30 Ağustos Zafer Bayramı, milletimizin bağımsızlık mücadelesinin simgesi olarak her yıl büyük bir coşkuyla kutlanıyor.

Bu özel günde, İzmir’in köklü markalarının hikayelerini paylaşarak, şehrimizin ekonomik ve kültürel zenginliğine bir kez daha dikkat çekmek istedim.

İzmir’in kalbinde doğan ve büyüyen markalar, sadece şehrimizin değil, tüm Türkiye’nin gurur kaynağı. Mesela, Pınar, Türkiye’nin ilk uzun ömürlü süt markası olarak sektöre adım attı. Sağlıklı ve kaliteli ürünleriyle tüketicilerin güvenini kazanan Pınar, bugün süt ve süt ürünlerinden et ve su ürünlerine kadar geniş bir yelpazede hizmet veriyor. Tüm İzmirlilerin olduğu gibi ben de Pınar’la büyüdüm. Sabah kahvaltılarında içtiğimiz süt, Pınar’ın bize sunduğu sağlıklı nesillerin bir parçasıydı.
Bir de DYO var, Türkiye’nin ilk yerli boya markası. Yaşar Holding bünyesinde kurulan DYO, kalite ve yenilikçilikten ödün vermeyen yapısıyla sadece Türkiye’de değil, uluslararası alanda da tanınan bir marka haline geldi. DYO’nun hikayesi, İzmir’in sanayi ve ticaret hayatındaki öncü rolünü bir kez daha gözler önüne seriyor. Evinizin duvarlarını renklendirirken, DYO’nun İzmir’den dünyaya yayılan renklerini düşünmek ayrı bir keyif.

Enerji depolama çözümleri konusunda Türkiye’nin lider markalarından biri olan İnci Akü, yenilikçi ürünleri ve sürdürülebilirlik odaklı yaklaşımıyla dikkat çekiyor. Bugün dünya genelinde 80’den fazla ülkeye ihracat yapıyor. İnci Akü’nün başarısı, İzmir’in girişimcilik ruhunun bir yansımasıdır.

Ege Seramik, kaliteli ve estetik seramik ürünleriyle sektörde öncü bir marka haline geldi. Yenilikçi tasarımları ve yüksek üretim kapasitesiyle dikkat çeken Ege Seramik, bugün dünya genelinde birçok ülkeye ihracat yapıyor. Ege Seramik’in hikayesi, İzmir’in sanatsal ve kültürel zenginliğini yansıtıyor. Evinizin zemininde Ege Seramik’in estetik dokunuşlarını hissetmek, İzmir’in sanatını evinize taşımak demektir.

İzmir’in gururu Tariş’ten bahsetmeden yazımı bitiremezdim. Tariş’in başarısı, İzmir’in tarım ve gıda sektöründeki gücünü bir kez daha gözler önüne seriyor. Mutfakta Tariş’in lezzetli zeytinyağlarıyla yemek yapmak, İzmir’in bereketli topraklarının tadını soframıza taşımak gibi. Adeta Ege’nin güneşi tabağınıza doğuyor!

Bu markaların hikayeleri, İzmir’in ekonomik ve kültürel zenginliğini yansıtan önemli örneklerdir. 30 Ağustos Zafer Bayramı’nda, bu başarı hikayelerini paylaşarak, şehrimizin gurur kaynağı olan markalarımızı bir kez daha hatırlatmak istedim. İzmir’in girişimcilik ruhu ve yenilikçi yaklaşımı, gelecekte de nice başarı hikayelerine imza atmaya devam edeceğine inanıyorum. “Elbette İzmir’in hikayesi bu markalarla sınırlı değil; daha pek çok değerli marka ve başarı hikayesi var, ancak hepsini burada paylaşmak mümkün olmadı.”

İzmir’in markaları, tıpkı 30 Ağustos’un ruhu gibi, her zaman ileriye, daha iyiye ve daha güzele doğru yol alacak.