Türkiye’nin saygın, köklü ve güçlü basın meslek örgütü İzmir Gazeteciler Cemiyeti’nin 76, cemiyetin tarafsız, objektif yayın organı 9 Eylül Gazetesi’nin 10’uncu kuruluş yıldönümünü yürekten kutluyorum.
Son 20 yıldır Türk basını ağır bir baskı ortamında yaşam ve özgürlük mücadelesi veriyor. Ergenekon, Balyoz gibi operasyonların olduğu, gazetecilerin, akademisyenlerin tutuklandığı bir dönemde kurulan ve tüm mağdurların sesi olan 9 Eylül Gazetesi, 10 yılı geride bırakıyor.
9 Eylül Gazetesi evladının babasının yolundan gitmesi gibi İzmir Gazeteciler Cemiyeti’nin izinden gidiyor, karanlığa ışık saçıyor.
İzmir Gazeteciler Cemiyeti’nin o dönemki başkanı olarak kurucusu olmaktan her zaman onur duyduğum 9 Eylül Gazetesi, Hasan Tahsin ruhuyla başladı, aynı ruh ve heyecanla eğilmeden, bükülmeden yoluna devam ediyor.
76 yıl önce onurlu, yürekli, ilkeli gazeteciler tarafından kurulan İzmir Gazeteciler Cemiyeti, gazetecilerin sorunlarının çözümünde önderlik ediyor, basın ve ifade özgürlüğüne yönelik engellemeler kimden gelirse gelsin onların karşısına Hasan Tahsin ruhuyla çıkarak mücadele veriyor.
Her şeyin iyi, güzel, güllük gülistanlık olduğu dönemde gazetecilik yapmak, basın meslek örgütlerini yönetmek kolaydır, diyebiliriz. Ama asıl önemli olan gerek ekonomik gerekse özgürlükler anlamında her şeyin günden güne geriye gittiği bir dönemde eğilmeden, bükülmeden dimdik mücadele etmektir.
Basın, özgürlüğü için her dönem mücadele verilmiştir ancak son 20 yılda basına yönelik baskılar, artarak devam etti. Sansürün hemen her çeşidine bu dönemde rastladık. Son 20 yılda hapse girip çıkan gazetecilerin sayısı belki de binleri buldu. Basın özgürlüğü endekslerinde son sıralara demir attık. Uluslararası arenada basını özgür olmayan, cezaevinde en çok gazeteci olan ülke olarak anılmaktan biz utandık, onlar utanmadı. Her şeye rağmen kalemini kırıp, satmayan gazeteciler mücadele etti, boyun eğmedi, yılmadı.
20 yılda gazeteciler çok şey gördü, çok şey yaşadı ancak kötü günlerin de sonuna gelindi. Türk basınına “Abdülhamit” dönemi yaşatanlar yolun sonuna geldi. Bu iktidar tüm yasaklarıyla birlikte sandıkta yok olup gittiğinde gazeteciler yine özgür olacak. Gazeteciler yazacak, gazeteciler konuşacak, gazeteciler eleştirecek, gazeteciler toplumu tüm yönleriyle bilgilendirecek. Halkın gazetecilere olan güveni yeniden tesis edilecek. En önemlisi de konuştuklarından ve yazdıklarından dolayı kimse hapse atılmayacak.
Son yıllarda nasıl ki adalete susadık, yollara düştük adalet aradık. Halkımız da yalnızca gazetecilik yapan gazetecilere susadı. Çünkü adalet gibi, demokrasi gibi özgür basın da herkes için gerekli. Toplumun doğru bilgilenmesi için özgür ve tarafsız basın olmazsa olmazımız.
İşte bu mücadelede önderlik eden İzmir Gazeteciler Cemiyeti’nin ve 9 Eylül Gazetesi’nin kuruluş yıldönümünü kutluyorum.
28 Temmuz İzmir Gazeteciler Cemiyeti üyelerinin çifte bayram yaptığı, gururlandığı günlerden biridir. Önümüzdeki ilk genel seçimde de tüm ülke çifte bayram yaşayacak.
Az kaldı. Sabredin, mücadele edin, umudu asla yitirmeyin. Özgürlükten ödün vermeyin.
Çünkü; geliyor gelmekte olan…