Sevgili Cengiz Kocatoros. Bu sana yazdığım ilk mektup,“Nereden geldi aklına mektup yazmak” diye kelam edersen, inan ben de bilmiyorum. Çünkü ben 21 Haziran 1985 yılındanbu yana hiçbir günümü sensiz geçirmedim.
Tamam; seni nüfus kaydından düşürdüler. Senin için öldüdediler. Ama sen bizim dostluk defterinden, arkadaşlık künyesinden hiçbir zamansilinmedin, yüreğimizden hiçbir zaman düşmedin…
Sevindik, yüreğimizde sen vardın. Üzüldük, yüreğimizde sen.Sen, bin yıllık dostluğumuzun yaşadığımız süreçte hep tek konuğuydun.Yeşil-kırmızı renklerin sevgisinin benliğine değil, kanına bile nasılişlediğini bütün Karşıyaka bilirdik. Ha, sen bir de çiçeklerden gülü severdin.Sevdiğin gülün dikenine katlanmasını da çok iyi bilirdin.
Dilinden düşürmediğin bir sözcüktü “Abicim”. Büyüklerinesaygıyla, küçüklerine sevgiyle, “Abicim” der dururdun. Şimdi yine, “Abicim” diye seslendiğin kim bilir kaç bin tanedost, arkadaş bulmuşsundur bir göklerde.
Karşıyaka, sensiz geçen yıllarda güzel günler de yaşadı Cengiz,kötü günler de. Ama Karşıyakalı, hep senin gibi iyi günde olduğu gibi kötügünde de Karşıyakalı olmasını bildi. Sen Karşıyakalılara ölümünle bile birKarşıyakalılık sevgisi armağan ettin Cengiz. Ne ölümü yahu! Ben nedenbahsediyorum. Senden sadece biraz ayrı kaldık, o kadar. Sen daha biz ölmedenölemezsin Cengiz. Hatta biz ölsek bile seni öldürtmeyiz. Çünkü seni kuşaklarboyu sevgiyle yaşatacak bir gençlik yetişti Cengiz, hem de seni örnek alarak.Delikanlılığını, yiğitliğini, mertliğini, dostluğunu, arkadaşlığını ve tabii enönemlisi de Karşıkalılığını.
Evet, bil ki Karşıyaka’nın bütün sokakları, bütün denizleri,bütün yeşilleri, kırmızıları seninle bir başka güzeldi Cengiz, seninle birbaşka güzel.
Ve biz, senin için rakı kadehlerimizi, “Şerefe Gode” diyekaldıracağız gün batarken. Ve sen, süzülüp geleceksin göklerden gözlerinin içigülerek, “Şerefe Abicim” diyeceksin “Şerefe”.
“Şerefe Gode Cengiz''