ilgisi var Urla ile” diyenler itirazlarda bulunuyordu. Urla’da Sibel Uyar Başkan iken Belediye Basın Bürosu’ndaki çalışma arkadaşım Murat Erbey ile aday adaylarının başvuru sürecinde buluşup bir kahvaltı yapmıştık.  Kuşçular Köy yolunda Urla için aday olan birisinin fotoğrafını gösterdi, “Abi biz bu adamın kim olduğunu bilmiyoruz. Bir araştırma yaptım, aday adayının karısı 26 yıl önce Urla Basketbol takımında sadece 3 maç oynamış, şimdi ise kocası aday adayı olmuş” dedi. 

Yenilenen ekip bitmeyen sıkıntı

Şimdi 100 günlük çalışma sürelerini açıklıyor belediye başkanları. Kamuoyu ile paylaşılan ilçe belediye başkanları açıklamalarında elbet 100 günde büyük bir çalışma beklemek doğru olmaz. Bu sürede kasaları dümdüz edilen CHP’li belediye başkanları henüz personel giderlerini bile dengeleyemediler. Çok detay bildiğim bazı yönetişim hatalarını burada gündeme getirmek istemiyorum. Kılıçdaroğlu döneminin yanlışları nedeniyle değiştirilen adayların neredeyse tümü seçildi. Şimdi beklemek zamanı ama Çeşme üzerine birkaç kelam edelim isterseniz.

Bizi kovarlarsa sorumlusu Lal olur !

Gazeteci dostum Süleyman Gençel ile birlikte Türk-Yunan Gazetecileri Barış Platformu’nun kurucuları arasında yer aldım.  Tansu Çiller’in ağız dolusu Yunanlara saldırdığı bir dönemdi. Sisam’da yapılacak ilk gazeteci buluşmasında konuşmacı olacaktım ama Yunanlılar bana vize vermedi.  Yunanistan’daki gazetelerde bana vize verilmemesi manşetlere konu oldu. Daha sonra Sakız’da yapılan ikinci buluşmaya gidebildim. Bizi limanda adeta süründürüp içeri aldılar. Ve uzun çabalardan sonra Türkiye ile Yunanistan siyasetçileri değil de halklarının düşman olmayacağına kanaat getirildi.  Şimdi iki ülke arasında genel bir sulh hakim. İki ülkenin siyasetinin kavga ve düşmanlıktan beslenmesi ise sürüyor.  Şimdi herhangi bir Türk yurttaşa yönelecek sertlik Lal Denizli benzeri yanlışlıkların ürünü olacaktır. 

Yanlışı yanlışla düzeltmek

Ekrem Oran ne kadar değiştirmeye muhtaç ise Lal Denizli de o kadar yanlış bir tercihtir. CHP Bolu’da, Afyon’da bu yanlışlıklarının faturasını ödeyecektir. Çeşme de bunun devamında gelen bir faciadır. İzmir’de adaylıklar dağıtılırken kenti kaçak gecekondu yapılacak boş arazi olarak gören zihniyetin eseridir bu.  Devamını hep birlikte izleyeceğiz. Umarım yanılırım.