İşin büyüğünü küçüğünü seçmeyip hakkını vererek icra edenler sonunda mutlaka hedefi büyütüyorlar.
Bunun örneğini televizyon projelerinde de görüyoruz.
Dizilerde önce küçük yan rollerle başlayan bazı isimler, işlerini öyle ciddiye alıp, role öyle asılıyorlar ki, bu insanlar için senaryonun gidişatı bile değiştiriliyor.
Son örnek Hayat Şarkısı dizisindeki Mahir rolünü oynayan Olgun Toker...Belki de üç dört bölüm sonra rol bile yazılmayacak yan karaktere öyle bir ruh verdi ki izleyici, Mahir'i çok sevdi ve ekranda daha çok görmek istedi.
Toker şimdi neredeyse başrol oyuncularından biri oldu.
Bir dahaki projede o da olacak belli ki...
Bir diğer örnek de Yunus Günçe mesela.
Survivor'a katılmadan önce ismi yeni nesiller tarafından pek de bilinmeyen, eski radyocu, sunucu-oyuncuydu.
Kendi anlatımıyla, son yıllarını işsizlik anlamında öyle sıkıntılı geçirmişti ki sonunda kendi evini kapatıp, annesinin yaşadığı eve taşınmıştı.
Ve bir yarışmaya katıldı, adamın hayatı değişti.
Survivor'ın her bölümünde kendini biraz daha öne çıkardı. Ters işleyen parlak zekasıyla, ironik şakalarıyla, hayatta kalma mücadelesinde kas değil beyin gücüne ihtiyacımız olduğunu göstererek farkını ortaya koydu.
Türk izleyicisinin sempatisini kazandı.
Ben bir de Acun Ilıcalı'nın kalbini kazandığını düşünüyorum.
Ve bundan sonra TV ailesine katılacağına, bu kanalda program yapacağına da adım gibi eminim.
Mesela sadece Acun'un gülüp eğlendiği o "Üç Adam"ın yerine konuklu monuklu bir şov programı hazırlayabilir.
Son zamanlarda ekranda görmekten, dinlemekten en çok keyif aldığım adam oldu Günçe...
Küçük gibi görünen şansını azmetti, büyüttü. Umarım bundan sonra yoluna hata yapmadan devam eder, ekranlarda farklı bir renk görürüz.
* * *
Trakonya korkusu
Mustafa Efe'ye nasıl üzüldüm! 15 yaşında imiş Efecik... Kuşadası'nda arkadaşlarıyla denize girmiş. Ve birden "Beni bir şey ısırdı" deyip sudan çıkıp... Bir kaç dakika içinde de önce bayılmış, sonra da hayatını kaybetmiş.
Şimdi otopsi sonucu bekleniyor.
Eğer Mustafa Efe'yi gerçekten dediği gibi "bir şey ısırdı" ise ve bu yüzden hayatını kaybettiyse artık kimse beni kolay kolay denize sokamaz.
Zaten bir iki senedir tedirgin giriyorum.
Geçen yıl Çeşme'de ünlü oyuncu Bergüzar Korel dahil bir kaç kişi daha Trakonya balığı ısırığı yüzünden hastanelik olmuştu.O zamandan sonra kumda basacağım yeri önceden kontrol ediyorum. Şimdi iyice gerildim.
Bizim sularda temas halinde zehirleyen İğneli Vatoz gibi başka cins balıklar da var. Ama son yıllarda Trakonyaya çok rastlanır oldu. Kendini kuma gizleyen bir balık bu...
Özellikle alerjik bünyeliler için tehlike yaratabiliyor.
Biz tedbirimizi, önlemimizi alalım derim. Deniz ayakkabısı giymek gibi, kayalık yerleri tercih etmek gibi...
* * *
Atalay şov!
Bu çakma seri katil Atalay Filiz'in avukat seçme şımarıklığı nedir?
Avukat beğenemedi paşam...
Ailesi bir avukat yolladı, istemedi. Ankara Barosu'nun yönlendirdiğini kabul etmedi.
İfade vermemekte ısrar eden Filiz, ifade için illa ki İstanbul Barosu'nun atadığı avukat Vildan Yirmibeşoğlu'nun yanında olmasını istedi. Bunun üzerine sorgunun uzamaması için devreye hakim girdi, Yirmibeşoğlu'ndan ricada bulundu vs.
Bu çocuk çok Amerikan filmi izlemiş. Bir planı var ve 'yırtmak' için elinden ne geliyorsa yapacak belli ki... Özellikle şizofreni kozunu kullanırsa birkaç yıl sonra yine sokaklarda her gördüğümüz sarışın erkeği Atalay'a benzetip tedirgin tedirgin dolaşırız, söyleyeyim.
