Altılı Masa önceki gün sekizinci kez toplandı. İlk kez 8 saat süren toplantıdan sonra yapılan açıklamada, bir sonraki toplantının 28 Kasım tarihinde yapılacağı ve liderlerin ortak bir açıklama yapacağı belirtildi. Önceki toplantıdan bu yana 45 gün içerisinde ilginç gelişmeler oldu. Bağımsız  Türkiye Partisi Başkanı Hüseyin Baş ve Türkiye Değişim Partisi Başkanı Mustafa Sarıgül'ün Altılı Masa'ya katılma talepleri bir süre gündemde yer aldı. Kemal Kılıçdaroğlu'nun gündeme getirdiği başörtüsü ile ilgili yasa önerisi ise, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan tarafından Anayasa değişikliği ve referanduma gidilmesi önerisiyle karşılık buldu.
Daha sonra referandumdan vazgeçen iktidar  partisi, Anayasa değişikliği için mecliste grubu bulunan partilerle görüşmeler yapmaya başladı. İşte bu noktada gündem bir anda  değişti. O güne kadar HDP eşittir PKK diyen AKP, HDP ile aynı masa etrafında biraraya geldi.
Altılı Masa'yı, 'Masanın altında HDP var' diyerek hedef gösteren iktidar partisi HDP'yi Masa'nın üstüne taşıdı. Üç AKP'li ve üç HDP'li milletvekili adeta yeni bir altılı masa oluşturdu(!). Aslında bir Anayasa değişikliği konusunda grubu bulunan iki parti yetkililerinin biraraya gelmesinde yadırganacak bir durum olmaması gerekiyordu. Ancak diğer muhalefet partilerinin bu partiyle görüşmesini acımasızca eleştiren, bu partiyi bir terör örgütü ile eşit gören, partinin kapatılması için girişimlerde bulunan iktidar partisinin, Anayasa değişikliği için bu partiden destek istemesi siyasi arenayı oldukça meşgul etti.
İşte bu hay-huy arasında gündemde ilk sırada yer alması gereken hayat pahalılığı, ekonomik sıkıntılar, işsizlik, yoksulluk bir anda ikinci plana düştü.
***

Bakın muhterem Altılı Masa yetkilileri; bugün halkın gündeminde ne masanızın genişlemesi, ne başörtüsü konusu, masanın ne altı ne üstü, ne de iktidarın HDP ile görüşmesi yer almıyor. Halkın en önemli gündemi ekonomi.
Muhalefet bloğunun yapay gündemlerden, yapay girişimlerden kurtulmasının, ortak bir yol haritası açıklamasının zamanı gelmiş ve geçmek üzeredir. Zaman halkın ekonomik ve sosyal gündemine odaklanmak zamanıdır. Süratle hedefler belirlenmeli, uygun projeler geliştirilmeli, çözümler üretilmeli ve halkla paylaşılmalıdır.
***

Kısaca hatırlatalım; 1980 öncesi Adalet Partisi Genel Başkanı Süleyman Demirel, bir 100 gün programı açıklamaktaydı. Demirel 100 günde enflasyonu ve işsizliği düşüreceğini, eğitimi yeniden millilik vasfına kavuşturacağını, enerji yatırımlarını artıracağını, tarımı ıslah edeceğini vs. vaat ediyordu. Şimdi halk bu tür  somut sözler bekliyor muhalefet bloğundan.
100 günde, 200 günde neler yapacağınıza söz veriyorsunuz? Gerçek enflasyonu yüzde 50'lerin altına, işsizliği tek hanelere düşürecek misiniz? Hayat pahalılığını nasıl önleyeceksiniz? Halk evine ucuz ekmek, et, süt, peynir, yumurta götürebilecek mi? Unutmayalım Brezilya'da Lula Da Silva, seçimleri yalnızca ekonomik sorunları ön plana alarak kazandı.
Yasal olarak seçim propagandaları seçimlerden 90 gün önce başlar ama AKP Genel Başkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanı olması dolayısıyla bu çalışmaları çok önceden başlatmış bulunuyor. Muhalefet bloğu da bilbordlarla, afişlerle, kliplerle, yazılı tişörtlerle çalışmalara başlayıp, halkın dikkatini ekonomik çözümlere çekme yoluna gitmeli.
Görüyoruz ki Altılı Masa'yı dağıtmak için her türlü girişimde bulunuyor iktidar partileri. Bu girişimlerinde özellikle muhalefet bloğunun rehavet ve rekabet ortamından yararlanma fırsatlarını değerlendiriyorlar.
Altılı Masa’nın şimdilerde yapacağı iş, bu rekabet ve rehavet ortamından kurtularak seçmene güven vermek, birlik ve beraberlik vurgusunu ortaya koyabilmektir. 28 Kasım tarihinde yapılacak toplantı, sonuçları açısından tarihi bir toplantı olacaktır...

****
Pazar günü İstanbul'a meydana gelen hain terör saldırısını lanetliyor, olayda yaşamını yitiren terör şehitlerine rahmet diliyorum...