İnsan evladı, öğrenmeye kurulu…
En azından öyle olmalı…
Madem “Küçük kıyamet” yaşıyoruz, ölmez sağ kalırsak, yaşam bir gün eski şekline dönerse,
Bir şeyler öğrenmiş olalım bari…
Misal ben öyle yapıyorum…
Örnek;
Ojeli öğretmenlerimizin cenabet olduğunu öğrendim…
Bunca yıl cenabet cenabet ders verenler olmuş, biz de onları dinlemişiz…
Al işte günaha girmişiz. Bu musibet olmasa nerden bileceksin dimi?
Hemen diplomamı klorağa yatırıyorum…
Mesela;
Ticaret erbabı arkadaşlarımızın arkasında çok sağlam STK’lar olduğunu gördük.
Ticaret Odası, Esnaf Odası, Sanayi Odası…
Yapmadıkları kalmadı…
Mesela paran yoksa faaliyet belgesi alamayacağını,dolayısıyla zor günlerde kredi başvurusu bile yapamayacağını öğreterek üyelerini kötü alışkanlıklardan koruma metodu geliştirdiğini gördük.
Tam bir anne kuş davranışı…
At yuvadan aşağı, uçan uçsun uçmayan Allah rahmet eylesin…
Zannımca, üyelerin bir çoğu aidatı çift kat vermek için başvuruya hazırlanıyor…
Necip milletim…Konuyu biliyor…Öğrendi...

***

Mesela, özel bankalarımızın, devlet bankalarımızın, arkamızda olduğunu öğrendik…
Tam arkamızda ve otobüs tacizcisi gibi sadece arkadan abandıklarını anladık.
Ki; arkamızın güçlü olduğunu hissettik…
Sıcak nefesleri, ensemizi ısıttı, tüyler ürperdi…
İçimiz ısındı…Bazıları bunu da anlamadı…

***

Bu belediyelerin  paralarımızı çar-çur ettiğini anladık…
Biri durup dururken sahra hastanesi yapıyor...
Biri ne hakkı varsa, garibana dağıtmak için kampanya yapıyor...
Kalkmış  bir tanesi bedava ekmek dağıtıyor…
Gözümüzden kaçmış bak; 25 yıldır aş evi olan ve garibanlara sıcak aş dağıtan belediyelerin olduğunu anladık…
Bu israfçıları tespit ettik.
Yardım ayaklarına belediye arabalarının benzinini boşa yaktıklarını  apaçık gördük.

***

Zonguldak Valisi’ni tanıdık.
Sağlık çalışanlarına yaptığı kıyakları saydı.
Oranın sağlık çalışanlarının “Besle kargayı” durumunda olduklarını öğrendik.
Meğer bulaşı ortalamasını sağlıkçılar yükseltmiş, görmemek için kör olmak lazım dimi ?

***

Misal;
İzmit Belediyesi’nin isyankar, asi bir yönetime sahip olduğunu gördük.
23 Nisan yüzünden kimseye sormadan Türk bayrakları astı yollara.
Bağlı olduğu Kocaeli Belediyesi, tabi toplattı hepsini…
İsrafın iyi bir şey olmadığını bir defa daha  öğrendik.

***

Uçmayan uçağın KDV’sinin yüzde 1’e inebildiğini, fatura kesemeyen esnafın, iş yapmadığı için çıkmayacak vergisini ertelemenin, istenirse müteahhitlerin ev alma peşinatını düşürerek, virüsün yayılmasını önleyebileceğini... Dünya gördü dünya…

***

İstanbul Boğazı'nda 258 TL. aylıkla, arsa kiraya verildiğini öğrendik.
Hiç araştırmacı olmadığımız ortaya çıktı.
Eşek kafalılık bu kadar olur. 
Çalışmamız, bunları araştırmamız gerekirken, yan gelip yatmışız bunu öğrendik.

