Geçtiğimiz gün parkta kış güneşinin keyfini çıkaran bir sokak köpeğine rast geldim. Yanına yaklaştım başını okşamak için… Benden önce başını elime doğru toslayışı, kuyruğunu sallayışı, bana o çikolata rengi gözleriyle -adeta gülerek- bakışı öyle saf ve güzeldi ki. İnsan bazen hiç beklemediği anlarda sevgi frekansını yüreğinin ta derinliğinde hissedebiliyor.
Sevgi sadece insanın değil her canlının en temel ihtiyacı… Sevgi engelleri aşan, ruhları birbirine bağlayan ve karşımızdakiyle derin bağlar kurmamızı sağlayan bir duygu.
Biz sevgiyi çoğu zaman insan ilişkileriyle sınırlasak da aslında sevginin dili kendi türümüzün çok ötesine uzanıyor.
*
Bilimsel araştırmalar gösteriyor ki; hayvanlar da kendi sosyal grupları ve aileleriyle güçlü bağlar kurabiliyorlar. Filler, kurtlar ve yunuslar gibi pek çok hayvan türü ailelerine ve arkadaşlarına karşı olağanüstü bir sadakat ve sevgi sergiliyor.
Hayvanlar sadece kendi türleriyle değil bizlerle de sevgi paylaşımı yapıyor. Özellikle evcil hayvanlar ve insanlar arasında kurulan bağ, karşılıklı sevgiye ve empati duygusuna dayanıyor.
Sosyal medyada siz de mutlaka videolara denk gelmişsinizdir. Sahibini uzun zaman sonra gören bir köpeğin inanılmaz mutluluğu, bir kedinin patisiyle sahibini dürtüp okşanmak isteyişi, yavrusunu çok güvendiği sahibinin yanına taşıyan kedileri ve köpekleri… Onlar bizi, tahmin edemeyeceğimiz kadar seviyorlar.
Sevgi dili sadece insanları ve hayvanları değil doğanın genelini de kapsıyor. Mesela; saksıdaki çiçekler bile biz onlarla sevgiyle konuşunca, ilgi gösterince daha coşkuyla, sanki tüm güzelliğini göstermek istercesine açıyor.
Sevgi ruhumuzu ve duygu durumumuzu iyileştirirken fiziksel olarak da bize iyi geliyor. Sevgi gören, gösterilen insanların veya hayvanların daha sağlıklı oldukları, daha az hastalığa yakalandıkları ve genel olarak daha kaliteli bir yaşam sürdüklerini gösteren çok sayıda araştırma mevcut.
*
Uzun lafın kısası:
Sevgi, insanlar ve tüm canlılar arasında uyum ve denge ortamı yaratır, dünya üzerinde barış ve huzurun temelini oluşturur. Sevgi, dilin, kültürün ve hatta türlerin sınırlarını aşan, birleştiren, çevremizdeki her şeyle daha derin bağlar kurmamızı sağlayan evrensel bir güç.
Belki de; daha iyi bir yaşamın, daha güzel bir dünyanın kapısını aralamanın yolu bu güce hayatımızda daha çok yer açmaktan geçiyordur.
********************************************************
KISA HABER
Takvim gelirleri
can dostlara
Hayvan Hakları Federasyonu-HAYTAP tarafından düzenlenen fotoğraf yarışmasında dereceye giren karelerin süslediği 2025 masa ve duvar takvimleri hem kitapçılarda hem de online platformlarda satışa sunuldu.
13 yıldır HAYTAP’ın vatandaşların da desteği ile farkındalık yarattığı fotoğraf yarışması ve takvim projesi her yıl daha büyük kitlelerin katılımıyla sürüyor. Bu yılki konusu “Sokak hayvanları ve merhamet” olan yarışmada ödül kazanan birbirinden etkileyici fotoğrafların yer aldığı takvimler, hayvanseverlerin ev ve ofislerinde yerlerini almaya hazır.
Takvim gelirinin tamamı bu yıl da her yıl olduğu gibi hayvanlar için yapılan projelerde kullanılacak.
HAYTAP farkındalık takvimlerini www.haytapshop.com ile hepsiburada ve trendyol’dan online olarak veya D&R, Remzi, Nezih, Dost, Arkadaş ve Pan gibi büyük kitapçılardan temin edebilirsiniz.
