Erdoğan ve AKP ‘haklı’: Cemaat ‘suçlu’; darbe girişimi ve paralel devlet yapılanması nedeniyle…
Ama kendileri de ‘suçlu’lar; paralel yapılanmaya göz yumdukları, ne istedilerse verdikleri için.
Ama ‘suçlu’ sayılmıyorlar; devletin neredeyse tüm erkleri ellerinde, yani ‘güçlü’ler...
Suçlular ikiye ayrılıyor, anlayacağınız: Erdoğan ve AKP gibi ‘hem suçlu, hem güçlü’ler; FETÖ gibi ‘suçlu ve güçsüz’ler…
‘Hem suçlu, hem güçlü, hem de görevli’ olanlar var, bir de. “Hakkında açılan tüm davalardan, Sayın Fethullah Gülen Hocaefendi'nin beraat etmesine ve bu beraat kararının kesinleşmesine rağmen, Ergenekon yapılanmasının parlamentodaki uzantıları tarafından 'çete' diye hakkında Meclis kürsüsünden konuşma yapanlar oldu” sözlerinin sahibi AKP Milletvekili Reşat Petek gibi. Kendisi, FETÖ’nün darbe girişimini araştırmak için Meclis’te kurulan araştırma komisyonunda ‘görevli’, şu anda.
Dün ‘güçlü’ olan hakim ve savcılar, suçsuz insanları ‘suçlu’ ilan edip, yıllarca hapis yatırdıkları için ‘suçlu’lar ve artık ‘güçsüz’ oldukları için kaçtılar, ‘haklı’ olarak! Suçlarını ve cezalarını çok iyi biliyorlardı, çünkü.
Yıllarca boş yere hapis yatan insanlar gibi, tüm bu olanları görüp, isyan eden bizler, ‘çok haklı’yız; bir araya gelebilsek ‘çok güçlü’ olup, oyunu bozacağız. Bu yüzden sürekli bölmeye çalışıyorlar, bizleri. Ve ne yazık ki, şu ana dek başarılılar…
Justin Mccarthy’nin düşündürdükleri
Önceki yazımda özetlemeye çalıştığım Prof. Justin McCarthy’nin İzmir’deki konferansında en önemli mesaj şuydu sanırım:
“Emperyalist güçler etnik ve dini farklılıkları körükleyerek, Osmanlı’yı parçaladılar, orduyu zayıf düşürdüler. Sevr ile küçük bir alanda ordusuz kalmış Osmanlı’yı da kısa zamanda paylaşıp tamamen ortadan kaldıracaklardı; tıpkı Makedonya ve Bulgaristan’da olduğu gibi. Yani, Atatürk olmasa, ‘Türkiye’ diye bir ülke kesinlikle olmayacaktı.”
Ne yapmalı?
Tarihin tekrar etmemesi için, McCarthy’nin saptamalarından ve tarihten ders çıkarmak gerek.
Dün Said Nursi’ye verilen görev, bugün Fethullah Gülen’de… (Bakınız, Said Nursi Fethullah Gülen ve “Laik” Sempatizanları; Prof. Dr. Alpaslan Işıklı, Hasat Yayınları)
Kürk kökenli kardeşlerimizi kandırıp, kışkırtıyorlar; tıpkı geçmişte Ermeni kardeşlerimize yaptıkları gibi…
Gerek iktidar, gerekse muhalefet işbirlikçilerle dolu. BOP eşbaşkanları, kod adı belli CIA ajanları, seks kaseti ile başa getirilmiş veya koltuğu sağlamlaştırılmış liderler, damatlar, akrabalar… Ne ararsan var.
Laiklik olmadan demokrasi olamayacağını bilen, Atatürk ilke ve devrimlerine sahip çıkacak, vatansever ve donanımlı yepyeni kadrolara; birliğe ve beraberliğe gereksinimimiz var.
Haksız mıyım?