***

Aslında konuyu bir ruhban büyüğü Nihat Hatipoğlu açıkladı…
“Lüks, azgınlık, israf, bütün insanlığa çökmüş ahlaki virüstür.
Korona virüs ise insanlığa uyarıdır”

Hah  tam da böyle…
Azgınlar sizi…
Lüks içerisinde yaşayan işçiler sizi...
İsrafçı  gündelikçi, ameleler sizi…
Siftahsız dükkan kapatan şaban esnaflar sizi...
İki yakasını bir araya getiremeyen şımarık asgari ücretliler sizi...
Faize mahkum olmuş kobiler sizi...
Kıymet bilmez küçük işletmeler sizi…
Memurlar, sözleşmeliler, taşeronlar sizi…
Allah uyarıyor görmüyorsunuz...
Azgınlar sizi… Sizi azgınlar sizi..

BÖYLE OLUR…

Öyle eline üç beş paket alıp teslim etme işi, telefonun başına oturup 65 yaş üstü kişileri aramak, arıyormuş gibi yapmak, üç beş dakika orada burada beylik fotoğraf vermekle olmaz…
Bunlar yanlış işler, bunlar tribüne oynamaktır.
Doğru iş “Maskematik projesidir.”
Hah bana bunlarla gelin kardeşim…
Tam bir  çözüm makinası.
Her şeyi bırakın, bu “Maskematik”leri her yere dağıtın.
İzmir Büyükşehir Belediyesi, Türkiye’ye ve dünyaya örnek bir projeyi şimdi koymuştur.
Acilen çoğaltmalı, her vatandaşına ulaşmalıdır.
Üç beş aş arabasıyla, 4 milyona dayanan kente ulaşamazsınız.
Ama,doğru iş yaparsanız, o kent sizi bulur…
Gider kartını gösterir, maskesini dezenfektanını alır…
Hizmet de böyle olur.
Kimin aklına geldiyse alkışlıyorum.
Basit ama kesin çözüm…
Çok çabuk yayalım, içlerini de her gün dolduralım…
Teşekkürler Tunç başkan…

BÜYÜK RESESYON…

Virüs operasyonlarının  sebeplerini üç hafta yazdım.
Bilgi birikti, evet…
Bu arada üç-dört haftadır da çok kesimden insan ile konuşuyorum.
Soru aynı; “Ne olacak?”
Ayrıntıyı bir kenara koyalım…
Şu anda büyük para sahipleri paralarına para katıyor.
Büyük para  el değiştiriyor…
Olurda üç beş kuruşunuz varsa, para harcamayın.
Malınızı mülkünüzü, mümkünse sonuna kadar saklayın, satmayın.
Bu iş bittiğinde bütün dünyayı büyük durgunluk bekliyor.
Enflasyonun büyük sıçramalar yaşaması bekleniyor.
Doların euro’nun orta vadede ne olacağı belli değil.
Hiç olmayacak  belki de…
Varsa altın alın…
Varsa ve mümkünse hiçbir şeyinizi satmayın…

HİÇ Mİ YOK?

Yüzyılın  diyaloğu ; Eczanedeyiz ;
-Maske var mı ?
-Yok
-Hiç mi yok ?
-Hiç yok
-Niye yok.
-Yok abi gelmedi işte, yok.
-Bana mesaj geldi, nası yok ?
-Abi mesajı yollayana sor, yok işte.
-Vardır bir kenarda
-Yok abi yok.
-HİÇ YOK ?
-Abi bi gider misin abi…
-Vardır sende, bak yaşlıyım nereden geldim buraya…
-Abi olsa 5 tane vereyim…
-HİÇ YOK diyorsun ha…
-HİÇ YOK…

GEREKSİZ BİLGİ: Zürafaalar kulaklarını dilleri ile temizler. Doğanın bu güzel hayvanlarının dili 40 santimetredir ve kulak temizliğini  dilleriyle sağlarlar.

GEREKLİ BİLGİ: Büyük İskender ishalden, firavunların bir çoğu diş apsesinden ölmüştür…Umutsuzluğa gerek yok, aşı bulunacak… 

DELİ ZİYA

“Sabır suskunluk değil, işitilmeyen feryattır”