Yerel seçimlere 46 gün kaldı. Beş yıl süreyle seni yönetecek, hayatını etkileyecek, başkan ve meclis üyeleri ile muhtarını seçeceksin. Ancak bu seçim bundan önceki yerel seçimlerden farklı. Seçeceğin kişiler geleceğin Türkiye’sinin parke taşlarını oluşturacak.
Seçeceğin kişilerin adalet anlayışını sorgula. Anayasa Mahkemesi’nin kararlarını uygulamayan mahkemeler ve Yargıtay’ın aldığı kararlara nasıl bakıyor. Bunu çözmeden senin kira anlaşmazlıklarını, mahkemeye intikal eden komşunla kavganı, boşanma sorununu, trafik kazaları sonucunda vereceği kararlara ne kadar güveneceksin.
Yoksa Somali Cumhurbaşkanı’nın oğlu mu olmak gerekiyor? Seçeceğin kişiler bunları
nasıl değerlendiriyor?
Milli Eğitim sisteminde din ve tarikatlara öncelik verecek sistem değişikliğine ne diyorlar? Laikliği temel alan sistemden vazgeçecekmişim. Seçeceğin kişiler bu soruna nasıl bakıyor? Kentsel dönüşüm adı altında yerinizde dönüşümü ortadan kaldıran, ‘Yarısı benden’ sloganı altında seni borçlandırarak kendi öngördükleri yerde ölünceye kadar oturacağın bir ev sunarak, öldükten sonra evini mirasçılarına bırakamayız denilerek ‘TAPU’nun delinmesine izin verecek misin? Maden ve benzeri ocak ve yatırımlarla orman varlığının yok edilmesine ne diyorlar? Kadın hakları ile ilgili ne düşünüyorlar? İstanbul Sözleşmesi ve can güvenliği konularında bakış açıları ne? Gençlerin geleceğine yönelik, burs ve yurtlarla ilgili projeleri var mı? Yerelde istihdam yaratacak ne gibi yatırımlar yapacaklar? Bunlara benzer onlarca soruna bakış açıları nelerdir?
TBMM’de anayasa değişikliği yapmak için yeterli çoğunluğu olmayan iktidar partisi, kendi siyasal görüşlerini hayata geçirmek için yerel seçimleri basamak olarak kullanma amacında.
Bunları gerçekleştirmek için oy oranını yükseltmek, özellikle İstanbul seçimini kazanmak zorunda. Atatürk Cumhuriyeti’ne karşı planlanan bu gelişmelere dur demek senin elinde. Sen sadece yerel yöneticileri seçmeyecek, rejimin geleceğini de oylayacaksın. Demokrasi mi, otokrasi mi?