Türkiye’nin en köklü ve saygın meslek örgütlerinden İzmir Gazeteciler Cemiyeti’nin 77’inci yılını yürekten kutluyorum.
Cemiyetin kuruluşunda ve sonrasında emeği geçen ve aramızdan ayrılan meslek büyüklerimi rahmetle anıyor, 77 yıllık tarihinde cemiyetimize emek veren tüm meslektaşlarımı saygıyla selamlıyorum.
Ayrıca bugün, gazetecilerin hasretini dindiren, “Gazetecilerin Gazetesi” olarak yayın hayatına başlayan 9 Eylül Gazetesi’nin de 11’inci yaş günü. Gazetemizin kurucu başkanı olmaktan ve İzmir Gazeteciler Cemiyeti’ne altı yıl süreyle başkanlık etmekten onur duyduğumu ifade ederek, gazetemizin yayın hayatına başlaması için o cesur yönetim kurulu üyelerini ve gazetenin vücut bulmasında başta rahmetli Cafer Yarkent ve ekibini saygıyla anarak kuruluşunun 11’inci yıldönümünü kutluyorum.
Öncelikle, cemiyetimin tarihine kısaca göz atalım.
İzmir Gazeteciler Cemiyeti, 1946 yılında Türk Basın Birliği’nin kapatılmasının ardından başlayan arayışların bir sonucu olarak kuruldu.
İstanbul, Ankara ve İzmir gazetecilerinin bu arayışları sonucunda gazeteciler cemiyetleri kurulması konusundaki yasa yürürlüğe girdi. Bu yasanın ardından düşünce ve ifade özgürlüğüyle birlikte, gazetecilerin sosyal güvenceleri ve mesleğin eğitim ve gelişmelerini içine alacak tüzükle ilgili çalışmalar başlatıldı.
Hazırlanan tüzük İçişleri Bakanlığı’na gönderildi. Onaylanıp gelen, tüzük 28 Temmuz 1946 tarihli Yeni Asır Gazetesi’nde yayımlandı ve İzmir Gazeteciler Cemiyeti resmen kuruldu.
Kurucu üyeler arasında Ali Şevket Bilgin, Abdi Sokullu, Sırrı Sanlı, Asım Kültür ve Nihat Kürşat bulunuyordu. Cemiyet tüzüğünün ilanından birkaç gün sonra, 5 Ağustos 1946 tarihinde İzmir Gazeteciler Cemiyeti’nin ilk genel kurulu, 34 İzmirli gazetecinin katılımıyla yapıldı. İlk genel kurulda Ali Şevket Bilgin başkanlığa seçildi. İşte o günden bu yana İzmir Gazeteciler Cemiyeti laik, çağdaş, ilkeli, tarafsız ve Atatürk çizgisinden ödün vermeden çalışmalarını sürdürüyor. 70 yıl süresince bu kurumda birbirinden değerli isimler başkanlık koltuğuna oturdu, birbirinden değerli isimler yönetim kurulunda görev yaptı. Ve bugün İzmir Gazeteciler Cemiyeti’nin üyeleri Türkiye’nin en büyük gazete ve televizyonlarında başarıyla görev yapıyor. İzmir Gazeteciler Cemiyeti bağımsızlık ruhunu Hasan Tahsin’den almıştır. Bu özelliğini ve çizgisini kuruluşundan bugüne sürdüregelmiştir. Basın ve ifade özgürlüğünü ödünsüz savunmuş, gazetecilerin hak ve hukuku için her daim sesini yükseltmiş, haksız yere cezaevine atılan meslektaşlarının yanında olmuştur. İzmir Gazeteciler Cemiyeti’nde başkanlıklar değişir ancak özgürlükçü, Atatürkçü çizgisi asla değişmez. İzmir Gazeteciler Cemiyeti’nin bir önemli özelliği de başkanlıkta iki dönem sınırlamasını tüzüğe koymuş ve uygulamış bir cemiyettir. 20 yıl, 30 yıl aynı makamlarda kalanlara karşın sürekli kan yenilenerek ve her gelen başkanın cemiyetimize yeni katkılar koyacak enerji ile çalışması sağlanmıştır. Bu açıdan da cemiyetimiz örnek bir cemiyettir.
Sevgili meslektaşlarım, dostlarım,
Sanki cemiyetimizin tüzüğünden esinlenmiş gibi TBMM’de ,ki dönem görev yaptıktan sonra aranıza döndüm. Sizin arkadaşınız, kardeşiniz, ağabeyiniz saydığınız, aranızdan çıkmış biri Atila Sertel. TBMM’de iki dönem halkımı, mesleğimi ve gazetecilik ilkelerini temsil eden biri olarak, sizlerin desteğine oyları ile iki dönem üst üste İzmir Gazeteciler Cemiyeti’nin başkanlığını yapmış olmak benim için büyük onurdur. İzmir Gazeteciler Cemiyeti’nin bir üyesi olmak ve kongrede adama verilen İzmir Gazeteciler Cemiyeti Onursal Başkanı sıfatını taşımak inanın bütün görevlerin üstünde bir makamdır. Cemiyetimizle, sizlerle birlikte nice güzel yollara ulaşmak dileğiyle, saygılarımla.