Aylardır yaygarasını yapıyorlar. Etmedikleri laf kalmadı. Bir taraftan yalaka basın, diğer yandan televizyonda akademisyen müsveddeleri, sosyal medyada paralı trol ordusu ahkam kesiyor. Tek amaçları altılı masayı itibarsızlaştırmak, gözden düşürmek, araya düşmanlık tohumları yerleştirmek. Bu paçavraların manşetlerine bakın; '6'lı masa dağıldı. Ali Babacan ittifaktan ayrılma kararı aldı.' '6'lı masada adaylık değil, adamlık bombası.' 'Toplantıyı yavru ortakların ittifak krizi mi iptal ettirdi' '6'lı masa birbirine girdi.' '20 milletvekili ve bakanlık istiyorlar.' '6'lı masa emanetçi bir demokrasi aşığı.' '6'lı masada bir çatlak daha.' '6'lı masa Türkiye'nin hayrına değildir.'
Daha neler neler... Çünkü korkuyorlar. Bu masa etrafında toplananların yarın sandıkta başlarına nasıl bir bela açacağını hissediyorlar. 6 muhalefet partisinin bir masa etrafında toplanarak bir birliktelik ortaya koymalarının küçümsenmeyeceğini çok iyi biliyorlar. Bu birlikteliği bir adaylık tartışmasına indirgeyerek asıl amacını kamuoyundan gizleyebileceklerini düşünüyorlar. Evet bu altı partinin dünya görüşleri, parti programları ve tabanları arasında ciddi farklılıklar var. Ancak yolsuzluğa, hırsızlığa, ısrafa, kayırmacılığa, keyfiliğe ve tek adam rejimine son verecek bir de ortak paydaları var... Altılı masa ilk beş toplantısını tamamladı. Altıncı topantı ay sonunda Saadet Partisi'nin ev sahipliğinde gerçekleştirilecek. Peki ilk beş toplantıda amaçlanan sonuca ulaşıldı mı? Parti temsilcileri bu soruya olumlu yanıt veriyor. Peki yeterli mi? Bakın beşinci toplantıdan sonra yayınlanan bildiriye; ''...Hedefimiz; mahkum edildikleri işsizlik ve baskı altına alınmaya çalışılan, özgürlük de dahil olmak üzere gençliğimizin önündeki tüm engelleri kaldırıp hayallerine kavuşturmaktır. İşletmelerimizi yurt dışı ile rekabet edebilmeleri ve hem ulusal, hem uluslararası piyasalarda marka değeri oluşturmalarına destek olmaktır. Esnafımızın, üreticimizin, sanayicimizin ve çiftçimizin, tüketiciye uygun fiyata kaliteli ürün sunabilmesi, ürettiğinden kazanabilmesidir. Memurumuzun, işçimizin emeklimizin hak ettiği yaşam kalitesine kavuşmasıdır....”
İyi, tamam, çok güzel de, 'Ayşe Teyze' bundan ne anlıyor? Bunlar gerçekleşince Ayşe Teyze'nin filesi dolacak mı? Evine et götürecek mi? Elektrik doğalgaz faturalarını rahatlıkla ödeyebilecek mi? Oğluna iş bulabilecek mi? Milyona yakın EYT'li ne olacak? Üretici, çiftçi mazotunu kaç liraya alacak? Akaryakıttan KDV kaldırılacak mı? İşçiye, memura kira-yakacak yardımı yapılabilecek mi? Emekliye gerçek enflasyonun üzerinde bir zam yapılarak refah seviyesi yükseltilecek mi Atanamayan öğretmenler sorunu nasıl çözülecek? Hırsızlardan hesap sorulacak mı? Halk bu sorunun somut yanıtlarını bekliyor. Hamaset cümlelerinin ötesinde ciddi, net, anlaşılır programların ortaya konulmasını ve açıklanmasını bekliyor. Ayrıca açıklanması gereken bu altılı masanın bir koalisyon olmadığı, eğer koalisyon olacaksa seçimden sonraki koşullara göre masadan iki ya da daha fazla partiyle kurulabileceğidir. Masanın uzlaşı, normalleşme, sağduyu ve görüş alışverişleri masası olduğunu tekrar tekrar ilan etmelidirler. Unutmamak gerek son yapılan anketlerde, bu seçimde ilk defa oy kullanacakların oranında kararsızlar yüzde 27 ile bütün partilerin önünde çıkmıştır. Bu kitle ulaşılması gereken çok önemli bir kitledir. Bu nedenle iktidar medyası ve trolleri yoğun planlar yapıyor, iftiralar atıyor, çeşitli taktiklere başvuruyor. Sebebini geçen hafta ışıklara yolladığımız büyük sanatçı İlhan İrem vermiş; “Donanımsızlık, cahil ve çırılçıplak olma duygusu onları saldırgan yapıyor. Cüretkarlıkarı cehaletlerinden, cehaletleri korkaklıklarından kaynaklanıyor... İlkelliklerin tavana vurduğu, karanlık tertiplerle toplumun gözbebeklerine saldırdıkları günler, sonun başlangıcıdır...''