İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer bir konuşmasında, “İzmir için temel hedefimiz şehrin yerelden kalkınma mücadelesini büyütmek, İzmir’in güçlü bir ekonomiye sahip olmasını sağlayarak şehrimizi dirençli kılmaktır” demiş.
Bu, İzmir'in yerelden kalkınma konusunda epey yol aldığı anlamına geliyor. Gerçekten doğru. Aziz Kocaoğlu döneminde kooperatiflere yapılan destekle, Tire, Ödemiş gibi pek çok ilçe ve köyde üreticilerin eli ilk defa para gördü. Ürettiklerini satamama derdi ortadan kalktı. Şimdi Soyer bu hareketi genişleterek sürdürmek istiyor. Aslına bakarsanız bu yaklaşım, Cumhuriyet tarihinin en büyük yanlışından dönülmesi anlamında atılan bir adımdır...
O yanlış olmasaydı eğer, büyük kentler şimdiki gibi yığma şehirler yerine modern, çağdaş, yaşanabilir yerler olurdu.
Bugün İstanbul, Ankara, İzmir nüfuslarının yarı yarıya az olduğunu bir düşünün...
Düşüncesi bile güzel...
Yanlış planlamalar bizi bu noktalara getirdi.
Aslında ilk başlangıç çok muhteşem... Cumhuriyetin ilk yıllarında Köy Enstitüleri sayesinde yerel kalkınma hamlesi başlatılmış, ancak politik nedenler yüzünden enstitüler kapatılınca bütün proje yerle bir olmuş. Ardından da köyünde geçinemeyen, çalışma imkanı bulamayan insanlar kentlere akın etmeye başlamış. Anadolu'da öyle çok boşalmış köy var ki; şaşarsınız. Köyünü terk edenlerin büyük çoğunluğu da kentlerin varoşlarında ve durumları köydeki halinden daha kötü.
Bir umutla gelmişler işte...
Çocuklarını okutabilmek, kendilerine iş bulabilmek olmuş amaçları.
Şimdi İzmir, bu yarayı sarmak için çırpınıyor.
Keşke tüm ülkede, çok önce başlansaydı.
Olabilir miydi? Olabilirdi. İşte o zaman bambaşka bir Türkiye olurdu...
Köyden kaçışın sadece Anadolu'ya, Doğu Anadolu'ya hatta Karadeniz'e ait olduğunu sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Ben lisede okurken en yakın arkadaşım Ahmet Sivari'nin yaşadığı Meneres'e bağlı Çatalca köyününün girişinde gençler şöyle bir afiş asmışlardı; “Buraya İzmir'den görücü gelmesi yasaktır”
Afişin nedeni kızların köyde yaşamak yerine şehri tercih etmeleri... Yanlış anlamayın köyün şehre uzaklığı sadece 30 kilometre...
Geçenlerde o köyden biriyle görüştüm, yabancı damatlara karşı hala aynı tavır sürüyormuş.
Aman gençler Çatalca'dan kız alacağız derken ağzınız burnunuz dağılmasın...
Aman...