**************************************************
DÜNYADAN BİHABER
Avrupa’da kurtların nesli yine tehlikeye girebilir
Bern Sözleşmesi Daimi Komitesi’nin geçtiğimiz hafta aldığı kararla Avrupa’da kurtların koruma statüsü düşürüldü. Sivil toplum kuruluşları önceki dönemde koruma çalışmaları sayesinde kurt popülasyonu yeniden arttığını ancak yeni kararın olumlu tabloyu tersine çevireceğini belirterek gelişmelere tepki gösterdi. Kurtlarla ilgili statünün düşürülmesi sonrasında yazılı bir açıklama yapan WWF (Doğal Hayatı Koruma Vakfı) kararın doğaya bir saldırı olduğunu kaydetti. Açıklamada şu ifadeler kullanıldı: “AB'nin kurtlara karşı koruma önlemlerini zayıflatma çabasıyla alınan bu karar, ciddi bir yanlış adımdır ve sağlam bir bilimsel dayanaktan yoksundur. AB Üye Devletleri, Bern Sözleşmesi kapsamındaki kurt korumalarını zayıflatmak için oy vererek, 300'den fazla sivil toplum örgütünün, Avrupa için Büyük Etobur Girişimi'nin ve yüz binlerce vatandaşın bilime dayalı eylem çağrılarını görmezden geldi. Bunun yerine, Komisyon Başkanı Von der Leyen'in midillisinin 2022'de bir kurt tarafından öldürülmesinin ardından kişisel nedenlerden etkilendiği anlaşılan siyasi motivasyonlu kararı desteklediler. Bu korumaların düzeyinin düşürülmesi, yapıcı çözümler geliştirmek yerine sosyal bölünmelerin derinleşmesi riskini taşıyor. Kurt popülasyonları, Avrupa'nın çoğu bölgesinde nesli tükendikten sonra zar zor toparlanabildi ve korumalarının zayıflatılması, bu kırılgan toparlanmayı tehlikeye atabilir.”
************************************************************
BİZİM GEZEGEN
Okaliptüs ağaçları Gediz Deltası’na iyi gelmiyor
Doğa Derneği “Okaliptüs Ağaçlarının Biyoçeşitlilik Üzerine Etkisinin İncelenmesi” raporunu yayınladı. Akademisyenlerin de katkı koyduğu raporda Avustralya orijinli bir bitki olan okaliptüslerin Türkiye’ye gelişi değerlendirilirken, bilimsel kaynaklar aracılığıyla okaliptüslerin ekosistem üzerindeki olumsuz etkileri de ortaya koyuldu. Rapor, Akdeniz Havzası’ndaki en önemli sulak alan sistemlerinden biri olan Gediz Deltası’ndaki okaliptüs plantasyon sahasının etkilerini ve geleceğiyle ilgili önerileri de içerdi. Doğa Derneği’nin raporla ilgili sosyal medya üzerinden yaptığı açıklama ise şöyle:
“Geçmişte Türkiye’nin pek çok sulak alanı, sivrisineklerle mücadele amacıyla kurutulmak istendi ve bu çerçevede sulak alanlara okaliptüs ağaçları dikildi. İzmir’in Gediz Deltası gibi bölgelerde, bu uygulamanın etkileri günümüzde ciddi sorunlara yol açıyor. Yüksek su tüketimiyle tanınan okaliptüs ağaçları, tatlı su kaynaklarının azalmasına neden oluyor ve bu da mera alanları ile geçici sulak alanlar üzerinde baskı oluşturuyor. Gediz Deltası’ndaki sınırlı su kaynaklarını ve doğal bitki örtüsünü korumak amacıyla; okaliptüs ağaçları kontrollü bir şekilde alandan çıkarılmalı, alan doğal bitki örtüsüne dönüştürülmeli, değişimi görmek için yeraltı ve yerüstü suları, toprak yapısı ve biyoçeşitlilik düzenli olarak izlenmeli.”
**************************************************************
KULAĞIMIZA KÜPE OLSUN
"Güzel bir nehir, doğanın şarkıya dökülmüş hayat eseridir."
