Meksika ormanlarında kanat çırpan bir kelebeğin, Çin’de bir kasırgaya neden olma ihtimaline kelebek etkisi denir.
Süreç çok uzun olabilir, ancak aradaki bağlantı kesin ve gerçektir.
Eğer kelebek, uzay-zamanın en doğru noktasında kanatlarını çırpmazsa, söz konusu kasırga ortaya çıkmaz.
Değişik bir anlatımla, başlangıç koşullarındaki küçük değişikliklerin sonuçlarda büyük değişikliklere etkisi olur.
Biz, ilk düğmeyi yanlış iliklerseniz, diğerleri doğru olmaz diye biliriz.
Hali budur Cumhuriyet Halk Partisi'nin.
Kurultay korkusu ile koltuklarını korumak derdindeki oligarşik ilişkiler, ilk düğmeyi yanlış iliklediler.
Adayları üyelerin/delegelerin seçmesi yerine, partinin üst yönetimi üstlenince ortaya çıkan kaos teorisinin pratiğe dökülmesine yol açtı.
Kimse çıkıp açık açık mücadelesinin adını koymadı.
Köşe başında, kulislerde, derlenen dosyalarda, ahbap çavuş ilişkilerinde arandı adaylık.
17 kişilik Merkez Yönetim Kurulu'na ve 60 kişilik Parti Meclisi'ne terk edildi Cumhuriyet ile yaşıt partinin geleceği.
Ve 1 Nisan korkusuna...
Elinden tuttuğu adayları parti koridarlarında günlerce dolaştırıp, “olmazsa olmaz” diyen CHP'nin il başkanı bile doğru söylemiyor.
Hepimizin gözünün içine baka baka aday adayı kayırdığını, dosya sakladığını, merdiven köşesinde listeden isim çizip isim eklediğini cümle alem biliyor.
En acısı kendisi biliyor.
Ve şimdi hiç birşey olmamış gibi demokrasiden bahsediyor.
Bu bir bayrak yarışıdır.
Kişiler üzerinden siyaset yapılmamalı.
Kimseye adaylık garantisi verilmedi.
Adaylar tarafsız ve objektif masaya yatırıldı.
Adil bir süreç yaşandı.
CHP'de adamcılık yok.
Liste kurultay için yapılmadı.
Tepkiler doğru ve yerinde değil.
İnanın, bu sözleri söyleyen kendisi bile inanmıyor.
Siyasetin böyle olduğunu, böyle yapıldığını ve de sonucun böyle alındığına inanıyor.
Halk yok sözlerin içinde.
Seçmen tanımının ifade ettiği şey sanki koyun sürüsü...
Ben de seçmenim.
Hiç seçim atlamadım.
İnandığım şeye tırnağımla değil, bedenimle girerim.
Her seçimde, aksine onca söylem varken sandığa gittim.
Seçim gecesi eli böğründe kalanlardanım.
Doğduğumda sol iktidar yoktu, Ecevit'in azınlık hükümeti dışında sola benzer iktidar görmedim.
Gözlerimi kaparken de göreceğim yönünde umudum azaldı.
İnsanlığa, halka, özgürlüğe, demokrasiye inanırım.
Yine de bu yalanlara inanmıyorum.
Bu yalana inanmamı bekleyenleri de uyarıyorum.
Meksika ormanlarında kanat çırpan bir kelebeğin, Türkiye’de kasırgaya neden olma ihtimalini unutmayın...