Küresel bazda totaliter “SAĞ” yaklaşım anlayışlar üzerine radikal değişimler üzerine inşa edilmek üzere yeniden yapılanma arayışları sürerken bu gelişmelerden Türkiye de esinlenmektedir.
Geniş halk kitlelerinin adaletsiz gelir dağılımı sonucu yoksullukla boğuştuğu, can güvenliğinin kalmadığı, özgürlük, yargı bağımsızlığı, kadın hakları, çevre gibi konuların “Raflara” kaldırıldığı, gelecekte “umut” görmeyen özellikle gençlerin yurt dışında yaşama girişimleri, demokrasi kavramının içinin boşaltıldığı ülkemizde halk “BİTTİK” noktasına gelmiştir.
Dünya genelinde özellikle tarımsal alanda gerileme, Alan Musk gibi kendi çıkarları doğrultusunda hareket eden kişilerle birlikte her alanda yapay zeka ve robotları üretim ve sanayi alanlarında kullanma girişimleri ,açlık ve işsizlik sorunları ile birlikte “GÖÇ” olaylarını hızlandırmış, ülke toplumlarının sosyal yapılarını tehdit eder hale getirmiştir.
Totaliter bir radikal değişikler peşinde koşanlar, Pasifik’ten Orta Doğu’ya, Afrika dan Güney Amerika’ya, Balkanlar’dan Orta Asya’ya kadar uzanan geniş bir coğrafyada çıkarlarını ve “hegonomik” güçlerini gözetmek için savaşı da içeren çeşitli yaptırımlarla bunu sağlamaya çalışmakta, sınırları değiştirmek için yeni ittifaklar kurmaktadırlar.
Ülkemizde de bir değişiklik “rüzgarı” esmektedir. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın geçen Perşembe günü yaptığı konuşmada “Kızıl Elma”yı hedef göstermesi, Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın bir süre önce “ Bu anayasa demokratik değildir” sözleri ile radikal bir dönüşümün işaretlerini vermişler, Öcalan, af gibi konularla değişikliğin yasal dayanağı olacak bir anayasa değişikliğinin kaldırım taşlarını döşemeye başlamışlardır.
Bu ay yapılacak olan Milli Güvenlik Kurulu toplantısında Cumhuriyet devrim ve ilkeleri üzerine inşa edilen “güncelleneceği” belirtilen “Kırmızı Kitap” ta ki değişikliklerle belli olacaktır. Başta laiklik ve devrimler olmak üzere “Güncellemenin” içeriği Türkiye’nin yeni rotasının şekil, biçim ve yönünü
belirleyecektir.
Bekleyip, göreceğiz.