“Bizim de bir pulumuz olsa ne güzel olur, bir zarfın üzerinde, şehir şehir, ülke ülke, serüvenden serüvene koşsak”. Dediğiniz olmuştur mutlaka. Özellikle bizim jenerasyonda, 1950’li ve daha önceki yıllarda doğmuşsanız mutlaka mektup veya kartpostal göndererek özlem gidermişsinizdir sevdiklerinizle.
Mektubu yazdınız, bir daha okudunuz, özenle katladınız ve zarfa koydunuz. Kimbilir zarfın içine bir gül koymak istediniz belki… Belki zarfa koyduğunuz birkaç tel saçınızı, yanaklarınıza ateş bastığı için son anda koymaktan vazgeçtiniz. Kim bilir “koyarsam, çok üzülür” diyerek son anda zarftan minik bebeğinizin fotoğrafınızı çıkardınız. Belki de yeni açtığınız butiğin cepheden çekilmiş fotoğrafını koydunuz. Velhasıl kelam yaşlı gözleriniz eşliğinde zarfı kapattınız ve pulunu yapıştırmak için dilinize götürüp; bir hüzün, bir özlem sürdünüz pula ve zarfa yapıştırdınız.
İşte o pul; sizin, bebeğinizin, yeni bir başlangıcınızın veya yepyeni bir heyecanınızın resmini taşıyabilirdi.
Nasıl mı? Anlatayım.
İlk defa 1840 yılında posta ücretlerinin ödenmesinde kullanılmaya başlanan posta pulları, teknolojinin baş döndürücü hızına paralel olarak gelişen iletişim araçlarının da aynı gelişimi göstermesi ve mektuplaşmanın yerine başka başka teknolojilerin geçmesi nedeniyle son dönemde adeta “nostaljik” olarak kullanılır hale geldi.
Sadece bağımsızlığını kazanmış devletler tarafından basılabilir pul. Bir ülkenin bağımsızlık sembolüdür. Tıpkı Bayrak gibi, Milli Marş gibi, Para gibi.
Posta Pulları, posta ücretlerinin ödenmesi amacıyla çıkmış olsalar da, bugün ülkelerin; önemli liderlerinin, coğrafyalarının, yaşam tarzlarının, kültür ve sanat yapısının, gelenek/göreneklerinin, tarihî, siyasal, sosyal, kültürel, sportif ve endüstriyel gelişimlerinin, ulusal ve uluslararası anlık değişim ve sıra dışı gelişmelerinin, antik veya güncel mimarilerinin ve doğa örtüsü veya kaynaklarının, önemli yapılarının tematik veya kronolojik olarak tanıtılmasında önemli bir rol de üstlenmiştir. Adına Filateli denilen bir bilim dalının var olmasını sağlamıştır pullar. Dünyada 8 milyondan fazla pul biriktiren insanın yaşam sevincidir pullar.
İşte böyle pozitif bir yaşam argümanıdır pul.
BENİM DE BİR PULUM OLABİLİR Mİ?
Evet sizin de bir pulunuz olabilir. Hem de isterseniz hemen.
PTT 2005 yılında hem farkındalık, hem de farklı bir kaynak yaratmak amacıyla "KİŞİSEL PUL" hizmetini, Türk Pulculuğu’nda bir yenilik olarak uygulamaya koydu.
Bu uygulama kapsamında gerçek ve tüzel kişiler tarafından gönderilen görsel objeler tamamen resmi prosedürler çerçevesinde SİZİN PULUNUZ olarak basılabilmektedir.
Bu pullar gerek hatıra amaçlı gerekse posta ücretlerinin ödenmesinde kullanılabilmektedir.
Kuruluş yıldönümünü kutlamak, belli bir olayı anmak, ticari bir ürünün tanıtımını yapmak, doğum günleriniz, düğün fotoğrafınız, evlilik yıldönümünüz, anneler günü, babalar günü, sizinle ilgili törenler, sizde iz bırakan hatıralar, çocuğunuzun mezuniyeti v.b. gün ve anılara ait görseli PTT’ye teslim etmek yeterli olabilmektedir.
Kişisel pul basımı çok kolay. Dileyen herkes kişiye özel pul’a sahip olabilir. Herhangi bir PTT Merkezine başvurmanız veya 02322470101 no.lu telefonu aramanız yeterli.
PTT görevlisine teslim ettiğiniz görseliniz KVKK kapsamında POSTA PULU olarak bir iki gün içerisinde adresinize postalanıyor ya da siz istediğiniz PTT Merkezinden elden teslim alabiliyorsunuz.
İşte şimdi sizinle birlikte milli bir değere sahip PUL’unuz sizinle yol alıyor. Düşünsenize, Mustafa Kemal ile Şanlı Bayrağımız ile sizin pulunuz bir mektupta yanyana yolculuk ediyor. Gururunuz olsun.
Benim de bir pulum var hayatta!..deyin.
Sevgiyle kalın.