Ülkemiz ”aydınları” her ağızlarını açtıklarında, ülkede ki okuma oranının düşüklüğüne dem vurarak vatandaşı cehalet ile suçluyor. Okuma oranlarını kitap satışına göre hesaplandığını var sayarsak okuma oranının artmaması gayet normal. Geçtiğimiz yıl yapılan bir araştırmaya göre E- yayın okuma oranı, basılı yayın okuma oranında göre çok daha hızlı artış gösteriyor. Elbette bu artışın mantıklı bir izahı ve bir çok nedeni var. Bu nedenlerin en başında e yayınların daha ekonomik olması geliyor. Ülkemizde kağıt fiyatlarının zırt pırt zamlandığı düşünülünce okurun e-yayına yönlenmesi gayet normal bir durum.
Ne yazık ki e yayın okuma oranın da ki artışda düşecek gibi görünüyor. Zira her ekonomik krizde olduğu gibi kriz geldi garibanın kapısına dayandı. Krizin faturası zamlar yine emekçilerin sırtına kaldı. Kültürel sanat ürünlere de zamlardan nasibini aldı. Kitap ve dergilere kağıt fiyatlarının artışıyla yapılan zamları tam hazmetmiştik ki e-kitapta yüzde 8, e-gazete ve e-dergide yüzde 1 olan KDV oranı, yüzde 18'e çıkarıldı.
Her şeyden önce bu vergi artışı kabul edilir değil, çünkü okumak lüks bir ihtiyaç değil en az barınma ve sağlık kadar yaşamsal bir ihiyaçtır. Haliyle yapılan bu vergilendirme doğru değil. Ancak vergi bedelini sadece biz okuyucunun ödemeside doğru değil. Neden X ya da Y yayınevinin tamamen ticari kaygılarla yaptığı işin bizim giderini biz ödeyelim.
Aman yalnış anlaşılmasın yayınevleri vergi ödemesin gibi birşeyden bahsetmiyorum.Tabi ki her özel kuruluş gibi vergi ödeyecekler. Bahsettiğim yayınevlerinin zaten bire bin karla sattıkları kitapların üzerine birde KDV eklenerek okuyucuya ödetilmesi. Uzun lafın kısası okuyucuya dayatılan bu KDV bedelini kabul etmiyoruz. Devlet ve yayınevleri aralarında bu sorunu çözsün KDV onların kitaplar bizim olsun.
Not: Ve bence bu işin tek çözümü devletin kendi matbaalarında kitap basması ve kitapları düşük bedellere herkes için ulaşabilir hale getirmesidir. Galiba bu başka bir yazının konusu ...