Çocuk diyoruz çocuk...
Bunu söyleyen vatan haini oluyorsa, kendi memleketinde yaşayan, kendi ülkesinin vatandaşı olan, yani kendi halkının 'bazı çocukları' ölürken üzülüp, 'bazı çocukları' ölürken sevinenlere ne diyeceğiz peki?
İnsanlık düşmanı??
Bu ülkede silahlar susun, kan kanla temizlenmesin, barış olsun, huzur olsun demek PKK propagandası yapmak mı demek?
Bunu iddia eden ile, 'PKK bir terör örgütü değildir' iddiasında bulunanın, aynı akıl tutulmasında gezindiğini düşünüyorum.
***

Televizyon şovuna bağlanıp, "Ülkenin doğusunda yaşananların farkında mısınız? Burada yaşananlar ekranlarda çok farklı aktarılıyor. Sessiz kalmayın. İnsan olarak biraz daha hassasiyetle yaklaşın. Görün, duyun ve artık bize el verin. Yazık; insanlar ölmesin, çocuklar ölmesin, anneler ağlamasın" diyen Ayşe öğretmene önce hak verip alkışlatan şovmen, daha sonra artık nasıl korkutuldu ise apar topar ekrana çıkıp bu yaptığından dolayı özür diledi.
Yani şimdi bu durumda Beyaz, "Çocuklar ölmesin, analar ağlamasın sözüne destek verdiğim için özür diliyorum, çünkü aslında o çocuklar ölsün, o analar da ne hali varsa görsün" mü demek istedi?
Tabii ki o da değil?
Eee kardeşim o zaman ne oluyor? Bu ülkede ne dolaplar dönüyor?
Aklı selim insanları da manyak ettiniz iyice, artık kimse ne dediğini bilmiyor.
***
Peki biz şimdi ne yapalım?
PKK yandaşı olması ihtimaline kargaların bile güleceği Beyazıt Öztürk hakkında terör örgütü propagandası yaptı diye dava açılmış olmasına mı gülelim?
Böyle yapmadığı halde, çıkıp bin bir özür dileyerek, omurgalı bir duruş sergilememesine mi üzülelim?
Yoksa bu ülkede artık 'çocuklar ölmesin' diyenlerin, barış isteyenlerin vatan haini ilan edilmesine mi yanalım?
Bu kanlı savaşın iki değil kaç tarafı varsa, ki çok görünüyor, Allah hepsini bildiği gibi yapsın artık be!
---------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Aşırı derece vahşi köpek haberi!
Gazetesinden televizyonuna kadar yönetici kadroları, koca insan olmuş ama hala köpekten korkan kişilerce dolu medyamız bir algı operasyonuyla daha karşımızda.
Gün geçmiyor ki uyduruk, yok "Sokak köpekleri dehşet saçtı", yok "çocuklara saldırdı", yok "sahibini yedi" haberleri yapılmasın.
Gazeteciliğin g'sinden insanlığın da i'sinden nasibini almamış bazı muhabir arkadaşlar yapacak haber bulamayınca, kendi uydurdukları haberleri servis ediyorlar ve yöneticileri de aman sayfalar dolsun da nasıl dolarsa dolsun mantığıyla seslerini çıkarmıyorlar.
Yeni haberimiz: "Pitbull cinsi köpek ölen sahibinin yüzünü yedi!"
Haberin içeriğini okuduğunuzda böyle bir şeyin olmadığını görüyorsunuz tabii.
Adam evinde artık ne sebepten ise ölmüş.
Çok sevdiği köpeği de onun cesediyle beraber üç gün o evde yaşamak zorunda kalmış.
Adamı bulduklarında, komşunun ifadesiyle yüzünde 'çok hafif bir yara bere izi' varmış.
"Sahibini uyandırmak için yaptığı bir hareketten olmuş olabilir" diyor komşu amca, ki aklı selim herkesin aklına ilk gelen de bu olur zaten.
Ama böyle olursa haber büyük kullanılmaz ki!
Sansasyonel olması için bir yerlerinden uydurma haber yapmaları lazım.
Eh nasıl olsa pitbull cinsi köpeklerin imajı da kirli. Altına ver odunu ver odunu, yansın manşetler, gelsin sansasyonel haberler!
Vicdansızlık sarmış dört bir yanımızı... Bu dünyadan insanoğlunu bir an önce alıp uzay çöplüğüne falan atsınlar ya...
Belki yerimize elfler melfler gelir, şu güzelim mavi gezegenin hakkını verir.

-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Bu sene çok bebek yaptı
2015 adeta hamile haberi alma yılıydı..
Evlisi bekarı, göbekleri şişirdi, şimdi bebecikleri kucaklarına almaya hazırlanıyorlar. Ya da yeni aldılar.
Allah hepsine sağlıklı bir ömür versin.
Bu bebek haberlerinin en dikkat çekici özelliği bazılarının babalarla pek alakasının olmamasıydı!
Tanıdığım tam dört kadın, beraber oldukları adamlardan sadece kendileri öyle istediği için hamile kaldı!
Hatta bir tanesinin beraberliği yıllardır ite kaka sevimsiz hallerde devam ediyordu, bir tanesi ise bundan bir süre önce sevgilisinin biseksüel çıktığını, onu erkek sevgilisiyle tatil yaparken bastığını bizzat bana anlatmıştı! Ama baktım, şimdi o da sözünü ettiği kişiden hem de, germiş karnını mutlulukla bebeğini bekliyor.
Ekonomik bağımsızlık kadına artık böyle bir gücü de getirdi işte.
Doğurmak isteyen doğuruyor kardeşim. Karşı tarafın baba olmayı isteyip istememesi önemli değil onlar için.
Evlilikle falan da zorları yok zaten. Doğurmak istiyorlar, iyi kötü birini kıstırınca da bunu başarıyorlar.
Kendi bedenim, kendi bebeğim, kendi kararım diyorlar. Doğru, yanlış tartışılır tabii...