37. Olağan İl Kongresi Celal Atik Spor Salonu’nda yapıldı.

Eleştirilen noktalar:

1- Divan başkanını genel merkezin belirlenmesi.

2- Tatsız tuzsuz, heyecansız oluşu.

3- Çarşaf liste blok liste tartışması.

4- Küskünlerin gizli boykotu.

5- İki zayıf adayın, “Demokrasi isyanı” oldu…

Az ve öz sıraladım, az ve öz ekleyeyim.

1- İzmir örgütü içinden bir divan başkanı seçemez mi?

Bu atama divan başkanlığı meselesi, il örgütlerine güvenmemek mi?

Bir ağabey çıkaramaz mı İzmir?

Berbat bir karar.

Kenti ve örgütü hiç tanımayan Denizli Milletvekili divan başkanı.

Olmaz. Eleştirenler haklı…

Misal Sabri Ergül, delidir doludur ama bir CHP savaşçısıdır.

Divan başkanı doğal olarak yılların Sabri Ergül’ünü tanımıyordu.

Tartışma yaşandı.

Oysa kenti tanıyan bir divan başkanı bu küçük sürtüşmeye mahal bırakmayabilirdi.

2- Tatsız tuzsuz, heyecansız…

Tek aday olunca genel de böyle oluyor.

Aslında kongre öncesi her şey bitmişti.

Deniz Yücel’in tek adaylığı aylardır hazırlanıyordu.

Bu tatsızlık tek adaylı kongrelerin doğal sonucuydu.

Misal iki yıl önceki kongrede, Aziz Kocaoğlu’na savaş açan Tuncay Özkan amatör rakibine 5 çeken teknik direktör gibiydi.

Ayaklarını rahatça uzattı, zevkle izledi.

Konuşmaya gerek duymayan bazı milletvekilleri ve belediye başkanları için, bence sıkıcı ve vakit kaybı gibi bile görülmüştür kongre…

Alacak belli, verecek belli, sonuç belli…

3- Çarşaf liste blok liste tartışması…

Uzun süredir tek adayla kongreye gidilmesinin yanı sıra, blok liste ile seçimin tamamlanması isteniyordu.

Ancak başta milletvekili Tacettin Bayır ve “Çarşaf liste yanlıları” bu isteklerini yaptırdılar.

Bu kararın alınmasında Tacettin Bayır’ın konuşması da etkili oldu.

4- Küskünlerin gizli boykotu…

Cumhuriyet Halk Partisi tabanında ciddi bir değişiklik söz konusu.

Yerel iktidardaki belediye başkanlarının değişmesiyle birlikte gelen; Profil değişikliği…

Malum her yeni belediye başkanı, ilçesinin dokusunu kendine göre şekillendirdi.

Bu şekillendirme, tek adaylı kongrede

“Kime oy vereceğiz” diyen il delegeleri yarattı.

Şaşkınlık verici ama kulağımla duydum…

Bu her şeyi anlatıyordu…

Misal geçtiğimiz dönemin büyük kahramanları (!) eski belediye başkanlarının çoğu yoktu.

Ne oldu?

İktidar gidince, CHP’lilik bitti mi acaba?

Mesela kongrelerin büyük rengi efsane Başkan Yüksel Çakmur yoktu.

Bunda genel başkana yazdığı mektuplar ve uyarıların çöpe atılması mıydı?

Küskün müydü acaba?

Aklınıza gelen birçok efsane CHP’li kongrede yoktu.

Küskünler çok muydu? Fazlasıyla çoktu…

5- İki zayıf adayın demokrasi isyanı…

Deniz Yücel’in karşısına biri kadın iki aday adayı vardı.

İkisi de adaylık için gerekli olan 65 imzayı bulamadı.

Dramatik olanı şuydu:

Zaten genel merkezin isteğiyle tek adayla yola çıkılacağı belliydi.

Soyer cephesi aday çıkarmadı, Deniz Yücel ile ortak liste yapıldı.

Bundan sonrası figürasyon oldu.

Yine de adaylardan biri Cüneyt Oğuz önce 65 imzayı bulmuştu.

Fakat işin gidişatını anlayan 35 delege bir anda saf değiştirdi.

Çift imza attılar. İmzaları geçersiz oldu.

Böylelikle Cüneyt Oğuz’un hayalleri yıkıldı.

37. olağan kongre böyle geçti…

Şimdi Deniz Yücel ve arkadaşları 2 yıl daha yönetimde…

Bakalım önümüzdeki 2 yıl bizlere ne gösterecek.

CNN boykotu

Saçmalayan adam Ahmet Hakan, Hürriyet Gazetesi’nin baş aşağı giden tirajından sonra, CNN Türk boykotuyla iyice saçmaladı.

Partisinin boykot kararı sonrası, CNN Türk’teki programa katılmaktan vazgeçen İmamoğlu’na; “Hani rozeti çıkaracaktın… Partizan yaklaşımlar..” gibi garip eleştirilerde bulundu.

Bu bir panik söylemi…

Belli ki Demirören grubu, CHP boykotundan zarar göreceğini iyice anladı…

Bir defa “Seçildikten sonra rozeti çıkacağım” demek; “Kentte yaşayanlar arasında siyasi ayrım yapmayacağım“ demektir.

Aslında bu kuzu kuzu biliniyor da, söylenecek kelime kalmayınca dil saçmalıyor işte.

Hele hele, ”Partili Cumhurbaşkanı Sistemi”nin var olduğu ülkede…

Böyle güzel parlayabiliyorsan, git televizyonunun patronuna parla bakalım…

Yok öyle kıskaç, kurmaca, tuzaklamaca…

Doğruyu bilecek zekada bir insan en azından susar…

CHP ve muhalefet bloğunun son yıllarda yaptığı en güzel iş,

CNN boykotudur…

Doğrudur, yerindedir, haklı bir karşı çıkıştır.

Herkes kapısının önünü temizleyecek…

KADİR...

Yer Konya.

Kadir, kütüphaneden çıkmış evine gidiyordu.

Bir kadın çığlığı duydu.

Bir insansı yaratığın kadına şiddet uyguladığını gördü.

Suya sabuna dokunmayan, hatta ayırmak, yardım etmek yerine cep telefonuyla çekim yapmayı tercih eden ahalimiz gibi yapmıyor.

Kadını kurtarmak için olaya giriyor.

İnsansı organizma, kadını bırakıp Kadir’in boğazına sarılıyor.

Çıkan arbedede Kadir, saldırganın bıçağını kullanıyor.

Daha sonrasında bu genç adam, katil zanlısı sıfatıyla tutuklandı cezaevine kondu…

Haydi vicdanlar…

Ne diyorsunuz?

Kaç yıl yer Kadir?

Yoksa, “Sana ne be adam” mı demeliydi Kadir?

İlk oyu ben vereyim…

Sen çürümüşlüğü, kokuşmuşluğu boyunu aşan ülkemin yüz akısın Kadir…

Gereksiz bilgi

TC kimlik numaranızın ilk 10 rakamı toplamının birler basamağı, 11. Rakamı vermektedir.

Gerekli bilgi

Şamar oğlanı, Osmanlı’da şehzadeye ders veren öğretmenin , kızdığı zaman, şehzadenin yerine dayat attığı kişiye verilen addır.

Deli Ziya

“Şerefli insan borcuna çare arar, şerefsiz insan borcuna bahane arar.”