Türkiye’nin sorunları bitmiyor. Ekonomik sıkıntılar, kadın ve çocuk cinayetleri, güvenlik ve mülteci sorunu, herkese farklı işleyen adalet sistemi, bilimsellikten her geçen gün uzaklaşan eğitim sistemi, her daim gergin siyasal iklim derken liste uzayıp gidiyor.

Hal böyle olunca ülkemizin geleceği için kritik öneme sahip bazı konulara bir türlü sıra gelmiyor.

Mesela kuraklık. Türkiye Tabiatını Koruma Derneği (TTKD) Bilim Danışmanı Dr. Erol Kesici geçtiğimiz günlerde kamuoyunun dikkatini bu konuya çekmek üzere basına açıklamalarda bulundu.

Kesici’nin paylaştığı veriler şöyle:

  • Türkiye’deki 240 gölden 186’sı tamamen kurudu.

  • Kalan 54 göl ise kuraklık tehlikesi ve aşırı kirlilikle boğuşuyor.

  • Sadece birkaç göl, tuzlu oluşları ve bölgesel konumları nedeniyle ayakta.

***

Milyonlarca yılda oluşan doğal göllerimiz ellerimizden kayıp gidiyor. Göllerin neredeyse tamamında dip çamurları ve kimyasal atıklar aşırı seviyeye ulaşmış durumda. Su miktarı da az olduğu için artık kirlilik tolare edilemiyor. Balık popülasyonu ise her geçen gün azalıyor.

Bir yandan ülkemizdeki bazı bölgeler yağış konusunda hiç olmadığı kadar fakir bir dönemi yaşarken; bazı bölgelerde ise değişen yağış rejimleri nedeniyle bu sene için çok ciddi sel felaketleri öngörülüyor.

Küresel ısınma, ormansızlaşmanın artması, betonlaşma, nüfus artışı, çevre kirliliği, aşırı tüketim gibi konular da eklenince ortaya çevre adına karanlık bir tablo çıkıyor.

***

Aslında kuraklık tehlikesi son 10 yıldır bilim insanları tarafından sık sık dile getirilen bir konu. Hatta NASA bile 2021 yılında Türkiye'yi şiddetli kuraklığa ve yer altı sularının ciddi seviyede kaybına bağlı oluşabilecek ağır su stresine karşı uyarmıştı.

Ülkemiz çok ciddi çevresel tehditlerle karşı karşıya ama maalesef her gün yeni olaylara gebe kaotik gündemimizde bu konular bir türlü ön plana çıkamıyor.

Merak ediyorum; acaba çok geç olmadan uyanıp harekete geçebilecek miyiz?