Sevgili okurlarım, hafızamızı biraz yoklayalım ve geriye gidelim. Hatırlatayım. Bu iktidar 2016 yılında 96 belediyeye kayyum atadı. 67 belediye eş başkanını tutukladı.102 eş başkanın 96'sı görevden uzaklaştırıldı. 2019 yılında, HDP 65 belediye kazandı. 6 belediye eş başkanına mazbata verilmedi. 59 belediyeye kayyum atandı. Bu süreçte en az 9 bin memur işten atıldı.
Sorum şu: Bir hukuk devletinde böyle bir hukuksuzluk yapılabilir mi? Bu iktidar güç kaybettikçe hukuksuzluğa başvuruyor. Gerçek sorunların üzerini örtmek için sürekli gündem değiştiriyor. Apo'ya kalkan sözde barış eli bir anda kayyumlara dönüşüyor. Anlayan varsa beri gelsin. Meğer uzatılan el kayyummuş. İktidar, sandıkta alamadıklarını kayyum yoluyla ele geçiriyor.
***
Kayyum atamak, milletin iradesine karşı yapılmış bir darbedir. Bu bir aymazlıktır, hukuksuzluktur. Asla kabul edilecek bir durum değildir. İktidarın bu davranışı halkın iradesini hiçe saymaktır. CHP İstanbul Esenyurt ve DEM Parti'nin kazandığı Mardin, Batman ve Halfeti belediyelerine kayyum atamak, 31 Mart Yerel Seçimleri'nde kaybeden iktidarın bir intikam alma duygusundan başka bir şey değildir.
Sevgili okurlarım, Türkiye 31 Mart Yerel Seçimleri'nde oynanan bu oyunlara karşı ilk büyük adımını attı. Milletin İttifakı kazandı. CHP, 31 Mart seçimlerinde batıdan doğuya uzanan bir haritada ciddi bir başarı sağladı. Din bezirganlığı yapanlar çoğunluğun oylarını alamadı ve bir hezimet yaşadı. İktidar büyük ölçüde yitirdiği yerel yönetimlerden intikam alabilmek ve onları zor duruma düşürebilmek için her türlü oyunu oynuyor, oynayacak... Bir yandan kayyumlar bir yandan daha çok kendi adamlarının borcu olan SGK primleri üzerinden icralar, hacizler ile yalnız belediyeleri değil, yurttaşa verilecek hizmetleri de zora sokuyor, sokacak.
***
Yazıklar olsun bu kirli ve sinsi oyunları tezgahlayanlara… İktidar, bir yandan da ülke kaynaklarını sömürttüğü o bildik müteahhit firmalara peşkeş çekiyor. Onlara vergi affı getiriyor. Dolar üzerinden aldıkları millet malı fabrika ve kurumların parasını Türk Lirasına çevirip taksitlendirerek kendilerinin de katıldığı o yağmayı bir kez daha katmerleştiriyorlar. Ne yaparlarsa yapsınlar, emperyalizme karşı direnerek Kurtuluş Savaşı'nı kazanan bu millet, kuşatılmışlığa boyun eğen bir ulus olmadı. En çaresiz olduğumuz sanılan anlarda, gücümüzü fark ettik, ayağa kalktık ve yürüdük.
Cumhuriyet değerlerini savunanlar aynı kaygıları taşımakta, aynı duyguları paylaşmakta, aynı arayışları seslendirmektedirler. Eksik kalan tek şey vardır. O da birleşmek, bütünleşmek gücünün farkına varıp ortak hareket edebilmektir. Bu güzel ülkenin insanları yalan ve talan sarmalından kurtulup tüm İslam coğrafyası için bir kez daha direniş ve umut ışıklarını yakacak; genç kuşakların özgürleşme eylemi, yeniden doğacak.